Değerli okurlarım, her toplumda ya da her ortamda, yapılan yanlışları ‘başkalarına yükleme’ eğilimi vardır. Bunda da genel olarak başarılı olunur. Neden günah keçisi aranır? Bu sorunun yanıtı hiç de zor değil… Bir suçu veya yanlışı ortadan kaldırmak ya da o suçu veya yanlışı en aza indirmek. Bütün mesele bu! İşte bunu gözünün içine baka-baka, sağını solunu yıpratarak, çaptırarak ama sonunda bir günah keçisi bularak yanlışını, suçluluğunu bastırmış oluyor.
Bu futbolda da böyle değil mi sanki. Futboldaki günah keçiliği boyut kazanarak kendini gösteriyor. Kim ya da kimler olduğu bilindiği halde, önüne geçilmiyor, geçilmekte istenmiyor. Şimdi, futbolun günah keçilerine aheste-aheste yaklaşalım. Yeşil zemin üzerinde 11 tane futbolcu var. Kulübeye bakarsanız yedi sekiz tane de orada hazır nazır. Bir o kadar da yönetici var, hem de anlı şanlı. İşler iyi gittiğinde burunlarından kıl aldırmazlar. Taraftar zaten sorumlu değildir. Genellikle “GOL” diye ayağa kalkar. Bunun dışında kulübün ekonomisine katkısı vardır.
Evet, peki ya onlar ne yapsınlar? Nerelere saklanacaklar, sorulan sorulara, uzatılan mikrofonlara hava mı atacaklar, ya da tırsacaklar mı? Efendim, doğru tahmin ettiniz. Kazandıkları zaman herkes tarafından fır döner, paye alır. Maazallah kaybettiklerinde, hiçbir yerlere kaçamazlar, mutlaka uzatılan mikrofona bir şeyler söylemek zorunda. Uzatmıyorum.
Teknik Direktörlerden söz etmek istiyorum. Yukarıdaki ifadeyi yarım bırakmıştım, devam edelim. Müsabaka kazanıldığında, etrafı insan kaynar teknik direktörlerin, onlar da bu sıcak atmosferlerden etkilenir ve az da olsa havaya gireler. Mağlup olunca ne oluyor? Onun için her taraf çıkmaz sokak. Mikrofon dayandı mı önüne, mutlaka konuşmak zorunda. Neler söylemeli, yenilginin neresinden tutmalı…
Teknik Direktör yenilgiyi değerlendiriyor: “…Bloklar arası geçişi sağlayamadık, diyagonal paslar veremedik, sayısız gol pozisyonu yakaladık, çok şansızdık. Böyle hakem mi olur ya. Göz göre-göre iki penaltımızı vermedi…”
Aslına bakarsınız, hocalar haklılar. Ne demeleri gerekiyor ki? “…Rakibimiz bizden güçlüydü, evire çevire yendiler yapacak bir şeyimiz yoktu. Çok iyi çalışarak kendi sahamızda ki maçı kazanacağız…” Yönetimi memnun etmeyecek ifadeler kullansa, hemen gönderirler.
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA




