Çocuklarımız Spor Yapıyor mu? (1)

0
36

Değerli okurlarım, bana serzenişte bulunan okurlarımın dileklerini kısa bir aradan sonra yerine getiriyorum. Edebi girişimiz fazla uzun olmayacak.

Ebenin acımasız şaplağını kıçımıza yiyip de “ağlayarak” yaşama merhaba dediğimizde, bize bahsedilen ömrü öyle ya da böyle yaşamaya başlarız. Bir süre sonra yürümeye başlarız da ne kadar yol alacağımızı bilemeyiz. Bazen o yol kısadır ve nadiren emsalinden uzundur. Mutsuz sonu tahmin edebiliriz de, yine de bunun için fikir yürümekten imtina ederiz.

Bu umutlu yürüyüşte, ilginç ama bizleri mutlu edecek, bağlayacak dostlara ve son kapıdan önce bizlere yol gösterecek şeffaf kapılara da rastlarız. O şeffaf kapılardan “Gel” sesleri de duyarız. Nereden bileceğiz ki; o kapının içinde neler yaşanmıştır. Taptaze canlar, buram-buram duygular ve dahası yaşanmışlıklar…

Sadelik, rüküş, alacalı falan… Bunların hepsi de mevcuttur orada. Bunlar dilimize yerleşmiş terimlerdir. Çok iyi biliriz de, nedense uygulamayı beceremeyiz.

Acaba diyorum, karışık renkli olanlar mı, yoksa sade olanlar mı insanların dikkatini çekiyor ya da hangisi daha ahenkli? Doğruyu söylemek gerekirse, gözlerimizi kamaştıran, beğenimizi kazanan o güzel görünen şey, sadelikteki ahenk ve de asalet diye düşünenlerdenim.

Burada dikkat edilmesi gereken nedir biliyor musunuz? Renklerin birbirine akışına müdahale etmeden, onu doyasıya izlemek ve ta ki ufukta kayboluncaya kadar! Burada, birçok kimseler tarafından, sadeliğin aslında kendini kabul ettiren bir uyum olduğunu ama kuşkular, algılar ve renkleri ve sadeliği göz önünde bulundurduğumuzda yine karar “Sadelik hep önde” olarak ağır basıyor.

Beden için süslenmek, ruh için birleşmek, akıl için dertleşmeyi ve tamamen günün sadeliğine odaklanmış bir nesil var karşımızda. Sadeleşmek insanın kendine verdiği değerin zirvesinde ve gelişmişlik, sosyalleşmek olarak da kabul ediliyor.

Bildiğiniz gibi, “Sadelik en yüksek gelişmişlik düzeyidir…” Biz bunları yazdık ve sizler okuyuncaya kadar çevremizden kimler eksilecek. Daima gördüğümüz dostumuzu görememeyi hayra yoramayız ve kimselere de soramayız. Korku tek tiptir ve de kara toprak da tek tiptir. Cenabı Allah gençlerimize acısın! Amen!

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here