Cumhuriyet Halk Partisi Belen İlçe Başkanı Fevzi Yüksel; “Bu Ülkede Faşizmin Daniskası Var”
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Belen İlçe Başkanı Fevzi Yüksel, Kasım ayı basın toplantısını, ilçe yönetim kurulu üyeleri, kadın kolları, gençlik kolları ve partililerin yoğun katılımıyla gerçekleştirdi.
İlçe binasında gerçekleştirilen toplantıda ilk olarak tamamladıkları ilçe kongrelerine değinen İlçe Başkanı Yüksel; “Bayram havasında, şölen havasında, birlik, beraberlik içerisinde, Cumhuriyet Halk Partisi Belen ailesine yakışır bir şekilde kongremizi yerine getirdik. Bundan sonra aynı bilinçle, aynı azimle, aynı kararlılıkla, CHP misyonunu ve yapmak istediklerini gür bir sesle ifade ederek, görevimizi yerine getirmeye çalışacağız” diye konuştu.
Geçtiğimiz hafta içerisinde Hakkari’de yaşanan terör saldırısında şehit düşen 8 Mehmetçiğimize Tanrı’dan rahmet ve ailesi ile tüm Türk milletine başsağlığı dileyen Yüksel; “Yine yüreklerimiz yandı, yine ocaklara ateş düştü, yine şehitlerimiz var… Kırıkhanlı şehidimizin de aralarında bulunduğu 8 Mehmetçiğimizi vatan toprağına teslim ettik. ‘Bu seçimden sonra terör bitecek, bu referandumdan sonra evet deyin terör bitecek, bu seçimde bir kere daha verin terör bitecek’ diye 15 yıldan bu yana terörü bitiremediler. Bunun çeşitli sebepleri var, burada samimiyet yoktu, burada terör örgütlerine verilen tavizler vardı, burada ne yaptığını bilmez bir yönetim anlayışı vardı. Bu sistemi deniyor olmuyor, diğer sistemi deniyor olmuyor… Şu anda ülke olağanüstü hal, sıkıyönetiminde yönetildiği halde yine olmuyor. Çünkü ülkesini yönettiğini iddia edenler de liyakat yok, bilim yok, bilgi yok, beceri yok. Hangisini uygularsa duvara tosluyor. Şehitlerimizi rahmetle anıyorum. Onların sayesinde nefes alıyoruz, onların sayesinde uyku uyuyoruz. Onları asla unutmayacağız ve unutturmayacağız” diye konuştu.
Dünya Lideri Lüksle Değil, Bilimle Olunur
Ülkenin iyi yönetilmediğini de iddia eden Başkan Yüksel; “Ülkemiz maalesef iyi yönetilmiyor. Ülkemiz bir israf denizi içerisinde yüzüyor. Baktığımız zaman, dünyanın süper gücü, her türlü imkanı, her türlü maddi gücü olan ABD’nin Beyaz Saray’ı denen yer dahi bizim sarayın anca yüzde onu bile değil. Oysaki dinimizin en büyük günah saydığı şey israf! Ne olduğu belirsiz bir yolculuk içerisinde halk inim-nim inliyor. Açlık sınırının, yoksulluk sınırının rakamları ortada, işsizlik çift haneli rakamlara kavuşmuş, insanlar yarın ne olacak diye kaygı içerisinde, fakat ülkeyi yönetenler büyük bir israf denizinin içerisinde. Her gününü gün ediyor, her gününü lüks ve şakşaka içerisinde geçiriyor. Kamuda yıllık harcama 1.2 milyar, örtülü ödenekten 14 yılda 12 milyar harcanmış. Bundan önceki 12 yıllık dönemde, yani rahmetli Demirel, Çiller, Ecevit ve Erbakan döneminde örtülü ödenekten harcanan para 442 milyon. Alınan lüks araçların haddi hesabı yok. En zengin dünya ülkesinde bile bu kadar lüks araç yok. O saray yetmiyor, Marmaris’te tarihi sit alanı yıkılıyor, oraya yeni bir saray inşa ediliyor. 11.000 metrekarelik kıyı dolduruluyor, 300 tane odası, 400 çalışanı olacak. Özel iki tane plaj olacak. Ayriyeten bu özel plajlara yatlar yanaşabilecek. Şu ana kadar kaça mal oldu net ortaya çıkmış değil. Ülkenin geldiği noktaya bakın.

Bir bu çakma dünya liderine bakın, bir de Mustafa Kemal Atatürk’e bakın. Yalova’da bir yazlığı var, ağacı dahi söktürmüyor, mütevazı bir daire. Dünya lideri böyle olur, dünya lideri ilimle, bilimle olur, har vurup harman savurmakla olmaz, lüks içinde gününü gün etmekle olunmaz” şeklinde konuştu.
Son günlerde ülkede faşizm olup olmadığının tartışıldığın da ifade eden Başkan Yüksel; “Faşizm var mı yok mu, son günlerin tartışma konusu. Ülkemizde bunun yok olduğunu iddia etmek mümkün değil. Ülkemizde bir baskı var, bir zulüm var, ülkemizde her türlü tek adam dayatması var. Sen Ergenekon Balyoz soruşturması diye sürüm-sürüm süründüreceksin insanı, intihar edecek, aileler zulüm görecek, işkence çekecek sonra pardon bu yokmuş diyeceksin. Üniversiteler susacak, üniversite konuşmayacak, adalet dağıtan Adalet fakültelerinden ses çıkmayacak, herkes korkacak, sinecek, konuşanı da içeri atacaksın, sonra diyeceksin ki bu ülkede baskı yok, faşizm yok. Bu ülkede faşizmin daniskası var. Biz birleşe-birleşe söyleye-söyleye o faşizmi yok edeceğiz” şeklinde konuştu.
Her bakımdan ülkenin dışa bağımlı hale getirildiğini, etten, taş kömürüne kadar pek çok şeyi ithal eder duruma geldiğimizi kaydeden Yüksel; “Şeker Fabrikaları da özelleştirme kapsamında, ülkeyi bir noktada daha dışarıya mahkum edecekler, geleceğimizi karartmaya devam edecekler. Ülkede bu kadar olumsuzluk varken, bu kadar kaos, kötü gidiş varken, aklıyla oynatan, zekasıyla oynatan oynatsın ama bizler, bizim gibi düşünenler Allah’ın verdiği akılla, fikirle, zekayla o kendini bilmezlere oynatmayacağız” dedi.
Çare Mustafa Kemal’de
İş kazalarında bu yıl 1700’ü taşeron olmak üzere toplam 1.800 kişiyi kaybettiğimizi kaydeden Yüksel; “Bir ülkeyi düşünün 10 yılda 174 tane cezaevi açtı ve şimdi önümüzdeki yıllarda yeni 200’e yakın cezaevi yapmak zorunda. Bunun 50 tanesini de 2018’de bitirecek. Cezaevi açmakla övünen bir iktidar tarafından yönetiliyoruz. 2002’de 55 bin mahkum vardı, şu anda mahkum sayımız 201 bin. Ekonominin birkaç noktasında Rahmetli Bülent Ecevit’in döneminden kalan rakamlarla konuşmak istiyorum 2002’de iktidarı teslim aldıklarında dolar 1,67 idi şu anda dolar 3,90. Euro 1,66 iken şu anda 4.50. Çeyrek altın 29 TL iken şu anda 260 TL. Dış borç 2002 yılında 130 milyar dolar iken şu anda 440 milyar dolar. Benzin 1,64 idi şu anda 5,35, ekmek 25 kuruş idi şu anda 1 TL, et 8 TL idi şu anda 45 lira.
Ekonomi coşuyormuş… Alay etmeye bakın. Coşan bir şey var, hayat pahalılığı, enflasyon, zam, vurgun ve talan coşuyor. Dünyada en pahalı akaryakıtını tüketen ülke Türkiye! En pahalı elektriği tüketen ülke Türkiye… Kendi halkını soyan bir yönetim anlayışı ile karşı karşıyayız. Ülkemizin geldiği nokta çok acı… Sadece Ekim ayında 40 tane kadın öldürüldü, 32 tane çocuğumuz istismar edildi. Toplum bir cinnet noktasına doğru gidiyor, toplumumuz maalesef bir acı ve ıstırap içerisinde son olarak dün açıklanan sınav sistemiyle ülkemizi yine parçalayıp bölecekler. Her aileyi ilgilendiren bu sınav sistemi de ucubeye döndü, bu sistemde oturduğu yere yakın bir okula gidecek, diyerek bir ayrıştırmanın yolunu açtılar.
Tüm bu olumsuzluklara çare ise, Mustafa Kemal Atatürk’ün çizdiği yoldur. Çare ilim, bilim, ortak akıl, ortak fikirdir. Çare, Atatürk’ün çizdiği tam bağımsızlık ruhu, dünyada barış ülkede barış desturudur. Çare o ruhu dönmektir” diyerek sözlerini tamamladı. (Haber: Helga TERBİYELİ)







