Ayten Kılınç; “Barış Bir İnsan Hakkıdır”

0
15

Almanya’nın Polonya’yı işgal ettiği ve 2. Dünya Savaşı’nın başladığı tarih olan 1 Eylül’ün savaşa karşı olan milyonlarca insan tarafından Dünya Barış Günü olarak kutlandığını hatırlatan İnsan Hakları Derneği (İHD) İskenderun Şube Eş Başkanı Ayten Kılınç; “Barış, bir insan hakkıdır” dedi.

Dünya barış günü kutlanırken dünyanın bir çok yerinde savaşları devam ettiğini ifade eden Kılınç; “Birleşmiş Milletler 19 Aralık 2016 tarihinde Barış Hakkı Bildirisini kabul etmiş ve bu bildiriyi ilan ederken de barış hakkının bir insan hakkı olduğunu tüm üye devletlere hatırlatmıştır. Yine Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi de 22 Haziran 2017 tarihinde verdiği kararla barış hakkının tüm üye ülkeler tarafından desteklenmesi gerektiğinin altını çizmiştir. 2025 yılında bir kez daha Dünya Barış Günü’nü kutladığımız bugünde dünyanın birçok yerinde bölgesel ve yerel savaşlar ile çatışmalar devam etmektedir. Dünya egemenlerinin emperyal ve çözümsüzlüğü temel alan politikaları tüm dünyada savaşların ve çatışma ortamlarının devam etmesinin en büyük nedenidir” dedi.

Ülkemizdeki barış sürecini desteklediklerini kaydeden Kılınç; “Silahların yakılması, Kürt meselesinin şiddetsiz yollardan çözümüne yol açmak, barış umudunun yükselmesi demektir. Bu nedenle de insan hakları savunucuları olarak bu süreci ne kadar önemsediğimizi belirtmek istiyoruz. Bu sürecin başlamasında Suriye özellikle Rojava’daki gelişmelerin son derece etkili olduğunu herkes gibi bizler de biliyoruz. Türkiye Cumhuriyeti devletinin barış sürecini gerçekten başarıya ulaştırmak için Rojava’da ve Suriye’nin genelinde yaşayan tüm halkların gönüllü birliği temelindeki bir politikayı desteklemesi gerektiğini düşünüyoruz. Sürekli bir tehdit dilinin barış sürecinin önündeki en büyük engel olduğunu düşünüyoruz.

Barış süreci kapsamında mecliste kurulan komisyonun çalışmalara başlaması ve bir takım yasa değişikliklerinin gündemde olması tabii ki önemlidir. Kürt Meselesinin demokratik ve barışçıl yollardan çözülmesi ve şiddetin sona erdirilmesi amacıyla kurulan komisyonun Barış Annelerini dinlediği oturumda Kürtçe konuşulmasını engellemesi önemli bir eksikliktir” diye konuştu.

Barış sürecinin başarıya ulaşması için insanların düşüncelerini özgürce dile getirebilecekleri ortamların sağlanması gerektiğinin de önemle altını çizen Kılınç; “1 Eylül vesilesi ile bir kez daha hatırlatmak istiyoruz ki yaşadığımız coğrafyada ifade ve örgütlenme özgürlüğü önündeki engeller hala devam etmektedir. İnsanlar düşünceleri nedeniyle gözaltına alınmakta, tutuklanmakta ve uzun yıllar süren hapis cezalarına mahkûm edilmektedirler. Bugün birçok siyasi mahpus sadece düşünceleri nedeniyle hapishanededir.

Eğer barış sürecinin başarıya ulaşması isteniyorsa insanların düşüncelerini özgürce dile getirebilecekleri ortamların sağlanması gerekmektedir. Bu nedenle her şeyden önce hapishanedeki siyasi mahpusların serbest bırakılması, terörle mücadele yasasının kaldırılması, ifade ve örgütlenme özgürlüğü önündeki engellerin kaldırılması, hasta mahpusların tahliye edilmesi, seçmen iradesinin yok sayılması demek olan kayyım uygulamalarına son verilmesi ve seçilmiş belediye başkanlarının görevlerine iade edilmesi, AİHM ve AYM kararlarının gereğinin yerine getirilmesi, Avrupa Konseyi İstanbul Sözleşmesi’ne geri dönülmesi ve Türkiye’nin altına imza attığı uluslararası sözleşmelerin eksiksiz uygulanması gerekmektedir.

Bu taleplerin tümünün barışla doğrudan bir ilgisi vardır. İfade ve örgütlenme özgürlüğü sağlanmadan barış gerçekleşemez. Bu nedenle insan hakları savunucuları olarak bu 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde de barış isteğimizi yüksek sesle dile getiriyoruz. Topluma dayatılan tekçi, ırkçı, milliyetçi ve ötekileştirici politikaların ve nefret dilinin son bulması için siyasal iradeyi insan haklarına dayalı barışçıl politikalar geliştirmeye çağırıyoruz” şeklinde konuştu. (Haber: Helga TERBİYELİ)

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here