Madımak’ta Yanan 33 Can Anıldı

0
207

Soysüren; “Unutmuyoruz ve Asla Unutturamayacaksınız”

Bundan 24 yıl önce 2 Temmuz’da Sivas Madımak Otel’de yanarak ölen 33 aydın, ölüm yıldönümünde İskenderun Cemevi’nde anıldı.

Cemevi’nde gerçekleştirilen etkinliğe, Alevi Kültür Araştırmaları Derneği (AKAD) Başkanı Nihat Yenmiş, İnsan Hakları Derneği İskenderun Şube Başkanı Coşkun Selçuk, Eğitim-Sen ve EMEP üyeleri, CHP İskenderun İlçe Kadın Kolları Başkanı Nilgün Selçuk ve yönetimi, CHP Hatay Milletvekili Adayı Yılmaz Şahutoğlu katılım gösterdi.

Anma programında bir konuşma yapan Alevi Kültür Dernekleri İskenderun Şube Başkanı Kemal Soysüren; “Madımak Katliamının 24. yılında yine inadına deyişlerimizi söylemeye, semahlarımızı dönmeye devam ediyoruz, edeceğiz. 2 Temmuz 1993 tarihinde ülkemizin üzerinde yaşatılan kara günün, tam tamına 24. Yılındayız. Bizler o günden beri sürdürdüğümüz mücadeleyi aynı kararlılıkla, aynı güçle sürdürüyoruz.  İnsanlık tarihinin en vahşi katliamlarından biri olan Madımak Katliamının 24. yılında da aynı aydınlık yüzlerimizle, yanan yüreğimizle, bugün burada toplanmış bulunmaktayız.

Ta ki bu bozuk düzenin çarklarını çeviren zatlar, ötekileştirilen, katledilen bedenini ölüme yatıran canlarla yüzleşinceye kadar. Ta ki Koray Kaya gibi, Serkan Doğan gibi, Gülsüm Karababa gibi, Muhlis Akarsu gibi, Hasret Gültekin gibi, Sivas’ın aydınlık yüzü olan 33 canımızın üzerlerinden kara dumanlar kalkıncaya kadar. Acımız, Hak ve Hakikat arayışımız sürüyor sürecek” şeklinde konuştu.

Madımak Otelinin Utanç Müzesi’ne dönüştürülmesi taleplerini bir kez daha yineleyen Soysüren; “Bizleri katleden karanlığınıza inat, 24. yılında da Madımak Otelinin Utanç Müzesine dönüştürülmesi talebimizi, çığlıklarımızı atmaya bu güruhları lanetlemeye devam edeceğiz. Bilinsin ki bugün içinde bulunduğumuz karanlık günler; o gün canlarımızı bizden alanların eseridir. O gün pirimiz Pir Sultan Abdal’ın heykelini yerlerde sürükleyenler, bugün KHK ve OHAL zulmü ile kamu emekçilerini işlerinden ediyorlar. KHK ve OHAL’e karşı direnenleri ise tutuklayıp ölüme terk ediyorlar. Halkımızı açlığa sefalete sürüklüyorlar.

O kara günde Madımak Otel’inde 33 Canımızı bizden alanlar, bugün de aynı karanlık zihniyet ile sokak ortasında gençlerimizi katlediyorlar. Gençlerimizi hedef alarak Gazi’de, Nevroz alanında, sokak ortasında, evlerimizde, geleceğin aydınlık yüzlü gençlerimizi bizlerden kopartıyorlar. O Yangında, canlarımızı bizden alanlar, bugün Dilek Doğan’ın katillerine, Berkin Elvan’n Ethem Sarısülük’ün, Cemevi’mizde katledilen Uğur Kurt’un katillerine ödül gibi cezalar veriyorlar. O kara günde canlarımızı bizden alanlar, inancımızın varlığını kabul etmeyenler, bugün de gerici eğitim sistemleri ile ‘Zorunlu Din Dersleri’ zulmü ile Diyanet denilen kör kuyuları ile gençlerimizi asimile etmeye devam ediyorlar. Bizler O kara günde olduğu gibi bugünde, ülkemizde gerçekleştirilmeye çalışılan tek adam rejimine karşı, laik, demokratik bir ülke özlemimizi haykırmak için hep alanlarda olacağız” diye konuştu.

Katliamlar aydınlatılana kadar mücadelelerini sürdüreceklerini vurgulayan Soysüren; “Unutmuyoruz ve asla unutturamayacaksınız. Bizlerden aldığınız tüm canlarımıza ışık olmaya onları anmaya devam edeceğiz. Kerbela’dan bu güne inancımızın dönülmez yolunda yürümeye devam edeceğiz. Bizim Yol’umuz tarih boyunca karşı karşıya olan, zulüm karşısında adaletin, ezenlerin karşısında ezilenlerin, Muaviye’nin karşısında Şah-ı Merdan Ali’nin, Yezid’in karşısında 72 yaren yoldaşı ile direnen İmam Hüseyin’in, Dersimde Seyid Rıza’nın, Banaz’da Pir Sultan’ın yoludur. Günümüzün zalimlerine karşıda aynı inançla Yol’umuzda yürümeye devam edeceğiz.

Her katliamın birbiri ile bağlantılı olduğunu görerek 2 Temmuz 1993’te Madımak Otelinde yaşadığımız katliamın aydınlatılmamasından kaynaklı Gaziyi, Suruç’u, Ankara’yı, Taksim’i, Antep’i, Reina’yı yaşadığımızı biliyoruz. Ve diyoruz ki: Hak ve Hakikat, Adalet arayışımızdan asla vazgeçmeyeceğiz. Katliamlar aydınlatılana kadar mücadelemizden asla geri adım atmayacağız.

Katliamın 24. yılında Madımak Otelinde yitirdiğimiz canlarımızı anmak için bir kez daha Bir araya gelerek bu utancı yaşatanları lanetliyoruz.

‘Madımak Oteli Utanç Müzesi Olacak!’ demek için. ‘Sivas’ın Işığı Sönmeyecek!’ demek için, ‘Tekçi Anlayışa Hayır!’ demek için, Eşit Yurttaşlık Hakkı, Barış, Demokrasi, Özgürlük, Laiklik ve Adalet talebimizi haykırmak için, Hünkârın dediği gibi Gelin Canlar, Bir olalım İri olalım Diri olalım” diyerek konuşmasını tamamladı. (Haber: Helga TERBİYELİ)

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here