İSÇEİD, Büyük İsdemir Grevinin 33. Yıldönümünü Kutladı

0
38

Keven; “Eğer O Grev Başarılı Olmasaydı, İsdemir Bugün Bu Halde Olmazdı”

Kısa adı İSÇEİD olan İsdemir Çalışan ve Emekliler Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği, 1989 yılında gerçekleştirilen büyük İsdemir Grevinin yıldönümü dolayısıyla bir basın toplantısı düzenlendi.

‘Onurlu Mücadele’ olarak adlandırdıkları grevin 33. yıldönümü dolayısıyla dernek lokalinde bir araya gelen dernek üyeleri adına günün anlam ve önemine yönelik bir açıklama yapan Dernek Yöneticilerinden Ahmet Keven; “Şanlı İsdemir grevinin bittiği gün olan 18 Eylül’ün seneyi devriyesi kutlamasına hoş geldiniz. Aradan yıllar geçti bu grev hala konuşuluyor. Eğer sendikacılığın, grevin bir tarihi tutulsa, bir kitap yazılsaydı, bu örnek gösterilecek, o kitaba da altın harflerle girecek bir grevdi.

Biz grevde iken asgari ücretin altındaki bir ücretle çalıştığımız tespit edildi ve ücretler asgari ücret düzeyine yükseltilmişti. Türk ekonomisine büyük katkı sağlayan böyle bir fabrikanın çalışmaz duruma getirilmesi planlanmıştı ama bu oyuna düşmeyen, vatanını seven, ülkesini seven, iş yerini kendi malıymış gibi koruyan, onurlu İsdemir işçisi buna müsaade etmedi.

Kendimize Zarar Verdik İş Yerimize Zarar Vermedik

Grevden önce bir uyarı direnişi yapmıştık. Bu uyarı direnişinde sakal bıraktık, yemek yemedik kendimize zarar verdik iş yerimize zarar vermedik, otobüslere binmedik yayan yürüdük o terli halimizle de işimizin başına geçtik, iş yerimize zarar vermedik. Daha sonra grev kararı alındığında bile biz üretimi asgari düzeyde tuttuk ama fırınlarımızı soğutmadık, bataryamızı soğutmadık, fabrikamızı mükemmel çalışır halde koruduk. Bu grev içinde bize destek olan çevre esnafı, çevredeki bütün insanlar, bütün kurum ve kuruluşlar vardı, aslında grevin gizli kahramanları da onlardı.

Biz 137 gün ücret almadık ama sağ olsunlar minibüsçüler, şehirler arası otobüsler bizden ücret almadı. Bakkal veresiye defterini açtı önümüze koydu 137 gün bizi besledi, fırın ekmek verdi, kasap et verdi, manav sebze meyve verdi, İskenderun Belediyesi ve çevre belediyeler de gıda paketleriyle bizlere destek oldular. Allah hepsinden razı olsun, çevre halkı da bize destek oldu. Eğer o grev başarılı olmasaydı İskenderun ekonomisinin kalbi olan İsdemir bugün bu halde olmazdı” şeklinde konuştu.

Grev Anıları ‘Korlaşan Ateş’ Kitabında Toplandı

Daha sonra söz alan İSÇEİD Başkanı Nurullah Er de, grevde yaşananları ‘Korlaşan Ateş’ adlı kitabında anlattığını ifade ederek; “33 yıl önce yaşanan grevi önemsiyoruz, kutlamak gereğini hissediyoruz. Bu onurlu bir mücadeleydi. Onurlu mücadele iki şey için yapılır; biri insanın vatanı, milleti, bayrağı ve özgürlüğü için, diğeri de emeği içindir. Bu ülkenin bağımsızlığı için mücadele edenlerin evlatları ve torunları olarak bizler, İsdemir’in kurulması ile birlikte bölgenin sosyal, siyasal ve kültürel yapısını, ekonomik yapısını değiştiren güçler olduğumuzu bilmekteyiz.

Uzun sürede bu bölgede bu fabrikanın kurulduğundan 1980’li yıllara kadar da biz Avrupa standartları seviyesinde ücrete sahip işçilerdik, yaşam düzeyimiz, yaşam kalitemiz o düzeydeydi. Ne var ki 1980 yılında yaşanan ekonomik krizin faturasını 24 Ocak kararlarıyla bize çıkarmaya çalıştılar. Türkiye’deki tüm emekçi kesimi, işçi kesimi buna karşı çıktığında, demokratik yollarla bunu çözemeyeceğini hissedenler, askeri darbelerle emekçi kesimini susturdular, her şeyi askıya aldılar. Özellikle bu işin bedelini emekçi kesime çıkarmaya çalıştılar ama 90’lı yıllara doğru geldiğimizde biz asgari ücret seviyesinde ücret almaya başladığımızda bu işin böyle gidemeyeceğini söyledik ve 24.000 Demir Çelik işçisi koymuş olduğu kitlesel meşru eylemlerle karşı koydu, susturmaya çalıştılar. Buna rağmen bu işçileri teslim alamadılar çünkü bu ekmek kavgasıydı. Çocuklar açlık çekiyordu, yokluk çekiyordu, Avrupa standartlarda yaşayan bir insanın 10 yıl sonra bu duruma düşmesi gülünçtü.

4 Mayıs sabahı bir bahar mevsiminde Demir çeliğin Doğuş kapısına ‘Bu iş yerinde grev var’ pankartı asmak zorunda kaldık ve bu grev 137 gün sürdü. Bu süreç içerisinde yaşananları sizler de biliyorsunuz. Emek dünyasına mal olan bu grevi biz de yaşatmak istiyoruz.

Ben de bu grevin adına ‘Korlaşan Ateş’ adlı kitabımı yazdım, kitapta grev süresince yaşananları anlattım, o gün dönen dolapları, hileleri araştırarak yazdım. Demir Çelik’in eski yöneticilerinden, sendika yöneticilerinden yararlandım, sendikanın kaynaklarından yararlandım. Bu kitapta var olan şey grevde yaşananlarıdır, emek dünyasında yer alsın kaybolmasın diye yazdım” diye konuştu. (Haber: Helga TERBİYELİ)

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here