Öğrenciler Siyasi Çıkar İçin Kullanılmamalı!

0
105

türban serbest2Eğitim-Sen Şube Sekreteri Naci Köybaşı; “Eğitim Alanı Dini Kurallara Göre Biçimlendirilemez!”

Eğitim-Sen İskenderun Şube Sekreteri Naci Köybaşı, eğitim sisteminde din ve inanç istismarı yapıldığını öne sürerek; “Milli Eğitim Bakanlığı, eğitimde yıllardır acil çözüm bekleyen sorunları bir tarafa bırakıp, eğitim sistemi üzerinden toplum içinde yeni ayrışmalar ve kutuplaşmalar yaratacak uygulamaları hayata geçirmeye başlamıştır” dedi.

Her lisede ibadethane (mescit) açma zorunluluğunun getirilmesinin ardından, ortaokullarda ve liselerde başörtüsünü serbest bırakan bir değişiklik daha yapıldığını hatırlatan Köybaşı; “Siyasi iktidar, yıllardır eğitimde yaşanan ve içinden çıkılmaz hale gelen sorunların üzerini örtmek için yine din ve inanç istismarına soyunmuştur. İç ve dış politikada yaşanan çözümsüzlüğün üzerini örtmek için bir kez daha başörtüsüne sarılmıştır. Yıllardır demokratik, bilimsel ve laik eğitim isteyenlerin öncelikli talebi olan zorunlu din derslerinin kaldırılması konusunda adım atılmamış, bu nedenle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, farklı inanç gruplarına tek bir dini inancın ve tek bir mezhebin zorla öğretilemeyeceğine hükmederek Türkiye’yi bir kez daha mahkûm etmiştir. Okullarda başörtüsü serbestliği kararının, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin zorunlu din dersinin kaldırılması kararının hemen arkasından alınmış olması dikkat çekicidir.

18 Yaşına Kadar Herkes Çocuk!

Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesine göre, 18 yaşına kadar herkes çocuktur. MEB’in bu kararı, çocukların kendi özgür iradeleriyle karar veremediği, aile, toplum ve iktidar baskısının bu kadar yoğun ve belirleyici olduğu bir dönemde, özellikle kız öğrenciler için yeni baskılar ve dayatmaları gündeme getirecektir. Üstelik söz konusu baskı ve yönlendirmeler sadece bununla sınırlı değildir.

Geçtiğimiz günlerde İstanbul’da bir okulda, okul yöneticileri tarafından bütün kız öğrencilerin derslere başörtüsü ile girmeye zorlanmasına itiraz eden 3 Eğitim-Sen üyesi öğretmen sürgün edilmiştir. Halkın karşısına her çıktıklarında özgürlükten bahsedenler, öğrencileri belli bir dini inanca göre giyinmeye zorlayan eğitim yöneticilerinin okullardaki baskıcı uygulamaları karşısında sesini çıkarmamaktadır” diye konuştu.

Dine Bakışta Tarafsız Olunmalı…

Eğitimin dini kurallara göre uygulanmasının yanlış olduğunu kaydeden Köybaşı; “Gerçekten laik bir ülkede, bütün din ve inançtan insanlar, eşit koşullarla, aynı kurallara uymak durumundadır ve hiç kimseye ya da gruba dinsel ayrıcalık ve üstünlük tanınamaz. Laikliğin temelinde farklı inanç ve dinlerdeki insanlar arasında eşitliğin sağlanması vardır. Bunu yapabilmek için laik devlet tüm din ve mezheplere aynı mesafede durmak, dine bakışında mutlak olarak ta­rafsız olmak zorundadır. Devlet gerek eğitim sistemini, gerekse toplumsal sosyal yaşamı örgütlerken bunu asla dini kurallara ya da referanslara göre yapmamalı, kendi siyasi çıkarları için öğrencilerimizi kullanmamalıdır” şeklinde görüşlerini ifade etti.

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here