Futbolda Başarı Ve Motivasyon (3)

0
47

Değerli Okurlarım, hani zaman-zaman bir yakıştırma yaparız ve nedenini de düşünürüz ya. Psikolojisi bozuk toplum ya da psikolojisi bozuk insan… Bunları sık-sık söyleriz de, duyarız da. Demek ki psikoloji konusu, genel olarak her şeyden bir adım önde. Öyle değil mi? Dilerseniz, iddiamızı (tezimizi) biraz daha güçlendirelim. Çünkü bu söyleşiye genç sporcularımızın ve Teknik Adamlarımızın ve de Yöneticilerimizin çok fazla ihtiyaçları olacak.

Sporun bütün dallarında olduğu gibi başarılı olmak için meşru olan türlü yollara başvurulur. Ancak bizim konumuz futbol ve konuyu futbolla örtüştürmeye çalışacağız. Genel olarak teknik adamlar, başarıyı yakalayabilmek için, sporcunun fiziki konumlarına ağırlık vermişlerdir. Bir yere kadar doğru. Fizik olarak sorun yaşamayan, sağlıklı, sistemli olan birçok oyuncuların bazı müsabakalarda istenilen düzeyde olmadıkları gözlenmiştir.

Futbol oyunu fizik gücüne dayanır. Bununla beraber güçlü organizmalar, değişkenliklere karşı duyarlı, uyum içinde olabilecek güçlü bir sinir sistemi de gerekmektedir.

Bir Futbol Takımının başarısızlığı ve bu başarısızlığın nedenleri üzerinde kimse kafa yormuyor. Herkes işin kolayına kaçıyor. Hocaların değiştirilmesi (istifa bile olsa), futbolcu transferleri… Bu yaklaşımlarla başarı yakalanamaz. Takımdaki tüm futbolcuların, teknik ve taktik anlayışları, şutları, çalımları bir an için çok iyi olduğunu varsayalım. Futbolu gümbür-gümbür oynayan o takımdan bazı oyuncuların ruhsal sorunları varsa, sıkıntılarını anlatacak kimse bulamıyorlarsa,

Ayrıca, bu şekilde içine kapanan futbolcuların, zihinsel kıvraklığı, yan yönetim uyarmadan, sistemle ilgili bazı şeyleri kendiliğinden değiştirecek üretkenliğe, düşünce yaratıcılığına ulaşamazlar. En kaliteli, en klas futbolcular bile, hem form kaybeder, hem de gözden düşer… O takımın Teknik Direktörü, örneğin bir futbol takımının hocası, form kazandırmak için o oyunculara yükleme yapmaya kalksa, bu koşullarda, fayda değil, zarar verir. O oyuncular maalesef sezonu kapatırlar.

Futbol dediğimiz o ayak oyunu var ya, inanın tam bize göre ve bizim için biçilmiş kaftan. Evinizde, koltuğunuzda kanepenizde ya da yattığınız yerde, GOOOLLL diye ayağa fırlıyor ve kazanıyorsunuz. Hiç ter dökmeden, hiçbir çaba göstermeden, yorulmadan, bir performans sarf etmeden kazanıyorsunuz.

O nedenle, futboldan daha sana yakın ve daha iyi bir dost bulmamız bu dünyada mümkün değil. Öbür tarafta futbol var mı? Onu bilemeyeceğim. Düşünüyorum da, orada futbol yoktur diyeceğim ama her taraf yeşil alan olduğu söyleniyor, kale direkleri dikilir her halde. Bunların hepsi şaka tabii…

Efendim, futbol sporun lokomotifidir, bana göre altını çizerek söylüyorum, onlara kişilik kazandırandır. Futbolsuz bir yaşam düşünme mümkün değildir. İşte, futbol böylesine olağanüstü bir hadise! İleride neler değişir, nasıl gelişmeler olur bilemeyiz ama bütün değişimler futbola güzellik katacaktır, bundan kesinlikle eminim.

Şimdi, futbolu icra edenler de olağanüstü değillerdir. Etten kemikten oluşmuş, psikolojik ve biyolojik yapıları vardır. Konuyu bilimsel yönden mercek altına yarın alacağız.

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here