Değerli okurlarım, rüştünü ispatlamadıktan sonra, kendini ispatlayacak ortamı yaratamadıktan sonra, rakibin artısını ve eksisini bilmenin bir faydası olacağını düşünmüyorum. Televizyonla beraber bir ölçüde her şey gün ışığına çıktı. Avrupa takımlarının yıldız futbolcuları, etkili oyuncularının tüm müsabakalarını izliyoruz. Bu konuda bir sıkıntı yoktur. Ancak, çok önemli müsabakalar arifesinde, rakibin son maçını birileri vasıtasıyla izletmekte doğal olarak fayda vardır.
Futbolda deneyim kazanıp, göze batan bir futbol oynuyorsa, rakibi tanımak bu aşamada önem kazanmaktadır. Eskiden Avrupalı futbolcuların hepsi de bizim için yıldız oyunculardı. Maçta hangi birine kelepçe takacaksın. O nedenle tanımanın bir önemi yoktur. Günümüz de, rakibi tanımaktan öte, sistemini çözebilmek günden oluşturuyor, eskiden olduğu gibi “Ha Babam Futbolu” yok artık. Ezbere oynamak, top benden gitsin de, nereye giderse gitsin felsefesi iflas etmiştir. Bir taç atışının bile önemli olduğuna herkes inanmaktadır.
Bir önemli konu daha var ki; burada rakibi tanıyıp tanımamak fazla bir anlam taşımıyor. Maç başladıktan sonra, Teknik Direktör oyunu iyi okuyabilmeli ve de takımını temkinli taşlatmalı. Müsabaka esnasında Teknik Direktörlerin görmemesi mümkün olmayan bazı gelişmeler vardır. Bunları sırayla sizlere sunmak istiyorum.
Rakip Kontratak oynuyorsa, Rakip Ofans Ağırlıklı oynuyorsa, Rakip Zamana Karşı oynuyorsa, Rakip Defansını Hücumda kullanıyorsa… Rakibin Açıkları Süratli ise, Rakip Adam Markajını iyi uyguluyorsa, Rakip Alan Markajı yapıyorsa, Rakip Forvet Fazla Becerikli değilse, Rakip Orta Sahasıyla Defans yapıyorsa…
Bu saydıklarım, futbol Takımlarının gerek duyduklarında uygulamaya çalıştıkları taktiklerdir. Bu taktikleri bundan sonra ki makalemde sizlere sunacağım. Yine de, bir genelleme yapmak istiyorum. Yenilmeyen takım yoktur. Gol yemeyen kaleci olmadığı gibi… Rakip ne denli güçlü olursa olsun, eğer bir final müsabakası değilse puan mücadelesi ise, yenemiyorsan yenilmeyeceksin. Final oynuyorsanız, maçı uzatmalar ve penaltılara götürerek avantaj kazanmakta yarar vardır.
Bir zamanlar, “Hücum Futbolu” diye bir terane ortaya attılar. Aslına bakarsanız bu sağlıklı bir yaklaşım değildir. Doksan dakika rakip kaleye gitmek ve rakibi ceza alanına hapsetmek mümkün değildir. Oyuncuların dinlenmesi için, oyun zaman-zaman rölantiye alınır. Bu arada libero-defans paslaşmasıyla, rakibi aldatma taktiği tercih edilir.
Futbolda bilinmesi gereken taktikleri çalıştırıcılar özümlemelidir. Rakip liberoyu oynamaz hale getirmek, rakipte yumuşak karın aramak, açıklardan rakip defansı çökertmek, yanlardan sert ortalarla, karanbol golü bulmaya çalışmak, çalıştırıcılar oyunu okuyabilirlerse, skora katkıları fazla olur.
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA
