Geçen hafta DEM milletvekillerinden Sırrı Sakık mecliste halen görev yapmakta olan milletvekillerinden 499’unun çift maaş aldığını, ilk dönemleri olan vekillerin 229 bin, emekli olup da tekrar seçilmiş olan vekillerin de 378 bin lira maaş aldığını açıkladı. Tabii aynı şahıs bu maaşların fazla olduğunu her ne kadar ifade etmişse de maaşının birinden feragat ettiğini veya edeceğini söyleyememiştir.
Bu muhteremler asgari ücret ve emekli maaşlarına yapılacak zam ve bütçe görüşmelerinde her ne kadar birbirlerine karşı şahin olsalar da kendi maaşlarına yapılacak zam konusunda gelen önerileri oy birliği ile kabul etmektedir. Asgari ücretin 22 bin, emekli maaşının 16 bin lira olduğu bir dönemde bu kadar astronomik rakamlara tekabül eden maaşları kabul etmeleri elbette ki doğru bir davranış olamaz.
Mustafa Kemal Atatürk milletvekili maaşlarının ne kadar olması yönünde sorulan bir soruya “Öğretmen maaşlarını geçmesin” cevabını vermiştir. Cumhuriyetin kuruluşunda görev yapan milletvekilleri o makamlara ikbal veya geçim için değil, millet adına çalışmak, gerçekten vekillik yapmak için seçilmiş olduklarının bilincinde idiler. Ya şimdikiler…
Demokrat Parti ve Adalet Partisi iktidarları zamanını iyi hatırlarım. Merhum babam da siyasetin içinden birisi idi. O dönemlerde seçilen vekiller adına “deneme” denilen önseçimle aday oluyorlardı. Seçildikten sonra da millete olan vefa borçlarını ödemek için ellerinden gelen gayretin fazlasını yaparlardı. Daha önceki yazılarımda da belirtmiş olabilirim. Adalet Partisi milletvekillerinden merhum Ali Yılmaz iki eşli idi. İki eşi önceleri bir arada olsa da sonradan her eşi için Ankara’da birer daire kiralamıştı. Ben de o dönemler üniversite eğitimi için Ankara’da idim. İskenderun’dan gelen akrabalarım veya yakınlarım bana gelir, iki oda olan evimin bir odasında kalırlardı. Sabah erkenden Ali Yılmaz’ın evine gittiğimizde, kapısında 15-20 çift ayakkabı görürdük. Bu görünümden bir o kadar kişinin hocanın evinde konakladığı anlaşılırdı.
Ali Yılmaz hoca ile birlikte ilk olarak Numune Hastanesine giderdik. Hoca ilgili doktorlara hastaları götürür ve koltuğunun altında taşıdığı TBMM için özel üretilmiş meclis sigaralarından ikişer paket bırakır “Bu benim hastam sayın doktorum, lütfen ilgilenin der” hastayı teslim ederdi. Daha sonra Hatay Senatörü merhum Mustafa Deliveli’nin Kızılay Sümer Sokaktaki ofisine birlikte giderdik. Deliveli’nin yazıhanesinde iktidarı ve muhalefeti ile Hatay milletvekillerinin çoğu buluşur, Hatay’dan gelen vatandaşlar için iş bölümü yapılır, her vekil birkaç kişi ile birlikte çeşitli bakanlıklara dağılır işlerini görür, vatandaşları yolcu ederlerdi. Öyle güzel bir birliktelik ve dayanışma vardı aralarında. O vekillerin çoğu da Hatay’da toprak ağası idi ve bırakın böylesine yüksek maaş almayı, aldıkları maaş Ankara’da geçinmelerine yetişmediği için topraklarını bölüm-bölüm satıyorlardı!
Bu dayanışmanın sebebi tüm vekillerin halkın oyları ile ön seçimle seçilmeleri, demokratik olarak aday olmaları idi. Şimdilerde maalesef o dayanışmayı göremiyoruz.
Asıl konumuza tekrar dönecek olursak, ev kiralarının en düşük 25-30 bin lira olduğu bir dönemde, asiller enflasyon ve pahalılık altında inim-inim inlerken vekillerinin bu rakamlarda maaş alması külliyen haramdır. Hele sarayda saltanat sürenler o saraya günde 60 milyon harcayarak “itibarlarını” koruyorsa, o itibar değil, milletin kanını emmektir. Halk bu kadar perişanlık içerisinde yaşarken bürokratlara 3-5 yerden maaş vermek de bir o kadar yanlıştır.
Asgari ücret tespit komisyonuna işçi temsilcileri katılmadı. Katılmamalarının sebebi hiçbir yetkilerinin olmaması… İşçi temsilcilerinin katılmadığı asgari ücret komisyonu için çalışma bakanı Işıkhan “işçi temsilcileri olmasa da olur” gibi bir söz sarf etti. Halkın içinden gelmeyen bu bakanlar millete bakanlık değil, tek adama sekreterlik yapmaktadır.
Emekli maaşlarına gelince o da ayrı bir garabet… TÜİK ve Merkez Bankası iktidarın emrinde, Cumhurbaşkanının ağzına bakan iki kurum. Enflasyon da faizler de yukarıdan gelecek emirlere göre tespit ediliyor. Yılsonuna doğru sırf emekli maaşlarına küçük oranlarda zam yapılması için enflasyon aynı derecede düşük gösteriliyor. Yılbaşından sonra da A…dan Z…ye her şeye zam…
Siyasi partiler yasası değişmeden daha doğrusu demokratikleşmeden halkın gerçek temsilcileri meclise giremez. Dolayısı ile seçilmiş olan vekiller de halka vekillik değil, bir daha, bir daha seçilmek için genel başkanların memuru ya da amiyane tabirle emir eri olurlar. Parlamentoyu oluşturan 600 vekilden 499’u asgari ücretli ve emekliye göre astronomik tutarlarda maaş alıyorsa bunun başka açıklaması olamaz!
