Hukuk İlkeleri Herkese Gerekebilir

0
48

Değerli Okurlarım, günümüzde hukukun çiğnendiği, adaletin kamburlaştığı bir ortamda yaşıyoruz ama öyle bir an gelecek ki, ima etmeye çalıştığım insanlar “Keşke dürüst olsaydık, hukuka saygılı olsaydık” diyeceklerdir ama o zaman da iş işten geçmiş olacaktır.

Bütün canlılar için hava, balık için su, ateş için oksijen ne ise, insanlar için de hukuk odur. Hukuk olmayan bir yerde insanın yaşaması mümkün değildir.

Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesiyle güvence altına alınan, kanunlarla somutlaşan ceza yargılaması kuralları keyfi olarak uygulanır ise, Hukuk Devleti ortadan kalkar. Hukuk Devletlerinin olmadığı yer de kişi hak ve hürriyetlerinden, yargı bağımsızlığından, yargı güvencesinden, adil yargılanmadan, kişi güvenliğinden söz edilemez.

Suçluluğu kesin hükümle sabit oluncaya değin herkes suçsuz kabul edilmek zorundadır. Suçsuzluk karinesi, anayasamızın ve yasalarımızın güvencesi altındadır.

Yasama, yürütme ve yargı organları, kişilerin suçsuzluk karinesinden yararlanma hakkını korumakla yükümlüdür. Hiç kimse kesin hükümle mahkûm olmamış kişileri toplum gözünde suçlu ilan edecek söylemler yapamaz.

Bireylerin savunma hakkı kısıtlandığında, Hukuk Devleti giderilmesi olanaksız biçimde zarar görür. Avukatlar, yargının kurucu unsurlarından olan bağımsız savunmayı serbestçe temsil ederler. Avukatların, yargı görevi yapanlar kapsamında ifade edilmesi, avukatların bu gücünü kuvvetlendirmek amacını taşır.

O nedenle de, yasadaki yargı görevini yapanlar deyiminden, hâkimler, cumhuriyet savcısı ve avukatlar anlaşılır. İddia görevi ne kadar “yetki” ise, savunma görevi de, o derece “Hak”tır. Bu sebeple, avukatların görevlerini yapmaları engellenemez.

Avukatlara görevleri sırasında çıkarılan her zorluk, Hukuk Devletinin önünde bir engeldir.

Hukukun ülkeler arasında hâkim olması için öncelikle her toplum kendi içinde hukuku hakim kılmalıdır. Bireyler birbirine karşı, bireyler idareye, idare bireylere karşı daima hukuka uygun davranmalı ve bunu bir yaşam biçimi haline getirmelidir. Hukuka aykırılığı belirten bir mahkeme kararı hem birey ve hem idare tarafından saygı ile karşılanmalıdır. Bir gün hukuk herkese lazım olacaktır. Hukukun, ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel yaşamdan soyutlanmaması gerekir.

Ülkemizde avukatların birçok sorunu vardır. Yeni çıkartılacak yasalar ile bu sorunların çözümü ve avukatların bu konudaki sıkıntılarının giderilmesi, hukukun işlerlik kazanması ve hızlanmasına katkı sağlayacaktır. Bütün siyasi partilerin “savunmanın güçlendirilmesi ve sorunların güçlendirilmesi” adına düzenleme yapmaya katkı sağlamasını istiyoruz. Çünkü çağdaş hukuk kuralları ve evrensel hukuk ilkeleri herkese gerekebilir.

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

Gönül Köşemden

Hak, Hukuk, Adalet!

Değerli okurlarım, kanmak ya da kandırılmak bu kadar kolay olmamalıdır diye düşünüyorum. Çabucak kanmak biraz ‘Salıklık’ olur hepinizin malumu. Durup dururken kimse kimseleri kandırmaya kalkmaz! Ya çok önemli çıkarı vardır ya da muhatabını aptal görür, bunun da başka türlü bir izahı olamaz.

