Aşk İle Yürüyelim Beyler (3)

0
40

Değerli okurlarım, baştan beri konumuz yürümekle ilgili idi. Yine aynı minval üzere devam edeceğiz. Bildiğiniz gibi, koşabilmek için, öncelikle, tempolu yürümenin hakkını vermek gerekiyor. Yürümeyi beceremeyen, koşabilir mi? Futbol oynayabilir mi?

Bütün bu saydıklarımı zenciler daha iyi beceriyorlar. Çünkü o kara inciler, yüksek coğrafyada, az oksijenle yaşadıkları için alçak rakımda ve bol oksijenli ortamlarda çok rahat koşuyorlar. Ayrıca, genetik, ciğer ve kas yapıları da ayrı bir avantajları. Öyle bile olsa, onlar ezilmişliğin acısını spordan ve spor yapan beyazlardan çıkarıyorlar. Ama efendice, sportmence…

O siyah inciler ki, o yoksul ülkelerin şanssız insanları olarak doğup yaşadıkları koşulların sağladığı avantajlarla dünya rekorlarını kimselere bırakmayıp, adeta hegemonyalarına almışlardır.

Efendim, bu zenci rekortmenlerin durumu, insanlığın ayıbı, biraz da utancı olmalı. Tartışmasız, dünyanın en büyük uzun mesafe koşucularını çıkaran Afrika, bugün öldürücü bir açlığın pençesinden kendisini bir türlü kurtaramıyor.

Kendilerinden kat be kat fazla beslenen beyaz sporculara, tur üstüne tur bindiren bu kıtanın insanlarının büyük bir bölümü temel gıda maddelerinden yoksun. Açlıkla ve yoklukla boğuşarak yaşıyorlar.

Açın mezarı yok diyoruz ya artık bu söylem yanlış. Hem de tamamıyla. Çünkü kuraklığın ve açlığın dayanılmaz boyutlara ulaştığı özellikle Orta Afrika’da, her yıl milyonlarca çocuk açlıktan yaşamını yitiriyor.

Zengin ülkelerin bu konuya gerekli duyarlılığı göstermemesi, sadece Uluslar arası yardım kuruluşlarının çabası ile sınırlı kalıyor. Böyle olunca da, başka sorunlar ortaya çıkıyor. Bir başka dram da, katliam gibi, boyut kazanan hastalıklar. Bu hastalıklardan yılda yüz binlerce çocuk maalesef yaşamını yitiriyor.

Bu ciddi konuyu daha önceleri sizlere sunduğumu hatırlıyorum.

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here