Ağaçlarımmm…

0
108

Günaydın sevgili okuyucularım nasılsınız bu sabah? Günlerdir sakin, sakin yağan yağmur bu sabah (dün) fırtınaya döndü. Uçuruyor önüne geleni. Tabi, bendenizin derdi belli. Terastaki ağaçlarım bir güzel yolunuyor, canlarım benim. Hepsi çiçek açmış üstelik. Geçenlerde Ziraat bahçesine gittik arkadaşımla birkaç limon ağacı daha  alıp eve döndük. Sevgili ağaçlarım günlerce apartmanın girişinde bekledi. Apartman mis gibi limon çiçeği koktu birkaç gün.

Ve dün yukarı taşındılar. Yaşayacakları alana arkadaşlarının yanına, teras cennete döndü. Birde nar ağaçları çiçek açmış görülmeğe değer. Ve bendeniz ölsem de gam yemem artık. Ancak gelin görün ki fırtına resmen onları yoluyor şu an. Üzülüyorum tabi ama onlara güveniyorum belki yolunacaklar, savrulacaklar belki bazı çiçekleri ve yaprakları yırtılıp dökülecek ama onlar buna rağmen fırtına sonrası dimdik ayakta olacaklar. Buna inanıyorum… Çünkü hep böyle olmuştur. Ve biz insanlar, onlardan alacağımız çok dersler var. Her şeye rağmen ayakta durmak! Örneğin. Dimdik ve kırılmadan eğilip bükülmeden… Bazı ağaç düşmanları rant elde etmek için binlercesini acımasızca tomurcukları, meyveleri ile birlikte kesebilirler ama bizimkilere asla dokunmazlar. Ağaçlarımı çok seviyorum. Çocuklar gibi hayvanlar gibi. Onlar insanlar gibi hain değiller, yalancı, vahşi ve sadist değiller asla. Hak yemezler, yalan söylemezler. Mal, mülk, şöhret onları ilgilendirmez, milyarlık saatler kolyeler falan onlar için havayla cıva. İnançları alet edip katliamlar yapmazlar. İnsanları kafeslere doldurup canlı, canlı yakmazlar. Kelle uçurmaz, onunla top oynamazlar. Ayırmazlar birbirlerini “sen, ben” diye. Ön yargıları yok. Onlar hayatın bize armağanları aslında. Ve bu armağanları sevgiyle kucaklamak nasıl bir güzellik anlatamam!! Bu son yıllarda yaşadığımız bütün vahşete rağmen hala gülebiliyor, kitap yazabiliyor ve resim çizebiliyorsam inanın ki bu sevgili ağaçlarımın sayesinde oluyor. Eğer yeriniz varsa, sizde birer ağaç alın tavsiye ederim. Eve dönmek istemeniz için neden olabilir.

Ve sevgili okuyucularım şimdilik sağlık ve sevgiyle hep birlikte kalalım bütün ayrım gayrımlara inat diyorum. Şimdi gidip bir başka güzelliği severek hayata tutunacak dallarımı genişleteyim. Duru bebek her geçen gün biraz daha büyüyor. Ve bizden habersiz büyüsün istemediğimizden her gün onu özel olarak sevmeye gidiyoruz Berke ile. Yase

Ve sevgili okuyucularım Berke bu günden itibaren bazı deneme yazıları ile bizimle birlikte olacak. MKÜ öğrencileri, sorunlarını rahatlıkla bizimle paylaşabilirler.

& & & & &

MKÜ VE ULAŞIM

Hatay’da ulaşım hizmetleri (bazı hatlarda çalışan belediye araçları var) genellikle kooperatiflere bırakılmış durumda. Örneğin; Antakya’dan İskenderun’a belediyeye ait bir servis yok ya da İskenderun’dan Arsuz’a.

Düşündüğümüz zaman, belediyenin bu hatlara araç koyması şu an çalışan özel araç sahiplerine ve kooperatiflere maddi açıdan zarar verebilir.

Bu yazıda değinmek istediğim iki önemli konu var;

1.Engelli vatandaşlarımız

2.Üniversiteye Ulaşım

Hatay’da çalışan minibüslerin çoğu engelli vatandaşlarımıza göre değil. (Çoğu ilde toplu taşıma araçlarına engellilere uyumlu olma özelliği zorunlu kılınmıştır.)

İkinci konumuz Üniversite’ye ulaşım…

Belediyemizin bu kıymetli kurumun kıymetli öğrencilerine en üst seviyede değer vermesi gerekiyor çünkü ilimizde azımsanamayacak şekilde bir öğrenci yoğunluğu var.

Bende bir MKÜ öğrencisi olarak bazı tespitlerde bulundum.

