Futbolda Cilve Olur mu? (3)

0
61

Değerli okurlarım, iki gündür cilveyi bir kavram haline getirdik ve derinlemesine indik, çok şeylere tanık olduğumuzu da aheste-aheste anlattık. Cilve bitti mi şimdi? Tabi ki bitmedi.

Cilvenin olduğu yerde neler olmaz ki? Dünkü sayımızı okuyanlar çok iyi hatırlayacaklar eminim… 90 artılar da, birçok takımlar, sezon sonuna doğru dizlerini döveceği puanlar yitirmişlerdir. Herkesin kendine göre bir bahanesi de var. Ancak uzatma dakikalarında galibiyeti koruyamayan takımın oyuncularını birazcık anlayabiliyoruz da, onları eğiten, çalıştıran maçlara hazırlayan, yani kulübe de müsabakayı izleyen teknik direktörlerin psikolojisini anlamak pek mümkün değil.

Liglerimizde, öyle teknik direktörler var ki; bu anlatacaklarıma bazı futbolcular da dahil maalesef. Adamların yarış atları var. Maçtan önce ya da sonra hipodrumda koşacaklar. Eğer koşmuş ve nal toplamışsa teknik direktör kulübede onun yorumunu yapar kendi kendine. Kazanmış olsa bile aynı yorumlar veya değişik türlüsü.

Atı alan futbolcular için de aynı şeyleri söylememiz mümkün. Hepsinin kafasında “Maç Bitse de Gitsek…” Atlarını görecekler, durum muhakemesi yapacaklar. Bazıları da kumar hastası! O da ayrı bir illet!

Ulu Önder Atatürk, “Sağlam Kafa Sağlam Vücutta Bulunur” demiş ama kafanın içinde bu tür tilkilikler olursa, o kafaya sağlam diyemeyiz. Daha başka özel huylu çalıştırıcılar varda, bu makalemden huylananlar olur ve de beni arayacak olurlarsa, sizlere ayrıntılı olarak sunarım.

Yerel futbol takımlarımızdan bazılarının hocaları, bir konuyu ayrıntılı olarak yazmamı rica ettiler. Yani, “İyi Bir Teknik Direktör Nasıl Olmalıdır?” Evet, benden istenen aynen böyle!

“Sporcunun ahlakla ilgili ilkeleri, temel eğitimlerine ve duygularına dayalıdır.” Şunu demeye çalışıyorum. Bir teknik direktörün oyuncularına en güzel yaklaşımı, yardıma hizmet edecek duygu ve eğilimleri güçlendirmeye ve özellikle, oyun içinde bilerek ve isteyerek rakibe karşı sert hareketleri yaptırmamak, bu duyguları bastırmak, zayıflatmak, en kötü koşullarda etkisini azaltmak olmalıdır.

Çünkü “Eğilimler, olumluya ve olumsuza yönelebilir esnekliktedir.” Bu paragrafı, belki faydası olur diye, dördüncü kez sunuyorum. Sanırım faydası olur. Sporcuda, spor adamları da parmakla gösterilmelidir. Başka bir ifade ile uzaktan fark edilmemelidirler. Yarın kaldığımız yerden devam edeceğiz. Yine de hatırlatmak isterim ki; Teknik direktörlük kolay bir meslek değildir.

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here