Birkaç gündür İsrail-İran savaşı devam ediyor. İran’da yüzlerce insan can verdi. Onlarca insan da İsrail’de… Bu savaş sırasında bazı Arap ülkelerinin İsrail’in yanında yer aldığını maalesef görüyoruz.
İsrail’in savaş uçakları oldukça güçlü iken, İran’ın mevcut savaş uçaklarının çok eski ve yetersiz olduğu ortada.
Bölgede Arap nüfusunun 200 milyon civarı olmasına karşın İsrail’in nüfusu sadece 10 milyon. Suudi Arabistan, Ürdün, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri, bazı Arap devletleri açıkça olmasa da dolaylı olarak İsrail’e destek veriyor.
İsrail geçmişte vatansız bir toplumdu. Osmanlı’dan toprak istediler, Osmanlı reddetti. Ancak açgözlü Araplar bol parayı görünce Filistin topraklarını İsraillilere sattılar. Filistin ve Gazze’nin bu duruma düşmesinin sebebi, Arap şeyhlerinin para hırsıdır.
ABD ve Trump İsrail’e her türlü lojistik desteği veriyor. Çünkü ABD’yi yöneten aslında Yahudi lobisidir. İsrail savaş uçakları, füze, silah, teçhizat ve cephane bakımından oldukça güçlü bir ülke iken, İran’ın imkânları oldukça sınırlıdır.
İsrail, MOSSAD adında çok güçlü bir istihbarat servisine sahiptir. Nitekim İran içinde satın aldığı kişilerle, üst düzey komutanlarını yatak odalarında vurmuştur.
Bugün Kuzey Irak’ta, Irak’a bağlı “Kürdistan bölgesel yönetimi” Mesut Barzani yönetimindedir. Her ne kadar adı “Kürdistan bölgesel yönetimi” olsa da, Barzaniler Yahudi kökenlidir. Yani onlar da BOP’un, gerçek adıyla BİP’in (Büyük İsrail Projesi) bölgedeki aktörleridir.
BOP, herkesin bildiği gibi aralarında bizim ülkemizin de bulunduğu 22 ülkenin sınırlarını değiştirilmesi amacıyla uygulamaya konulan sinsi bir projedir. Ne acıdır ki; bugün bizi yöneten AKP’nin genel başkanı Recep Tayyip Erdoğan da bu projenin eş başkanı olduğunu kendi ağzı ile açıklamış ve bugüne kadar da bu görevi bıraktığını söylememiştir.
Suriye’de ilk defa 2011 yılında ortaya çıkan iç savaş nedeniyle Suriyeliler yurdumuza gelmeye başladılar. Ülkemizde “sığınmacı” adıyla yaklaşık 13 milyon yabancının yaşadığı söyleniyor. Bunların önemli bir bölümüne de vatandaşlık verilmiş. Mülteci olarak gelmiş olsalar, nüfusları birkaç bini geçmezdi. Bu insanlar BOP çerçevesinde yurdumuza sokulmuşlardır. Bu bir işgal projesidir.
Yani iktidarda bulunan AKP eliyle yurdumuz işgal ettirilmektedir. Üstelik hastanelerimizde öncelikli olarak ve ücretsiz tedavi edildikleri gibi eczanelerde ilaca da herhangi bir katkı payı ödememektedirler. Onların ödemediği para yine iktidarın 14 bin lira maaşa mahkûm ettiği emekli ile açlık sınırı altında yaşamaya çalışan asgari ücretliden, yoksul halkımızdan çıkarılmaktadır.
İktidar partisinin Erdoğan’ı ölünceye kadar başkan yapmak üzere ortaya koyduğu “Terörsüz Türkiye” projesi de yine BOP kapsamında bir projedir. Güneydoğumuz arz-ı mevud yani “vadedilmiş topraklar” olarak bizden koparılmak istenilmektedir. Daha geçenlerde DEM partili Sezai Temelli “Buralar vadedilmiş topraklar. Musa bütün ömrünü bu topraklara adayarak geçirdi” diyerek, PKK’nın gerçek niyetini ortaya koymuştur.
PKK, PYD, YPG ve KCK’nın asıl amaçları Güneydoğu’muzda bir Kürt Devleti kurmak olmayıp, sözde vadedilmiş toprakları İsrail’e kazandırmaktır. Bu terör örgütlerini ABD kurdurmuş ve her bakımdan desteklemeye devam etmektedir. Çünkü yukarıda da belirttiğim gibi ABD’yi ve başkanını yöneten Yahudi lobisidir.