Değerli okurlarım, ülkemizin en büyük, en nezih, nüfus yoğunluğu birçok illerimizden fazla olan şirin bir ilçede yaşıyoruz. Spor makalelerime yıllardan beri edebi girişle başlıyordum. Haberim yok demiyorum, bilgim var. Kimse de beni kandırmadı, tamamıyla samimiyim.
“Sanat, onu icra edenleri özgürleştiriyor” diyoruz ya inanın bu ifade baştan sonuna kadar doğru ve de dosdoğru! Yazarlar, şairler, heykeltıraşlar, diğer sanat erbapları isteyerek, arzu ederek işlerini yapmaya koyulduklarında tamamen özgürdürler. Şöyle söyleyeyim; bir yazar, bir şair kalemi eline aldığında, bir heykeltıraş keskisiyle çekiciyle baş başa kalıp önünde kocaman kayaya baktığında, içinden neler geçtiğini şu anda anlatmam mümkün değil.
Günümüzde daktilo ile yazı yazanlarda var. Bunlardan birisi de benim. Bu nedenle diğer sanatkarlar hakkında fikir yürütebiliyorum. Diyorum ki, konuyu belirleyip de daktilomun başına geçtiğimde inanın ki, kalbim göğüs kafesinden çıkacakmış gibi oluyor. Tüm sanatçılarında aynı duyguları yaşadıklarına inanıyorum. Bu inancı bir örnekle pekiştirmek gerekiyor.
Diş Tabibi bir dostum var, Emin Sermet Güler! Aynen şöyle söylüyor. Ben inanıyorum, sizler de inanın. “…Bugün çok başarılı bir operasyon yaptım. Hastamı güzel gösteren diş taktım…” Paranın hiç önemi yok. Bu ifadeleri bu arkadaşımdan sık-sık duyuyorum. Hiç de rahatsız olmuyorum. Bu da bir sanatçı! Her meslekte ustalar vardır, kaliteli asistan ve sekreterler bulunmaktadır. Nedense dişlerim arıza yaptığında kime gideceğime karar vermedim. Şimdilerde dişlerin kimyası arkadaşım Diş Tabibi Sayın Emin Sermet Güler’e aittir. Şu zamanda ahlakın kimyasını anlatmaya çalışacağım.
Ahlakı bozuk birine “Senin ahlakın bozuk” diyebilir misiniz? Ya da “Ahlaksızsın!” Hiç diyemeyiz. Ülkemizde mahkemeler tarafsız ya. Sizi hemen ömür boyu içeri atarlar. Mahkeme gününü de bilemezsin.
Hal böyle olunca, Ahlak mefhumu ağır basıyor mu? Basmıyor mu? O nedenle de, Ahlak konusuna olağanüstü değer veriyorum. Bunları anlatmakla bitiyor mu sanıyorsunuz? Hayır bitmiyor. Bir de “Sporda Ahlak” var ki, onu da daha sonraki makalelerimin birinde okuyacaksınız. O konuda da okurlarım tarafından yoğun istek var. Bu makaleme de istekler doğrultusunda yanıt veriyorum.
Ancak, Diş Tabibi Sn. Emin Sermet Güler’in iş ahlakı ve potansiyeli ve de çalışma arkadaşlarının bir numara oluşu beni konumun dışına çıkmaya zorladı. Hiç önemli değil. Dünyada hep iyiler kazanacaktır daima.
Gerçekçi olmak gerekirse, elin Mevlevi Camii’nde senin ne işin olabilir ki? Ülkende camimi yok. Hastaneden, okuldan çok cami var. Hacılar, hocalar, okul, kreş yerine cami yaptırıyorlar. Cenab-ı Allah’ı kandırmanın bir yolu da bu olmalı diye düşünüyorum.
Son günlerde Baraka gibi evlerde oturanlara, ekmek bulamayanlara, şehit yakınlarına Allah hem yardımcı olsun ve hem de sabır versin. Bugün bu kadar!
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA




