Milletvekili Eryılmaz, Haziran Ayında Suriye’de Düşürülen Uçağımızı Yeniden Gündeme Taşıdı…
Haziran ayında Suriye hava sahasında düşürülen uçağımızla ilgili TBMM Başkanlığına 20 Milletvekilinin desteğini alarak Araştırma önergesi veren CHP Hatay Milletvekili Av. Refik Eryılmaz, konuya halen açıklık getirilmediğini belirterek konuyu yeniden gündeme taşıdı.
Yaşanan bu olayın üstü örtülecek bir olay olmadığını kaydeden Milletvekili Eryılmaz; “Yaşanan elim olay bugüne kadar aydınlatılmamış, ortada çelişkili açıklamalar bulunmakta ve kamuoyu doğru bilgilendirilmemektedir. Bu olay, ‘Şehit pilotlar Suriye’ye karşı yürütülen kirli savaşa kurban mı edildi?’ sorusunu akıllara getirmektedir. Bu olay üstü örtülecek bir olay değildir. Biz bu olayı unutmayacağız ve unutturmayacağız, konunu yakın takipçisiyiz. Hükümet üzerine düşeni yapmalı ve bu olayı tüm detaylarıyla kamuoyuna açıklamalıdır” dedi.
Olayla ilgili çok sayıda çelişkili açıklama yapıldığını hatırlatan Milletvekili Eryılmaz, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunduğu ve meclis araştırması yapılmasını istediği açıklamasında şu ifadelere yer verdi;
“Dışişleri Bakanlığı, uçağın düşürülme yeri ve şekliyle ilgili olarak yaptığı açıklamada, uçağımızın eğitim uçuşu yaptığı bir esnada, uluslararası hava sahasında Rus yapımı SA-11 füzesiyle vurduğunu ifade etmiştir. Suriyeli yetkililer ise tam tersi bir açıklama yaparak uçağın Suriye Hava sahasında ve uçaksavar ateşiyle düşürüldüğünü açıklamıştır. Dışişleri bakanlığının iddia ettiği gibi uçağımız füze ile düşürüldü ise uçağımızın üzerine kilitlenen bir füzeyi görmesi gereken GES”in (Genelkurmay Elektronik Sistemler Komutanlığı) ki bölgede birçok mevzisi bulunuyor, uçağımızı düşüren füzeyi tespit etmiş olması ve pilotlarımızı uyarması gerekirdi. Bilindiği gibi bir süre önce GES Komutanlığı, cihazları ve personeliyle birlikte Genelkurmay’dan alınıp MİT bünyesine dâhil edilmiştir. GES’in MİT’e devredildikten sonra bu tür bir görev zafiyeti içinde olabileceği de bir başka düşündürücü noktadır. Genel Kurmay Başkanlığı hem Dışişleri bakanlığımızın hem de Suriyeli yetkililerin açıklamalarından tamamen farklı bir açıklama yaparak, uçağımızın “uçaksavar mermisi veya güdümlü füze” ile değil uçağın “Blast etkisi” ile düştüğünü ve şehit pilotlarımızın da “uçağın enkazı içinde bulunduğunu” ifade etmiştir.
Uçağımıza görevi kimin verdiği, hangi amaçla bölgede bulunduğu, nasıl düştüğü, pilotlarımızın hayatını nasıl kaybettiği, boğularak mı yoksa başka bir sebeple mi şehit oldukları, tartışma konusu olan olayın bir başka boyutudur. Şehit pilotlarımızın otopsi raporlarının açıklanmaması da bir başka muammadır. Tüm bu çelişkili açıklamalara ek olarak kaza kırım uzmanları ve havacılık mühendislerinin Genelkurmay’ın yayınladığı fotoğraflar üzerinde yaptığı değerlendirme ve açıklamalar da eklenince olayın vahameti daha yüksek boyutlara ulaşmaktadır. Söz konusu uzmanlar, uçağımızın kesinlikle füze ile düşürülmediğini ya denizden ya da bir gemiden atılan güdümlü başka bir savaş silahı ile düşürülmüş olabileceğini açıklamışlardır. Uzmanlar ayrıca pilotların su altından robot kollarla çıkarıldığı yönündeki açıklamanın da düşündürücü olduğunu zira, “O kabinlerden pilotu isteği dışında çıkarmanın çok zor olduğu özellikle Robot kollarla ile bu işi yapmanın imkânsız olduğunu ayrıca pilotların ilk yardım malzemelerinin olduğu çantanın yanmaz erimez olduğu ancak bu malzemelerin eridiği, botların, yastıkların, kaskların su üzerinde bulunduğu, kasklardaki vizörlerin durumu ve üzerindeki is izlerinin de kafa karıştıran başka husus olduğu yönünde açıklamaları olmuştur. Söz konusu uzmanların bu açıklamaları resmi yetkililerin açıklamalarını daha da şüpheli hale getirmektedir.
Bunun dışında, gerek ulusal gerekse uluslararası basında uçağımızın bölgede bulunma amacı ile ilgili farklı iddialar da ileri sürülmüştür. Kimisi uçağımızın Suriye hava sahasında keşif uçuşu yaparken kimisi eğitim uçuşu yaparken kimisi de stratejik noktaları tespit ederken vurulduğunu ileri sürmüştür. Uçağımızın düşürülmesi ile ilgili kamuoyunu tatmin edici bir cevabın şimdiye kadar ne Milli Savunma Bakanlığı ne de Genelkurmay Başkanlığı tarafından verilmediği görülmektedir. Bu iddiaların araştırılması, şüphelerin sağlıklı şekilde giderilebilmesi için tarafsız bir denetim ve incelemenin TBMM tarafından yapılmasına ihtiyaç vardır.
Bu nedenlerle Akdeniz açıklarında düşürülen uçağımızın hangi nedenle düştüğünün belirlenmesi, halkın doğru bilgilendirilmesi, arama-kurtarma yapılanmasının geliştirilmesi ve bu olayda görev kusuru olan kurumların tespiti amacıyla Anayasanın 98. İç Tüzüğün 104 ve 105. maddeleri gereğince Meclis Araştırması yapılmasını saygılarımla arz ederim.”
