İskenderun Kadın Platformu Üyeleri, Yanarak Ölen Kız Çocukları İçin Alandaydı…
İskenderun Kadın Platformu üyeleri, dün eski bit pazarı önünde bir araya gelerek, Adana’da kız yurdunda meydana gelen elim olayla ilgili bir açıklama yaptılar.
Açıklamayı üyeler adına İskenderun Kadın Platformu Dönem Sözcüsü (SES İskenderun eş başkanı) Hülya Ateş yaptı.
Konuşmasına, yangında hayatını kaybedenlere rahmet, ailelerine başsağlığı ve sabır, yaralılara da acil şifalar dileyerek başlayan Ateş, yangın merdivenin kapılarının kilitli olmasının yurtta kalan kız çocuklarının ‘öldürüldüğü’ anlamına geldiğini savundu.
Yaşanan her felakette, önlenebilir cinayetlerde ‘kader’ sözünün kullanılmasının bilimden, akıldan uzak bir değerlendirme olduğunu öne süren Hülya Ateş; “Ülkemiz iktidarın sermaye, rant odaklı, keyfi uygulamaları, muhafazakar politikaları ile felakete sürüklenmektedir. Ahşap malzemeden yapılı, içi halıflex gibi yanıcı madde ile döşenmiş, yangın merdiveni kapalı, en son ne zaman, kim tarafından denetlendiği belli olmayan bir cemaat yurdunda göz göre göre yaşanan bu facia kader değil, sosyal cinayettir.
15 Temmuz darbe girişiminden sonra bir “cemaate karşı mücadele” adı altında toplumsal muhalefeti hedef almayı sürdüren siyasal iktidarın, adı istismarla anılan, denetimsiz yurtları-kursları ile çocuklarımızın hayatını hiçe sayan diğer dini tarikatlara, cemaatlere müsamaha göstermesi hatta kol kanat germesi manidardır. Fıtrat diyenlere, eğitim alanında son 14 yıldır yaptıklarını hatırlatıyoruz. Geçtiğimiz dönemde Milli Eğitim Bakanlığı’nın sorumluluğunda olması gereken birçok alanda, cemaatler açtıkları kurslar, dershaneler ve yurtlarla hakim hale gelip, binlerce çaresiz ve seçeneksiz öğrencimizi pençelerine aldılar” dedi.
Ülkede her gün yeni bir felaketin yaşandığını ifade eden Ateş; “Bizler kadınız, anayız yeter artık çocuklarımızın üzerinden elinizi çekin… Bıktık usandık artık her gün yeni bir acıya uyanıyoruz, çocuk tecavüzü, çocuk istismarları, çocuklara yapılan işkenceler. Çocuklarımızı öpmeye kıyamayan biz analar onların minik bedenlerini bu kadar pervasızca inciten, yaralayan, yok edenlere karşı mücadelemizi büyüterek sürdüreceğimizi ilan ediyoruz. Soma’ya fıtrat Ensar’a bir kerelik, Adana’ya kader diyenler kadınların gazabından kurtulamayacaklar.
Çocuklarımızın denetimsiz yurtlara mahkum edilmesi ve her türlü istismarla karşı karşıya bırakılması utançtır, suçtur. Öğrencilerin eğitim ve barınma hakkı ile ilgili olarak yapması gerekenleri yapmayanlar, barınma sorunu yaşayan öğrencileri çeşitli dini vakıf ve cemaatlerin inisiyatifine mahkûm etmiş, gerekli denetimleri yapmayarak böylesine acı bir facianın yaşanmasına neden olmuşlardır. Okulları kapandığı için ilçeye gelmek zorunda kalan ve devlete ait yurt olmadığı için dini cemaatlerin yurtlarına yerleşmek zorunda bırakılan öğrencilerin hayatını kaybetmesine neden olanlar ve yurt yangınında ihmali bulunanlar en kısa sürede ortaya çıkarılmalı ve hesap vermelidir. Ölümler kader değildir. Cemaat, dernek ve vakıflara ait öğrenci yurtları kapatılmalıdır. Tüm öğrencilere parasız eğitim, ücretsiz ulaşım ve yurt sağlanmalıdır. Tüm sorumluluğu ve ihmali olanlar yargılanmalı ve ceza almalıdır” diye konuştu.
