Adı üzerinde “vahşi” kapitalizm, faşizm, emperyalizm, otoriterizm, totaliterizm… Baskı, sömürü, yayılmacılık, tekelci sermaye, eşitlik ve özgürlüklerin ipotek altına alındığı baskı düzenleridir. RÜŞVETİZM, bütün bu “İZM”lerin karışımından yaratılmıştır.
İnsanoğlu topraktan, rüşvetizm ise değişik türdeki yolsuzlukların birleşiminden insanoğlu tarafından yaratılmıştır. Rüşvetizm yolsuzluk, hırsızlık talan ve vurgunlar bir araya gelerek bunların çiftleşmesinden var olmuştur.Rüşvetizm, bir yolsuzluk akımıdır. “Özelleştirilmiş” vurgun ve hırsızlık düzenidir.
Gayrimeşruluk, kayıt dışılık gibi nerede bir haksızlık, hukuksuzluk ve adaletsizlik uygulamaları varsa, “rüşvetizm”in marifetlerinden kaynaklandıkları anlaşılır. Evrende, yolsuzlukların yarattığı rüşvet yok olmaz yoktan var edilemez, ancak günün koşullarına ve zamana göre şekil değiştirir.
Paranın dini, imanı, dili, rengi, ırkı ve cinsiyeti olmazmış. Rüşvetizm de tıpkı para gibidir; ayrımcılığı reddeder. Sınırsız, ucu açık çıkar ilişkileri gereği, her yolsuzluğa eşit mesafelidir. Nereden gelirse gelsin ayrım gözetmez.
Rüşvetizm denen karanlık düzenin bağışıklık sistemi çok güçlüdür. Dokuz canlıdır. Yok edilmek üzere ölüm döşeğindeyken bile küllerinden yeniden doğma becerisine sahiptir.
Rüşvetizm’in tarikatları arı gibi çalışkandırlar. Havarileri aracılığıyla yolsuzluk kokularının yayıldığı yerlere el atarak, misyonerlik faaliyetleriyle, rüşveti sevdirmek ve rüşvete sempatizan toplamak için girişimlerde bulunurlar.
Kamuda, “büyük, orta ve küçük ölçekli” yolsuzluk iddialarının boyutları tepeden, tabana doğru uzanır. Belediyeler son noktadır, tabanda yer alırlar. Rüşvet ve yolsuzluğun konusu geldiğinde belediyeler işaret edilir. Belediyeler hep topun ağzındadır yolsuzluk iddialarının hedef tahtasıdır.
Şaibeler, şüpheler ve iddialar hiç eksilmez, gündemden düşmez… Belediyecilik dar alanda, belli sınırlar içinde icra edilir. Dolayısıyla vatandaşla belediyecilik iç içedir. Belediyelerde neler olup bittiğini, rüşvet ve yolsuzlukların yapılıp yapılmadığını o kentte yaşayan daha iyi bilir.
Rüşvet ve yolsuzluk fırıldakları ne kadar gizlenirse gizlensin, bir gün mutlaka patlak verir, açığa çıkar. Kulağa küpe olsun; vatandaşın gözlemleri, bakış açısı, kanaati en gerçek ve en önemli değer yargılarıdır.