Antakya’dan Tayfur Sökmen Kampusuna ulaşımda belediyeye bağlı araçlar var, özel araçlarda ücret bakımından keseleri zorlamıyor. Ancak İskenderun’dan ve Belen’den Tayfur Sökmen Kampusuna ulaşım ücret ve ulaşım bakımından sıkıntılı…

İskenderun ve Belen’den Tayfur Sökmen Kampusuna gelmek için İskenderun’dan 7TL Belen’den sanırım 5TL gibi bir ücret alınıyor ve 2. öğretim öğrencileri son servise yetişmek için son derslere giremiyorlar.

Ücret konusunda PAC kooperatifini suçlamak çok mantıksız olur tabi mesafe, yakıt vs düşünüldüğünde onlarında bu parayı almak hakkıdır.

Benim şöyle bir fikrim var:

Belediye, İskenderun, Belen ve Tayfur Sökmen Kampusunu bağlayacak şekilde bir hat açabilir. (İskenderun’dan Belen’e öğrenci götürmeyecek çünkü o zaman BELEN minibüsçülerine zarar verir.) İskenderun’dan ve Belen’den aldığı öğrencileri Tayfur Sökmen Kampusuna götürecek. Hemen bu dediklerime karşı bir soru gelir: O kadar yolcu olacak mı? Belediye zarar ederse? Pac kooperatifi zarar ederse?

Servis saatleri öğrencilerin giriş çıkış saatlerine göre ayarlanabilir yani gün boyu sefer değil de sabah belli saatlerde öğleden sonra ve akşam belirli saatlerde seferler olabilir. Hem böylece PAC kooperatifi etkilenmez hem belediye zarar etmez birde kampusa gideceği için Antakya yolcuları yine Pac kooperatifini tercih edeceklerdir.

Berke FAKIOĞLU-berkefakioglu@nokiamail.com

Günün Şiiri

Akasyalar Bu Sabah

Yüzünü ve yüzbin yüzünü

Siyah beyaz bir fotoğraf sergisini gezer gibi gezdim

Eski İstanbul yüzünü

Annem yüzünü, çocuklarım yüzünü

Akasyalar bu sabah çiçek açmışlar yüzünü

Gözlerin dudakların dişlerin dudakların gözlerin yüzünü

Köpekbalığının kırmızı devinimli saçların yüzünü

Mandalina kabuklarının bu kadar rahat soyulması yüzünü

Küçük dağları bence sen yarattın yüzünü

İşte o yüzünü

Polisten kaçan Charlie Chaplin yüzünü

Seni niye bu kadar çok seviyorum biliyor musun yüzünü

Aydınlanır gözlerinde bir geminin niye gittiği yüzünü

Hapisten elinde bavuluyla çıkan yüzünü

Dönüp de son kez geriye bakan

Girdiği günü hatırlayıp

Şubat ayını dudaklarının ılıklığını düşünerek geçirdim yüzünü

Ve mart ve nisan ve mayısı yüzünü

Martılar dev kuşlardır ölünce kumsalda birden anlarsın yüzünü

Ve daha milyonlarca yüzünü

O zaman anladım ki varacağım yerdeyim

Yola çıktığım yerde

Keyifle milyon sigara yaktım

Arka sokaklardan geçip

– Kafamda yüzünün yüzbin resmi –

Geniş alanlara çıktım

Cem DURAN

 

Aynı Yalınlıkla Ölmek İsterim

Aynı yalınlıkla ölmek isterim

Kırda bir çiçek gibi, sakin, gösterişsiz.

Mum yerine yıldızlar parlasın üstümde

Yeryüzü uzansın altımda sessiz.

Ben aydınlık ve özgürlük delisiyim

Varsın hainleri gizlesinler soğuk bir taş altında

Dürüstçe yaşadım ben, karşılığında

Yüzüm doğan güneşe dönük öleceğim.

Jose MARTI/ Çeviren: Ataol BEHRAMOĞLU

Günün Fıkrası

Temel bir gün bir nakliyat şirketi kurmuş ve mükemmel bir kamyon almış. Kamyon İstanbul’dan Trabzon’a Temel’in şoförlüğünde yola çıkmış. Temel 8 saat sonra aramış Trabzon’dayım demiş herkes bu hıza çok şaşırmış. Temel ertesi gün aramış ben dönüyorum demiş. Adamlar beklemeye başlamış 8 saat olmuş Temel yok 10 saat olmuş 24 saat olmuş 1 hafta olmuş 3 hafta olmuş Temel yok 4 hafta sonra Temel gelmiş. Adamlar hemen sormuş nerde kaldın diye Temel cevap vermiş; “Hıyar gevurlar ileriyi 5 vites geriyi 1 vites yapmışlar.”

Günün Sözü

Kıyıyı kaybetmeye cesaret etmedikçe insan, yeni okyanuslar keşfedemez. Andre Gide

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here