Değerli okurlarım, hatırlayacağınız gibi, bir okurumun teşvik primiyle ilgili isteğini cevaplamak istiyordum da yerimiz dolmuştu ve o nedenle bugüne kaldı. Öncelikle, bu okurumun çok iyi niyetli olduğunu düşünüyorum. İyi niyetli olmak tabi ki çok güzel bir yaklaşım, ancak birisine yapılan yardım, bir başkasını zor durumda bırakıyor, bazı avantajlarını ortadan kaldırıyorsa, bunun adına iyilik denilemez ve altından iyi şeyler çıkmayacağını düşünmek gerekir.
Şimdi konuya gelelim. Bir futbol takımına, o takımın yönetimi tarafından sürpriz yapıldığı, prim verildiği duyulmadık bir şey değildir. Şunu demeye çalışıyorum, “A” futbol takımının yönetimi, bir antrenmanda ya da antrenmandan sonra ya da sosyal tesislerinde futbolcularını toplar ve oyuncularla şöyle bir diyaloga girer. Muhtemelen kulüp başkanı bu konuşmayı yapar, hiç başka birisine bırakır mı?
Bu arada, orada basın mensupları da olsa, hiçbir sakıncası yoktur. Çünkü ortada bir suç bulunmamaktadır. Evet, Kulüp Başkanı “…Çocuklar biliyorsunuz ki şampiyonluğa gidiyoruz ya da biliyorsunuz ki durumumuz iyi değil. Haftaya oynayacağımız müsabakayı üç puanla kapatırsanız çok iyi olacak. Eğer yüksek performans gösterirseniz sizlere yönetim olarak bir sürprizimiz olacak…” diyebilir.
Kulüp başkanı sürpriz değil de size şu kadar prim vereceğiz de diyebilir. A takımı başarılı olur ya da olmaz. Yönetim vaat ettiği primi verir ya da vermez bu hiç kimseyi enterese etmez. Bilindiği gibi yönetim kendi futbolcularına vaatte bulunmuştur. O kadar!
Bir de madalyonun diğer yönü vardır. Bir yönetim, hafta sonu oynayacakları takımın oyuncularına el altından prim dağıtıyor. Bu primin amacı ‘Bize Yenilin! En Azından Puan Kaybedin’ anlamındadır. Bu primin tek amacı budur. Kimse kimsenin kara kaşına kara gözüne aşık değildir.
Bitmedi, en yakın rakibinin, hafta sonu oynayacağı rakibine prim dağıtmak da bir tek amaca yöneliktir. Bunlar kabul edilemez. ‘Bunda Sakınca Yoktur’ diyen çok muhteremler de var.
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA
