Terör Belası Bitti Bitecek…

0
50

Son yıllarda Türkiye’nin siyasi istikrara kavuşmasını çekemeyen ülkelerin pis oyunlarını nefretle izliyoruz. Geçmişte terör örgütlerinin (asala ve benzeri) başaramadığını bu sefer bölücü terör örgütü ile denemeye kalkışıyorlar.

Demokrasi gereği en basit bir hırsızlık olayında zanlıların yakalanması ve ardından serbest bırakılması yüzünden suçlular iyice şımardı. CMUK (Ceza Muhakemesi Kanunu) nedeniyle, suç işleme oranlarında gözle görülür artışları yaşamaya başladık. Körpecik fidanlarımıza, vatandaşlarımıza yönelik her türlü şiddetli cebirleri yapanlar yakalansa bile ceza-i işlemler sonuçsuz kalıyor. Suçlular kendilerine hedef seçtikleri bölgelerde kahpece düzenledikleri tuzaklarla çoluk çocuk, kadın yaşlı demeden öldürüyor ve ellerini kollarını sallayarak da etrafımızda cirit atıyorlardı.

Mecliste çoğu koltuğu onlara buyur ettik. Güneydoğu’da bölücü terör örgütü elemanlarıyla el ele kol kola gezen sözde bu vekiller, örgütün düzenlediği eylemlerde en ön sırada yer almaya başladılar. Hatta devletin polisine “Ben kimim biliyor musun.? Onun yaka numarasını bulun bana getirin” diyebiliyorlardı! En önemlisi devletin güvenlik gücüne tokat atma cüretini de gösteren bu kişilerin karşısında, kendimizi gerçekten çok yalnız hissediyorduk.

En son yakalanan bir terör örgüt elamanının cebinden telefon veya başka bir şeyi alan HDP vekili kendini ve terör örgüt elemanını kurtaracağını sandı. Artık her şey ayan beyan ortada! Anında kamera görüntüleriyle yaptığınız veya yapacağınız eylemlerden kaçamıyorsunuz. KCK denen şehir yapılanmalarına karışan kişiler bu günlerde saklandıkları inlerinden tek-tek çıkartılıyor ve yüce adalet önünde hesap vermeye başladılar.

Devlet vatandaşlarının yanında yer almaya kalkıştığında; hangisi vatandaş hangisi terör örgüt elemanı diye karışıklıklar vardı. Bir türlü uslanma nedir bilmediler. Çığırından çıkmışçasına etrafı kırıp dökerlerken, banka, okul, sağlık kuruluşları terör elemanlarının öncelikli hedefleriydi. Ülkemizin bazı yerleri 1980 öncesi gibiydik sanki. Karşı sokak ve caddelerden bir anda ellerinde taş, sopa, Molotof kokteyli denilen yakıcı maddelerle, masum vatandaşlara ve iş yerlerine acımasızca saldırdılar.

Türkiye genelinde ve özellikle İstanbul’u yaşanmaz bir kent haline getirmek istiyorlardı. Vatandaşlarımıza ait bin bir güçlükle aldıkları araçları çatır-çatır, göz göre-göre yaktılar. Anlamsız bir intikamın senaryosu ülkemde yeniden oynanmak isteniyordu. Allah’tan hiçbir vatandaşlarımız bunların taşkınlıklarına sıcak şekilde cevap vermedi.

Daha sonra ne oldu? Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, bıçak kemiğe dayandı dedi ve bir dizi caydırıcı önlemler almaya başladı. Öyle bir İçişleri Bakanı atadı ki. O İçişleri Bakanı Süleyman Soylu. Soyumuzun nasıl soylu olduğunu şer güçlerine adeta ezberlettiriyor. Akıl dolu planlarından artık bu cennet vatana ihanet edenlere kaçış yok.

Bölücü terör örgüt elemanları her kim olursa olsunlar; Türk ordusunu ve güvenlik güçlerini karşılarında buldular. Bundan böyle terör örgütü elemanlarına yurdumuzdan kaçış yok. Nere girerlerse girsinler, sonunda cımbızla kıl çeker gibi bulundukları yerlerden çıkartılıyorlar. Bunlara yaltaklık eden kendi içimizde bulunan düşmanlarım da yoğun takipte! Artık sosyal medya hesabından öyle atıp tutmak yok. Anlayacağınız yandaşları da gerekli nasibi alacak.

Yakalanan her terörist derin sorgulamaya tabi tutuluyor. Onların arkasında destek veren her şahıs en itinalı şekilde araştırılmaya başlandı. En basiti komşumuz Suriye boyundan büyük işlere hep bununu sokuyordu. Yanı başımızda bizi bitirmek uğruna terör örgütü ile iş birliğinde oldukları artık bilinen bir gerçek. Türkiye ile zıtlaşan Suriye yönetimi, kendi halkının taşkınlıklarını, Türkiye gibi bir devlete teröre destek vererek karşı çıkma cesaretinde. Hatay ilimizi kendi toprakları içerisinde sayan bu zihniyetten daha ne beklenir.

Aynı yaklaşımı Barzani içinde düşünüyorum. İstikrarı yakalayan ülkemi; yeniden parçalamak için kolları sıvayan ne olduğu bellisiz güçlerin, bir kısmı dışardan, bir kısmı da içerden destek alarak seslerini çıkartırken, sözde Türk-Kürt ayırımı ile birlik ve beraberliğimize dil uzattıkları yetmez gibi Diyarbakır ve benzer vilayetlerimizde halen Kürt Devleti rüyasındalar.

Ne olursa olsun yaptıkları kötülüklerin hesabını en geç bugün-yarın verecekler ve asırları değiştirmiş Türkler ile oyun oynanmayacağını sonunda anlayacaklar. Hakkımızda hayırlısı ne ise o olsun…

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here