Türkiye İşçi emeklileri Derneği İskenderun Şube Başkanı Hüseyin Göde; “Yüzdeli Zamlar Eşitsizlikleri Arttırıyor”
Türkiye İşçi Emeklileri Derneği İskenderun Şube Başkanı Hüseyin Göde, emekli aylıklarına yüzdeli zamların eşitsizlikleri arttırdığına vurgu yaptı.
Örneğin gıda, konut ve ulaşım harcamalarının enflasyona etkilerini belirleyen yüzde paylarının giderek değiştirilmesinin enflasyonun düşük belirlenmesini getirdiğini hatırlatan Göde; “Harcama gruplarına bakıldığında gıdanın payı 22.77, konutun (ısınma aydınlanma su ve kira) payı yüzde 14.34 olarak belirlenmesi emeklilerimizin harcama giderlerine göre oldukça düşük kalmış ve bu hesaplama yöntemi ile enflasyon olması gerekenin altında açıklanmıştır. TÜFE’ye endeksli yüzdeli zamların yansımalarına bakıldığında, emekli aylıkları düşük olanların aleyhine bir sisteme dönüşmüştür. Örneğin emekli aylığı 2500 TL olan bir emeklinin temmuz zammı 143,75 TL iken, 1.600 TL emekli aylığı olan bir emeklinin zammı 92 TL ile sınırlı kalmıştır. Bu iki örnek bile eşitsizliğin ve emekli aylıkları arasındaki makasın giderek büyüdüğünü ortaya koymaktadır. Bu nedenle emekli aylıkları için daha gerçekçi ve eşitliği öngören bir artış sistemi getirilmelidir” şeklinde konuştu.
Yüzdeli zamlar yerine seyyanen artış ile birlikte refahtan da pay verilmesini öngören değişikliklere gidilmesi gerektiğini savunan Göde; “Geçmişte yüzdeli zamlar yerine seyyanen zamlarla emeklilerimizin aylıklarında iyileştirmeler yapılmıştır” dedi.
En Az Emekli Aylığı Ödemesine de Zamlar Uygulanmalı
2000 sonrası dönemde taban emekli aylıklarında yapılan değişikliğin, emekli aylıklarının küçülmesini getirdiğini de sözlerine ekleyen Göde; “2000 öncesi dönemde uygulanan taban emekli aylığı bağlama oranının %70’ten %35’e düşürülmesi emekli aylıklarını da yarı yarıya küçültülmüştür. 2019 Şubat ayında 1000 TL’nin altında kalan emekli aylıklarına bir iyileştirme aracı olarak en az emekli aylığı 1.000 TL ödemesi Nisan 2020 tarihi itibariyle de 1500 TL ödenmesi olumlu bir adım olmakla birlikte sorunu esastan çözmemiştir. Bu duruma nasıl gelindiğine bakıldığında emekli aylığı hesaplamalarının ve geçmişte yapılan seyyanen zamların son 3 yılda bağlanan emekli aylıklarına yansıtılmaması emekli aylıklarının önce 1000 TL’nin sonra da 1500 TL’nin altında kalmasını getirmiştir. 2017 yılından sonra emekli aylığı bağlananların mağdur edildiği bir süreç yaşanmaktadır. Bu nedenle, taban emekli aylığı hesaplama sistemi yeniden belirlenmeli, asgari ücretin altında bir emekli aylığı ödenmemelidir.
1 Ocak 2000 itibariyle gösterge sisteminin kaldırılması ve emekli aylıklarının hesaplanmasında karma bir sistemin öngörülmesi, emekli aylıklarında ciddi kayıpları getirmiştir. 2000 öncesi emeklilere yapılan intibakın 2000 sonrası emeklilere uygulanmaması, sosyal güvenliğin eşitlik ilkesi ile bağdaşmamıştır. Emekli olunan tarih yerine emekli aylığı hesaplamalarında tek bir hesaplama sistemi benimsenmeli ve hiçbir emeklimiz mağdur edilmemelidir.
Sosyal güvenlik sistemi ile toplumsal barış ve refah sağlanmalıdır. Anayasamızda güvence altına alınmış emeklilik gibi kutsal bir hakkın korunması ve geliştirilmesi, ülkemizin de gelişmişlik göstergesi olarak değerlendirilmelidir. Sosyal güvenlik hakları geliştirilmeden, milli gelirin dağılımında da adalet sağlanamaz. İnsanı korumanın ile geleceğe güvenle bakmanın bir aracı olan emekli aylıklarının insanca yaşamaya yetecek bir seviyede olması için Sosyal Güvenlik haklarına ve Sosyal Güvenlik mevzuatına bütünsel bakılmalıdır” şeklinde değerlendirmelerde bulundu. (Haber: Helga TERBİYELİ)







