“Kadınları Darp Eden, Katleden Bu Rejim Yok Olmaya Mahkumdur”
İskenderun Kadın Platformu, İran’da ahlak polisi tarafından kadınlara uygulanan şiddeti protesto etmek amacıyla bir araya gelerek, İranlı kadınlara gönderilmek üzere saçlarını sembolik olarak kesti.
Sağlıklı Yaşam Parkı önünde toplanan İskenderun Kadın Platformu üyeleri, zılgıtlarla ve ‘Bir kişi daha eksilmeyeceğiz’ sloganıyla İran’da yaşananları protesto etti.
Üyeler adına konuşan İskenderun Kadın Platformu Sözcüsü Feyruz Gör, İranlı kadınların, haklarına ve yaşamlarına yönelik saldırılara karşı mücadele ettiğini hatırlatarak; “İktidarlarının giderek sarsıldığını gören rejim ve onun polisi ise kadınlara ve mücadelelerine saldırarak kadınları yıldırmaya ve sindirmeye çalışmaktadır. Direnen Hadis Necefi’de katledildi” dedi.

Kadınların yas tutmadığını, isyanı büyüttüğünü vurgulayan Gör; “Mahsa Emînî (22), başörtüsünü düzgün takmadığı gerekçesiyle, ahlak polisi tarafından Tahran’da işkenceyle gözaltına alınmış ve İran rejimi tarafından katledilmiştir. Ama her şeye rağmen Tahran’da başlayan eylemler ülkenin diğer kentlerine yayılmaya devam ediyor.
Kadınlar artık yas tutmuyor, isyanı büyütüyor. İran başta olmak üzere dünyanın her yerinde halklar, protesto eylemleriyle Mahsa Emînî’nin katledilmesine karşı tepkilerini büyütmeye devam ediyor. Sokaklarda güçlü gösteri ve yürüyüşlerle erkek egemen İran Rejimine ve onun ‘ahlak polisi’ gibi kadın düşmanı kurumlarına karşı isyanını yükseltiyor. Mahsa’nın cenaze töreninde kadınlar toplu halde başörtülerini çıkararak, mücadelelerini, isyanını yeni bir boyuta taşıdığını göstermiştir. Kadınlara, kadınların yaşam tarzlarına, başörtü dayatmasına karşı direnişten asla vazgeçmeyeceklerini bir kez daha göstermişlerdir” şeklinde konuştu.

Platform üyelerinin zılgıtları ve sloganlarıyla konuşması sık sık kesilen Gör, açıklamasını şu şekilde sürdürdü; “İran’da 1979 yılından beri uygulanan yasalar kadın düşmanlığı üzerinden inşa edilmiştir. Kadınlara başörtüyü dayatan, kadınların yaşamlarına, giyimlerine, davranışlarına her türlü müdahaleyi hak gören, ‘İslami kurallara’ uymadıkları gerekçesi ile kadınları darp eden, katleden bu rejim yok olmaya mahkûmdur. İranlı kadınlar, haklarına ve yaşamlarına yönelik bu saldırılara karşı mücadele etmekten bir an olsun vazgeçmemiştir.
Mahsa’nın direnişi bunun en büyük kanıtıdır. İktidarlarının giderek sarsıldığını gören rejim ve onun polisi ise kadınlara ve mücadelelerine saldırarak kadınları yıldırmaya ve sindirmeye çalışmakta. Ancak şu iyi bilinsin ki; kadınlar başta olmak üzere İranlı kadınlar başta olmak üzere tüm dünyada kadınlar artık yeter diyor.

Mahsa şahsında katledilen tüm kadınlara sözümüz, ahlaksızlık sizin görünen saç tellerinizde değil, İran’dan tüm dünyaya erkek egemen iktidarların zihniyetindedir. Mahsa’nın direnişi ve mücadelesi bizlerin de mücadelesidir. Bu mücadeleyi halkların isyanı ve direnişiyle ile birleştirerek diyoruz ki; Haksızlık nerede olursa olsun, zulüm nerden gelirse gelsin eğer bu barışla sevgiyle olmayacaksa bizler de sesimizi yükseltmeye ve mücadeleye devam edeceğiz. Mahsa’nın direnişi ve mücadelesi bizlerin de mücadelesidir. Bu mücadeleyi halkların isyanı ve direnişiyle ile birleştirerek, özgür bir dünyayı hep birlikte inşa edeceğiz. Katledilen tüm kadınlar isyanımızdır. Özgürlükleri için direnirken öldürülen kadınlar her zaman mücadelemizde yaşayacaktır. Birlikte güçlüyüz ve başaracağız.” (Haber: Helga TERBİYELİ)








