Pisa Veya Okuduğunu Anlamak!

0
347

“Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü’nün (OECD) üç yılda bir hazırladığı Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) 2015 sonuçları açıklandı..

Bilim, yazı, matematik, problem çözümü gibi sınavlara tabi tutulan öğrencilerden alınan sonuçları analiz eden OECD uzmanlarının, PISA 2015 sonuç analizlerine göre;  “Türkiye, ortalaması 493 olan Bilim sıralamasında 425, ortalaması 493 olan dil ve yazı sıralamasında 405, ortalaması 490 olan matematik sıralamasında ise 413 puanla tüm alanlarda ortalamanın çok gerisinde kaldı.. PISA 2012’ye göre ortalama 7 sıra düştü.”

Sonuçları okuyan kimi eğitimcilerin kendi paylarına anladıkları kesrin, “Türkiye sınıfta kaldı, Sonuçlar  vahim!” gibi paydaları, yazılı ve görsel medyada; “Türkiye okuduğunu anlamıyor!” manşetiyle eşitlendi..

Hemen söylemeliyim ki teste katılan öğrencilerin ülke ve okulları da dahil, testin yapılma ve değerlendirme süreçlerine itiraz etmeden yapılan bu türden genellemelere itiraz ediyorum.. Ve fakat verili eleştirel değerlendirmeleri, temel eğitimdeki sistem ve yönteme yönelik toplumcu değişiklik gereğinin gerekçeleri anlamında olumlu buluyorum.. Mesela, “PISA 2012’ye göre ortalama 7 sıra düştü” verili eleştirel değerlendirme bağlamında soralım: “Peki, 2012’de nasıldı?” MEB, Yenilik ve Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü, Ölçme, Değerlendirme ve Yerleştirme Grup Başkanlığı tarafından hazırlanan, “Pısa 2012 Ulusal Ön Raporu, Sunuş” bölümünden bir paragrafla yanıtlayalım.. “15 yaş grubu öğrencilerin matematik, fen ve okuma becerileri alanlarında kazanmış oldukları bilgileri günlük yaşantılarında ne ölçüde kullandıklarını ölçen, onların eğitimle ilgili kişisel görüşleri ile kendileri ve aileleri hakkında bilgileri de değerlendiren PISA 2012 yılı sonuçlarına bakıldığında ülkemiz her üç alanda da OECD ortalamalarının altında kaldığı görülmektedir.”

PISA 2012 sonuçlarını TÜSİAD kesrinden okuyan piyasacı bir eğitimcinin yorumu da şu: “Ölçülen becerilerin ekonomik üretkenliği doğrudan belirleyen faktörler olması nedeniyle bir ülkenin PİSA performansı, o ülkenin ekonomik gelişme potansiyeli hakkında güvenilir bir fikir veriyor. Sonuçlar vahim! Rutin, manuel işlerin azaldığı, rekabetin bilim, teknoloji ve inovasyona dayandığı,  rutin olmayan, analitik ve inovatif becerilere ihtiyacın arttığı bir dünyada Türk eğitim sistemi vasat becerili insanlar yetiştiriyor..”

PISA 2012 sonuçlarına atfen yapılan bu yorumları, 2015 sonuçları için yapılan değerlendirmelerle birlikte okuduğumda, yapılan yorumların da artık “vasat ve rutinden” olduğunu söyleyebilirim.. Mesela, teste katılan öğrencilerin ülke ve okulları da dahil, testin yapılma ve değerlendirme süreçlerine itiraz etmeden yapılan genel geçer şu iki yorum:  “Gelişen teknolojiler ışığında yoğun bilgi akışımı ortamında, her bireyin bilimsel düşünme kapasitesine sahip olması, sonuç çıkarabilmek için verilerin karşılaştırılmasını yapabilmesi, zamanla yeni keşiflerle bilimsel verilerin değişebileceğini anlaması, doğanın ve teknolojinin gücünü ve sınırlarını kavraması zorunluluğunun ölçüldüğü” gibi.. Ya da; “Fen, matematik ve okumanın en az birinde ileri düzeyde performans gösteren öğrenci oranı OECD ülkelerinde yüzde 15,3 iken Türkiye’de bu oran sadece 1,6. Fende en üst düzeyde hiç öğrenci yok” gibi..

PISA 2015 sonuçlarının vasat ve rutin yorumlarını yorumsuz paylaştığım öğretmen arkadaşım Kerim Altın, önce; “OECD demek, kapitalist ekonomiyle kalkınmanın işbirliği demektir. PISA’da bu işin sürdürülmesine yönelik öğrenci devşirme piyasası” cümleleriyle itirazımı gerekçelendirdi ve ekledi: “Pİ Sayısının hesabından habersiz pizzacı bunlar!”

Kerim Bey’in vasat rutin dışı mizahi yorumundan çağrışımlar bana Aziz Nesin’in öykülerini hatırlattı.. Ben de, Azizlik bu yorum ve öğretmen şair yazarlarımızdan Sunay Akın’ın “Kule Cambazı” başlıklı ansiklopedik bilgi aktarımlı yazılarından esinlenerek kısa bir öykü yazdım ve okuması için Kerim Bey’e sundum.. Öykü özetle şu: “OECD ülkelerinden öğrenciler, İtalya‘nın Pisa şehrindeki Pisa kulesinin önünde toplanmış.. Onlara, kulenin eğik olmasına rağmen neden devrilmediği sorulmuş..  Pi sayısının hesabından haberli olan öğrenciler, “üst üste bindirilmiş yuvarlak 6 sütun dizisinden oluşan 56 metre yükseklikteki kulenin ağırlık merkezinin izdüşümü kendi temel dairesinin içinde kaldığı için kule devrilmemektedir” diye yanıtlamış.. OECD uzmanları, Pi sayısından haberli bu öğrencilere, İtalyan kadınların savaş sırasında yoksulluk nedeniyle hamur içine var olan her ne varsa katarak icat ettikleri yemek Pizza ikram etmiş.. Hesabı da Pi sayısından habersiz öğrencilerin ülkelerine ödetmiş!”

Selam ve saygılar… ozdemirgurcan23@gmail.com

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here