Her Canlı…

0
1

Her canlı doğar, yaşar ve ölür. Bu cümle, basit gibi görünür ama hayatın bütün gerçeğini içinde taşır. Uzun yıllar boyunca insan ömrü için “ortalama 60 yıl” denirdi. Bugün ise bilim, tıp ve yaşam koşullarındaki gelişmelerle birlikte bu süre 75 yıl civarında ifade ediliyor. Kimi için daha kısa, kimi için daha uzun… Ama sonuç değişmiyor: Yaşam süremiz sınırlı.

Asıl soru şu değil: Ne kadar yaşadık?

Asıl soru şudur: Nasıl yaşadık ve geride ne bıraktık?

Bir insan, bu dünyadan göçtükten sonra yalnızca bir mezar taşıyla mı hatırlanır; yoksa bir hatırayla, bir iz ile bir iyilikle mi? Ailemizde… Çocuklarımızın hafızasında hangi kelimelerle yer edindik? Birlikte geçirilen zaman mı kaldı geriye, yoksa ertelenmiş sözler mi?

Kentimizde… Yaşadığımız sokaklara, mahallelere, şehre ne kattık? Sorun gördüğümüzde “bana ne” mi dedik, yoksa sorumluluk mu aldık?

Ülkemizde… Sadece tüketen, şikâyet eden, bekleyen mi olduk? Yoksa üreten, paylaşan, elini taşın altına koyanlardan mı?

Hatta dünyada… İsmi bilinmese de bir hayatı kolaylaştıran, bir umudu çoğaltan, bir yarayı saranlardan mıydık?

İnsan, yaşarken fark etmese de aslında her gün kendi hatırasını inşa eder. Bugün attığı bir adım, söylediği bir söz, sustuğu bir haksızlık ya da sahip çıktığı bir değer; yarın onun nasıl anılacağını belirler. Şu soruyu kendimize sormak zorundayız: Terki diyardan sonra nasıl anılmak isterim? Ve bu sorunun devamı daha da çarpıcıdır… Dün, bu anılmaya uygun ne yaptım? Bugün, ne yapıyorum? Yarın için nasıl bir planım var?

İyi anılmak bir tesadüf değildir. Bir ömürlük niyetin, tutarlılığın ve emeğin sonucudur. Bir insanın ardından “iyi biriydi” denmesi için; Sadece iyi niyetli olması yetmez. Adil olması gerekir. Emanete sahip çıkması gerekir. İsraf etmemesi, kibirlenmemesi, gücü geçici bilmesi gerekir.

Unutulmamalıdır ki; Makamlar geçicidir, unvanlar silinir, alkışlar diner. Ama insanın bıraktığı iz, bazen bir ömürden daha uzun yaşar. Bugün hâlâ nefes alıyorsak, hâlâ konuşabiliyor, hâlâ değiştirebiliyorsak; Bu, hâlâ iz bırakma imkânımız olduğu anlamına gelir.

Her canlı ölümü tadacaktır. Ama herkes iz bırakmaz. İz bırakmak; büyük sözlerle değil, doğru duruşlarla olur. Yüksek sesle değil, tutarlı adımlarla olur. Bugünle başlar. Ve belki de mesele tam olarak şudur: Bir gün anılacağımız gibi yaşamak.

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here