Vicdanlı Olmak Bir Gerekliliktir…

0
5

Her sabah uyandığımızda, henüz güne başlamadan içimizde beliren o küçük ses vardır, vicdan. Ne bir yasaya bağlıdır, ne bir yönetmeliğe, ne baskıyla konuşur, ne tehditle. Ama yine de en güçlü otorite odur. Çünkü insanı insan yapan, yaptığı her işin, attığı her adımın ardındaki niyeti en iyi o bilir. Yine de modern hayatın gürültüsü arasında çoğu zaman bu sesi kısmaya hatta duymazdan gelmeye eğilimliyiz. Oysa vicdanlı olmak, kişisel bir erdemden çok daha fazlasıdır. Toplumun görünmez düzenini ayakta tutan en temel ilkedir.

Bugün etrafımıza baktığımızda, pek çok tartışmanın, pek çok kırılmanın aslında tek bir noktada düğümlendiğini görürüz: Vicdan eksikliği. Yol kenarına çöp atan da, işini savsaklayıp “kim fark eder ki” diyen de, trafikte birbirini ezen de temelde aynı hatayı yapar, vicdanın rehberliğini bir kenara bırakmak. Çünkü vicdan, sadece büyük ve dramatik kararların değil en sıradan davranışların bile ölçüsüdür. Bir markette sıraya saygı göstermekten, iş yerinde haksızlık yapmamaya kadar her alanda kendini gösterir.

*Maliyeti Yoktur…

Vicdanlı olmak; pahalı bir erdem değildir aksine hiçbir maliyeti yoktur. Ancak kazandırdığı şeyler, ölçülemez derecede değerlidir. İnsan, vicdanıyla barışık olduğunda iç huzuruna kavuşur. Bize belki kimse teşekkür etmeyecek belki çoğu kez kimse görmeyecek, ama içimizdeki o ses bilecek ve bu, en büyük ödüldür. Üstelik vicdan, bulaşıcıdır. Bir kişinin yapıcı ve adil davranışı, başkasını da aynı özeni göstermeye yönlendirir. Sessizce yayılan bir iyilik döngüsü yaratır.

Toplum olarak en çok ihtiyacımız olan şey, belki de yüksek sesli söylemler ya da büyük reformlar değil her bireyin kendi iç terazisine kulak vermesidir. Çünkü vicdanı güçlü olan insanların oluşturduğu bir toplumda güven kendiliğinden doğar, adalet kendiliğinden kök salar. Bu nedenle vicdan, sadece kişisel değil, toplumsal bir sorumluluktur.

*Doğru Tercih…

Sonuç olarak, vicdanlı olmak bir tercih değil, bir gerekliliktir. Hem kendimiz hem de birlikte yaşadığımız herkes için… Belki dünyanın tüm sorunlarını bir anda çözemeyiz ama attığımız her küçük adım, yaptığımız her doğru tercih, bu dünyayı daha yaşanabilir bir yer haline getirme yolunda büyük bir fark yaratır. Ve bunun başlangıç noktası, içimizdeki o sessiz ama sarsılmaz güçtür.

Elbette vicdanın sesini duymak her zaman kolay değildir. Bazen şartlar zorludur, bazen çıkarlarımız vicdanımızla çatışır. Böyle anlarda insanın içine düşen o gelgit, karakterin gerçek sınavıdır. Çünkü vicdanlı olmak, her zaman kolay olanı seçmek demek değildir. Çoğu zaman kimsenin bilmeyeceği durumlarda bile doğruyu tercih etme cesaretini göstermek demektir. Bu cesaret, dışarıdan bir alkış beklemez onu besleyen şey kişinin kendi kendine duyduğu saygıdır. Ne kadar büyürsek büyüyelim, içimizdeki çocuğun bize “Doğru olanı yaptın mı?” diye sormaya devam ettiğini unutmamak gerekir.

*İşini Hakkıyla Yapan İnsan…

Ayrıca vicdan, yalnızca bireysel ilişkilerde değil meslek alanlarımızda da kendini gösterir. Bir doktorun hastasına, bir öğretmenin öğrencisine, bir yöneticinin çalışanına yaklaşımındaki en belirleyici unsur yine vicdandır. İşini hakkıyla yapan insan, bunu yalnızca profesyonel bir gereklilik olarak değil içsel bir sorumluluk olarak görür. Çünkü bilir ki vicdandan uzak yapılan her iş, eninde sonunda dönüp insanı yine kendisiyle yüzleştirir. Bu nedenle vicdanlı olmak, meslek etiğinin de temel taşıdır; insanın hem toplumuna hem de kendisine karşı duyduğu borcun bir yansımasıdır.

*Vicdan, Bir Kenara Bırakılıyor…

Günümüz dünyasında hız, başarı ve görünürlük çoğu zaman her şeyin önüne geçiyor. Ne yazık ki bu koşuşturma içinde vicdan, sık-sık “sonra bakarız” denilerek bir kenara bırakılıyor. Oysa vicdan, insanın kendine attığı en dürüst imzadır.

Vicdanlı olmak, büyük kahramanlıklar yapmak değildir. Bazen bir haksızlığa sessiz kalmamaktır, bazen de kimse görmezken doğru olanı seçmektir. Kimsenin alkışlamadığı hatta fark etmediği anlarda verilen kararlar, insanın gerçek karakterini ortaya koyar.

Toplumlar, yasalarla ayakta durur gibi görünse de aslında vicdanla nefes alır. Kurallar korkuyla uygulatılabilir ama adalet ancak vicdanla yaşatılır. Vicdanı olmayan bir başarı, içi boş bir vitrinden ibarettir Parlak ama değersiz.

Daha adil, daha güvenilir ve daha insan bir dünya için büyük laflara değil küçük ama vicdanlı adımlara ihtiyacımız var.

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here