“Külahlı Paralelciler Haddini Aşan Açıklama Yapmışlardır”
Türk Eğitim-Sen İskenderun Şube Başkanı Ahmet Akça ve Şube Sekreteri Yaşar Gürakan, ortak yaptıkları açıklamada, Payas’ta yapılan müdür yardımcılığı temayül yoklaması ile ilgili iddiaları üzerine Eğitim Bir-Sen tarafından kendilerine gönderilen açıklamanın haddini aşan bir açıklama olduğunu vurguladılar.
Eğitim Bir-Sen’i, ‘Kendilerini kâhya yerine koyarak, Türkiye Cumhuriyeti Devletini ‘Babalarının Çiftliği’ gibi kullanmaya çalışan Külahlı Paralelciler’ olarak adlandıran Akça ve Gürakan; “Külahlı Paralelciler, Payas ilçemizde yaptıkları ‘Müdür yardımcılığı temayül yoklaması’ adını verdikleri uygulamada yaptığımız ‘Suçüstü’ üzerine, İlçe Başkanları tarafından bize cevaben yazdıkları akıllara ziyan yazıda haddi aşan ve milyonlarca mensubu ve seveni olan bir camiayı aşağılayan bir açıklamada bulunmuşlardır.
Dün aynı evlerde ailece diz dize oturup dini sohbetler yaptığı, aynı camide aynı safta namaz kıldığı din kardeşine bugün “O….” benzetmesi yapacak kadar zıvanadan çıkan ve gözü dönen ve kendilerini eğitimci, sendikacı, dindar olarak tanıtan bu zihniyete, Eğitim Camiamızın ve halkımızın affına sığınarak; Anadolu’da Köylülerin ‘Hanım hatun sandığı karısının başkalarının kollarında sarmaş dolaş yaşadığını yıllar sonra ancak fark edebilen ve daha kaşar kadınlarla evlenen delikanlıya!’ ne dediklerini sormadan geçemiyoruz… Konuyu Eğitim Camiamızın ve Kamuoyunun ve bu çirkin ve edepsiz benzetmeye maruz kalan camia mensuplarının ailelerin ve sevenlerinin takdirine bırakıyoruz” şeklinde açıklamada bulundular.
Türk Eğitim-Sen’e Cevap Olarak Ne Yazılmıştı?
Eğitim Bir Sen tarafından Türk Eğitim Sen yetkililerine yapılan cevabi açıklamada şu ifadelere yer verilmişti;
“…Evet, Anadolu’nun bağrından bir yiğit koptu genç, dinamik, taşı sıksa suyunu çıkaran bir yiğit! Evlilik çağındaydı. Büyükleri komşu köyde namuslu hanım hatun bir kız olduğunu söyleyince evlilik hazırlıkları başladı. Allahın emri peygamberin kavliyle kız istendi. Kız tarafı çok istekli olarak kızı hemen verdi. Evlilik iyi gidiyordu. Kız tarafı kapı-kapı dolaşıp böyle bir evlilikten memnuniyetlerini dile getiriyorlardı.
Bir gün aniden bir gelişme oldu! Anadolu’nun mert yiğidi birde ne görsün! O namuslu hanım hatun sandığı kız başkasının kollarında, sarmaş dolaş. Hemen mahkemeye verip boşandı. Can çıkmadan huy çıkmaz derler bu kız kendine yeni dostlar bulup eski kocasına planlar kurdu. Fakat köylüler durumun farkında olduğundan DELİKANLIYA sahip çıktı onu köye muhtar bile seçti. Şimdi soruyorum, bu yiğit bu kızı boşamayıp ta ne yapsaydı!…”