Adalet, hak, hukuk ve hatta demokrasinin kâğıt üzerinde olduğu şu dönemlerde şimdi olduğu gibi “Suç yok ama ceza var” prensibi itibar görmüştür. Şayet, katledilen yoldaşlarım adil bir mahkemede yargılansaydı, inanıyorum ki, en fazla altı ay hüküm giyerlerdi ki o da tecil edilirdi. Şu anda içerde olan gazeteciler, eğitim görevlileri, bazı milletvekilleri merak ediyorum ne ile suçlanıyorlar ki aylardan ya da yıllardan beri içerdeler.

Sivil, askere ve yargıya emir verdiği, tahakküm altına aldığı sürece işler yörüngeden çıkar, akıbeti meçhul istikametlere yönelir. Tutuklanan devrimciler kaderiyle baş başa. Avukat isteyebilirler ama onları savunmak yürek ister. Ya korkuturlar ya da ansızın ortadan kaybolurlar. Aileleri diledikleri kadar ilgili makamlara dilekçe versinler sonuç olumsuzdur.

Günümüzde faili meçhul cinayetler, uyuşturucu kaçakçıları, çek senet mafyaları, kanunsuzlar ortada kahraman gibi dolaşırken, örümcek beyinlilerin meclise girerek ülkeyi idare etmelerini de hesaba katacak olursak katledilen yoldaşlarımızın ne denli haklı oldukları da anlaşılmış olur.

Ucuz şeylere kendini gözü kapalı satan ülkelerde hiçbir güzellikten bahsedilemez. Yani, Cumhuriyet, Hürriyet, Demokrasi, Laiklik, Konuşma-Yazma falan filan…

Günümüzde yaşananlara da bir bakalım… Önüne uzananlar, arkadan dolanmalar, koruyorum-gözetliyorum ve buna benzer riyakârlıklar. Bunların cezasını onlar çekmiyor, yine bu millet çekiyor ve bu şekilde cezalandırılıyor.

Ülkemiz maalesef düşünce olarak ikiye bölünmüş durumda. “Onlar ve Bizler!” Bu artık ne anlama geliyorsa? Herkes, muhaliflerin hepsi de fişlenmiş durumda. Evvelce bir poşet nohut, bir torba kömür vardı. Bakalım bu defa neler ortaya çıkacak? Bu çıkacaklara kimler nezaret edecek.

Yazma ve düşünce özgürlüğünün olmadığı, kendini milletine adayların etkisiz hale getirildiği ya da gözaltında yok edildiği veya yoldaşlarım gibi katledildiği karanlık sayfalarla doludur siyasi tarihimiz. Tam bağımsız bir Türkiye özlemiyle ve sadece zeytin ekmek yiyerek yola çıkan ve idealleri uğruna canlarını veren üç fidanla birlikte tüm devrimci yoldaşlarımı buradan bir kez daha sevgi ve özlemle anıyorum. Mekânınız cennet, makberiniz güllerle dolsun.

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

Günün Nabzı

Sizler Gittikten Sonra

Sizler katledildikten sonra

Aramda bir boşluk oluştu

İnsanlarla…

Suçlu aradım

Cezalandırma adına

Saldırdım sağa sola

Suskun zavallılara…

 

Dünyalar başıma yıkıldığında

Gözyaşlarıma

Hürriyetlerini bağışlasam da

Bir yerde

Dik durmam gerektiği

Geldi aklıma

Sizler gittikten sonra…

 

Bir süre

Fazla yaklaşmadım insanlara

Herkes,

Suçlu gibi geldi bana

Farklılaştı yaşamım da…

Daha sonra

Haklı ya da haksız

Riyakârlığa itibar etmeden

Razı oldum yazgıma

Sizler gittikten sonra…

Günün Sözü

Aşkı Tatmayan Yaşadım Diyemez

Öcal’dan İnciler

Durup Dururken Aşık Olunmaz!

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here