Değerli Okurlarım, sizler bana sormaktan usanmadınız ve ben de yazmaktan hiç usanmadım. Altını çizerek söylemek istiyorum ki, hiç usanmayacağım. Her geçen gün üstüne koyarak anlatmaya çalışacağım. Bu sayımızda da, yürümek denilen o müthiş aktivitenin önemli gerçeklerini anatomisini anlatacağım. Bunları anlatırken de teçhizat konusunu da değineceğim.
Şehrimiz, Yüce Allah’ın lütfüne mazhar olmuş, yani ayrıcalık tanımış beldemize… Bu ayrıcalığı uzun yıllardan beri bildiğimi ve bazı ifadeleri ikinci kere yazdığımı samimi olarak belirtmeliyim. Burada mevsim bahar gibi olsa da ülkemizin bazı bölgelerinde sımsıkı giyinmeden yaşanmıyor. Kentimizde çoğu zaman büyük bir gürültü ile şimşek çakarken, gökyüzü de sağlamaya başlıyor. Fakat bir müddet sonra pırıl-pırıl güneşin sıcaklığını bedeninizde hissediyorsunuz. Üç önemli tabiat olayını aynı anda yaşamak Allah’ın lütfü değil de nedir?
Doğruyu söylemem gerekirse, Kubbe-i Arz’dan antibiyotik yağıyor, tüm dertlere şifadır, devadır. Hz. İsa’nın akan mübarek kanının tüm dertlere şifa olduğu gibi…
Olağanüstü, müthiş bir hadise… İşte böyle bir ortamda yürüyüş yapıyor ve ter atıyorsunuz. Bütün uzuvlarınız direnç kazanıyor, bu artı kondisyon sizlere yirmi yıl kazandırıyor. Fazla kilolar mı dediniz? O fazlalıklar yaşadığınız güzellikler karşısında neye uğradığını şaşırıp, kendini acilen vücudunuzdan dışarı atıyor. Hem de bir daha uğramamak kaydıyla yürüyüş sporunu itiyat haline getirdiğiniz sürece… Doğal olarak, fazla kilolu olmak sağlık açısından daha riskli, kilomuzu muhafaza etmek en sağlıklı bir yaklaşımdır. Bunları söylerken, bir deri bir kemik kalmanın da hiçbir esbab-ı harbiyesi olamaz.
Aktif ve hareketli bir hayat sürenler fazla kiloları da olsa, zayıf olmakla beraber hareketsiz olanlara nazaran daha sağlıklıdır ve kronik hastalıklara daha az yakalanırlar. Yakalananlar bile, tahribat yapmaz, hafif seyreder. Efendim, yürüyüş sporu yapmanın bizlere külfet yüklediğini söyleyemeyiz. Masrafı da yok denilecek kadar azdır. Birazcık olsa bile ne yazar! Ömrüm sporla geçti. Spora başladığım her an büyük bir heyecan duymaktayım. Zaten başka türlü de düşünemeyiz. Arzulu olmak, heyecan duymak şart! Ben bile heyecan duyuyorsam, sizler daha fazlasını hissetmelisiniz, heyecan dorukta olmalı.
Kadınlarımız, yeni eşofmanlarla ve makyajlı olarak bu işi yapıyorlarsa, onlara aldırmayın, amaçları başka olabilir. Yürüyüş sporu için kullanılmış bir eşofman, rahatsız etmeyecek lastik ayakkabı, güneşli havalarda bir şapka. Hepsi bu kadar… Ancak, giydiğiniz lastik ayakkabı ayağınızı sıkıyorsa, eşofman sizi rahatsız ediyorsa, bu teçhizatla spor yapmayın. Sımsıkı teçhizat sizi spordan soğutur. Giysiler eski olsun ama rahatsız etmesin.
Spor yapmak istemiyorsanız, bazı bahanelerin arkasına saklanmayın. Yürüyüş sporunda, aslında bütün sporlarda arzulu olmak, heyecan duymak şarttır. Başka türlü düşünülemez…
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA
