“Barış, Yoksulluğun; Ayrımcılığın ve Baskının Olmadığı Bir Dünyada Mümkündür”

0
20

Tüm Emeklilerin Sendikası 2017 İskenderun Temsilciliği, 1 Eylül Dünya Barış Günü münasebetiyle barışın önemine bir kez daha vurgu yaptı.

İkinci Dünya Savaşının üzerinden 86 yıl geçmesine rağmen dünyanın bir çok yerinde hala savaşların sürdüğünü hatırlatan Tüm Emeklilerin Sendikası-2017 İskenderun Temsilcisi Medine Yayman; “1 Eylül 1939’da Nazi ordularının Polonya’yı işgaliyle başlayan İkinci Dünya Savaşı, milyonlarca insanın yaşamını yitirmesine ve yeryüzünün büyük bir yıkıma sürüklenmesine yol açtı. Aradan 86 yıl geçti; fakat emperyalist-kapitalist düzen hâlâ savaş, yıkım ve sömürü üretiyor.

Bugün Ukrayna’dan Filistin’e, Ortadoğu’dan Afrika’ya kadar halklar, emperyalist paylaşım savaşlarının ve işgal politikalarının bedelini ödüyor. Milyonlar göç yollarında ölümü göze alıyor, kadınlar ve çocuklar köle pazarlarında satılıyor, doğa yağmalanıyor. Sermaye güçleri, kâr uğruna insanlığı felakete sürüklüyor.

Türkiye’de ise iktidar bloku, emperyalizmin taşeronu politikalarla ülkemizi savaş ve gericilik batağına sürüklüyor. Silahlanmaya ayrılan milyarlar, halkın açlığı ve yoksulluğu pahasına harcanıyor. İçeride baskı, yasak, gözaltı ve tutuklamalarla toplum susturuluyor; laiklik, özgürlükler ve halkların eşit yurttaşlığı hedef alınıyor” diye konuştu.

Barışın, emperyalistlerin lütfu ile değil, halkların mücadelesiyle kazanıldığını vurgulayan Yayman; “Kalıcı barış, halkların kardeşliği, özgürlük ve demokrasi temelinde mümkündür. Emekçiler sömürünün zincirlerini kırmadan, savaşların kaynağı olan kapitalist düzeni ortadan kaldıramaz. Bugün emekçiler açlığa, işsizliğe ve yoksulluğa mahkûm edilirken, savaş ve gericilik politikalarıyla susturulmak isteniyor. Oysa barış; ekmeğin, özgürlüğün, laikliğin ve eşitliğin dilidir. Demokrasi ise halkın kendi iradesini özgürce ortaya koyduğu, eşit yurttaşlık ve insanca yaşam düzenidir. Barış: sadece silahların susması değil, adaletin, eşitliğin ve özgürlüğün hakim olmasıdır.

Unutmayalım ki gerçek barış yoksulluğun; ayrımcılığın ve baskının olmadığı bir dünyada mümkündür. 1 Eylül, bize daha adil ve özgür bir gelecek için mücadele etme çağrısıdır. 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde bir kez daha ilan ediyoruz: Emperyalizme, kapitalizme ve sömürüye karşı halkların barışını savunacağız. Savaş ve şiddet politikalarına karşı birleşik bir emek ve demokrasi cephesini büyüteceğiz. Laik, özgür, eşit ve insanca bir yaşamı barış ve demokrasi mücadelesiyle kuracağız. Yaşasın halkların kardeşliği! Yaşasın Barış!” şeklinde açıklamalarda bulundu. (Haber: Helga TERBİYELİ)

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here