Ahilik Haftası Kutlu Olsun

0
136

Günaydın sevgili okuyucularım nasılsınız bu sabah? Yeni öğretim yılı başladı. İlk eğitim okullar açıldı, anaokulları ve kreşler de tabi. Sabahın erkenindin başladı, hareketlilik sokağımızda, apartmanımızda, ilk başlayan çocuklarda, bir heyecan bir heyecan görülmeğe değer. İnsan bütün sıkıntılarını unutuyor onların cıvıltılarını, hareketliklerini, telaşlarını gördükçe. Sanki hep bir şeylere geç kalmışlar gibi annelerin eli altında kıpır kıpır. Tabi ailelerde kıpır-kıpır, ne kadar hazırlıklı olsalar da her an nerden çıktığı belli olmayan masraflardan nevirleri dönmüş âdeta. Üstelik geleceğe güvenle bakmadıkları için kuşku içindeler, yani bir dokun bin işit durumları. Onlara yardım edemiyoruz ancak değişmeyen tek şeyin değişim olduğunu söyleyerek geleceğe güvenle bakmalarını ve bunun içinde çalışmalarını söylüyoruz. Ve yeni eğitim yılının kutlu, mutlu ve başarılı olmasını diliyoruz.

& & & & &

Ve sevgili okuyucularım içinde bulunduğumuz hafta aynı zamanda ahilik haftası. Birlik ve beraberliğe, doğruya, paylaşıma, adalete ihtiyacımız olduğu bir zamanda Ahilik haftasını kutlamak ve gerçek ruhuna göre yaşamak çok önemli. Ve kendimizi insan olarak sınamak ve sorgulayabilmek için de önemli bir zaman dilimi. Yani bu özel ve güzel öğretinin aslında bugün neresindeyiz, bu felsefenin ne kadarını kavrayabilmişiz diye de sorgulayabilmek için bir fırsat diye düşünüyorum.

Ahilik, Ahi Evran tarafından Hacı Bektaş-ı Veli’nin tavsiyesiyle kurulan esnaf dayanışma teşkilatıdır. Aslen Horasan kökenli olup Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde Anadolu’da yaşayan Müslüman Türkmen halkın sanat, ticaret, ekonomi gibi çeşitli meslek alanlarında yetişmelerini sağlayan, onları hem ekonomik hem de ahlaki yönden yetiştiren, çalışma yaşamını, iyi insan meziyetlerini esas alarak düzenleyen bir örgütlenmedir. Kendi kural ve kurulları vardır. Günümüzün esnaf odalarına benzer bir işlevi olan Ahilik iyi ahlakın, doğruluğun, kardeşliğin, yardımseverliğin kısacası bütün güzel meziyetlerin birleştiği bir sosyo-ekonomik düzendir. Ahi Evran’a Ahi Baba da denir.

Ahilik Sözcüğünün Kökeni

Bu konuda esas olarak iki iddia mevcuttur. İlk iddiaya göre kelime Arapça kökenlidir. Buna göre “Ahi” kelimesi Ahiyye’nin tekili olan “ah” kelimesine birinci tekil “ya”sı ilave olunarak “ahi” şeklinde telaffuz olunmuş halidir. Bu fikre göre ahi’nin sözlük manası “kardeşim” demektir. Bu iddianın güçlü yanı, Ahiliğin ilk olarak Araplarda Fütüvvet Teşkilatı adıyla çıkması, dolayısıyla Ahilik ile ilgili terimlerin Arapça olması gereğidir. Ancak bu kanıt yeterli değildir.

İkinci iddiaya göre Ahi kelimesi Türkçe Akı kelimesinin zamanla değişimi sonucu ortaya çıkmıştır. Bu görüşün haklılık payı oldukça yüksektir. Zira bu kelimenin Ahi birlikleri içinde zaman zaman Ahi Baba şeklinde ifade edildiğini görüyoruz. Buna göre kelimenin Arapça manası ile düşünüldüğünde “Kardeşim Baba” diye bir tabir uygun düşmüyor. Fakat Divânu Lügati’t-Türk’te akı, eli açık, koçak, selek, cömert, yiğit, delikanlı gibi manalar ifade eden Akı kelimesiyle düşünüldüğünde “Ahi Baba” tabiri daha mantıklı görünüyor.

Ahi Evran ve Ahilik Teşkilatı’nın Kuruluşu

Orta Asya’da hüküm süren Oğuz Yabgu Devleti yıkılınca, Oğuz Türkleri yavaş yavaş Selçuklu egemenliği altına girerek Anadolu’ya göç etmeye başladı. Ekseriyeti göçebe olan Oğuzlar, kopup geldikleri Orta Asya steplerine benzediği için daha çok Orta Anadolu kırsalını mesken olarak tercih ediyorlardı. Dolayısıyla Orta Anadolu’nun Türkleşip İslamlaşması hızlı olurken, şehirlerde bu dönüşüm yavaştı. İslam dini de, yerleşik hayatı gerekli kılıyordu. İşte bu sebeple, göçebe Türkmenlerin İslamlaşma sürecini hızlandırmak, Anadolu’yu Türk yurdu haline getirmek, şehirlerde yaşayan Rum ve Ermeni tacirleriyle rekabet edebilmek amacıyla ve Hacı Bektaş-ı Veli’nin tavsiyesiyle Ahi teşkilatı Anadolu’da kuruldu. Kısacası Anadolu’da Ahiliğin şekillenmesi ve köylere kadar teşkilatlanması politik ve sosyo ekonomik bir mecburiyetin ürünüdür.

Ahiliğin Kuruluşu Ve Anadolu’da Yayılışı

Bazı araştırmalar Ahiliğin Kırşehir’de ortaya çıktığını ileri sürer. Diğer bir görüşe göre, Bağdat’ta büyük üstatlardan ders alan Ahi Evran, Arapların kurduğu Fütüvvet Teşkilatı’ndan etkilenerek, 1205’te Anadolu’ya gelmesinden kısa bir süre sonra ilk olarak Kayseri’de Ahilik Teşkilatını kurmuştur.

Tarihi kaynaklardan, Ahi Evran zamanında Anadolu’nun şehir ve kasabalarında ortaya çıkan Ahi kurumlarının, Ahi Evran’a bağlı merkezi bir teşkilat olabileceği imajı çıkıyor. En azından bu kurumlar, onun koyduğu ilkelere bağlı kalmış olmakla, manen Ahi Evran’ın liderliğindeki geniş bir teşkilatın şubeleri gibidir.

Ahilik Teşkilatı’nın Sonuçları

Ahilik, Anadolu’da köylere kadar yayılarak Anadolu’nun daha kısa sürede Türkleşip İslamlaşmasını sağlamıştır. Göçebe Türkmenler yerleşik hayata geçirilerek hem İslami uyum kolaylaşmış, hem de Türk şehirciliği hız kazanmıştır. 13. yy’ın ikinci yarısına kadar çoğunlukla Türk olmayan yerli halkın elindeki sanat ve ticaret işlerine Müslüman Türkler de katılmış ve hızlanma kazandırmıştır. Türk esnaf ve sanatkarları arasında sağlanan dayanışma ve yardımlaşma sayesinde Ahilik önemli bir güç haline gelmiş, hız kazanmış, asayişin bozulduğu zamanlarda kendi otoritesini yürütmüştür.

Ahiliğin 7 Kuralı

Ahi olmak ve peştamal kuşanmak için kişinin bir Ahi tarafından önerilmesi zorunludur. Üye olmak isteyenlerden yedi fena hareketi bağlaması ve yedi güzel hareketi açması beklenmektedir;

1-)Cimrilik kapısını bağlamak, lütuf kapısını açmak.

2-)Kahır ve zulüm kapısını bağlamak, hilim ve mülâyemet kapısını açmak.

3-)Hırs kapısını bağlamak, kanaat ve rıza kapısını açmak

4-)Tokluk ve lezzet kapısını bağlamak, riyazet kapısını açmak

5-)Halktan yana kapısını bağlamak, Hak’tan yana kapısını açmak

6-)Herze ve hezeyan kapısını bağlamak, marifet kapısını açmak

7-)Yalan kapısını bağlamak, doğruluk kapısını açmak.

Ahilik Teşkilatının Özellikleri

Ahilik Teşkilatı, Selçuklular döneminde ekonomik ve ticari faaliyetlerinin yanı sıra, askeri ve siyasi faaliyetlerde de bulunmuş, aynen Bektaşi ve Yeniçeri Ocaklarında olduğu gibi Osmanlı Beyliği’nin kuruluşunda ve güçlenmesinde de etkin rol oynamışlardır. Aşıkpaşazade Derviş Ahmet, Osmanlı’nın kurulmasında etkin olan dört unsur arasında Ahiliği de belirtmiştir. İlk Osmanlı padişahlarının ve vezirlerinin çoğu Ahi Teşkilatı’na mensup şeyhlerdir.

Ve sevgili okuyucularım sağlık ve sevgiyle kalalım hep birlikte ayrımsız gayrımsız… Yase

Günün Şiiri

Yunus’la Ahiliğe Yaklaşım

İy yarenler iy kardaşlar
Görür beni nitdüm Ahi,
Ere irdüm Eri buldum
Er eteğin dutdum Ahi…

Canum bir gözsiz can idi
İçi dolu sen ben idi;
Dutdum miskinlik eteğün,
Ben menzile yitdüm Ahi..

Giderdüm gönlümden kini
Kin dutanın yoktur dini;
İy yarenler ben bu sözi
Uludan işütdüm Ahi…

Anladum kendü halümi
Gözledüm toğri yolumi
Dutdum ulular eteğün
Hazrete ben yitdüm Ahi…

Aşıkısan miskin Yunus
Hazrete dutgil yüzüni,
Anlayana gevherdürür
Söz sarrafa satdum Ahi,..

(Yunus Divanından)

Günün Sözü

-Ahilik; din, dil, ırk ve cinsiyet farkı gözetmeyen, herkese eşit muamele yapılan bir anlayışın simgesidir.

-Türk tarihinde “AHİLİK ” adeta bir “Rönesans” tır. Yenilikler ve güzellikler manzumesidir.

-Ahilik; toplumda yaşayan fertleri birbirine yaklaştırmak ve aralarında dayanışma kurulmasını sağlamaktır.

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here