Değerli Okurlarım, dünkü yazımızı okuyanların bilgilenmeleri için tekrar etmek istiyorum. Konu anlaşıldığında, beni daha iyi anlayacağınızdan eminim.
Dünyadaki mağlubiyet korkusu, başarısızlık evhamı, insanları olağanüstü etkilemekte ve de mutsuz etmektedir. Mutsuz olanların da birilerini mutlu edeceği söylenemez. Bu nedenle spor, kazanç ve mutluluk değerlendirmelerimde, Mısırlıların inandığı “eski cennet melekleri” gibi kendime şu iki soruyu sordum. Öneririm, sizde öyle yapın. Sonuç olağanüstü. Sadece iki soruya olumlu yanıt veriyorsunuz, cennet ayaklarınızın altında.
Bu sınavda, kopya, hile ve şike yapmazsanız, aynaya bakmış gibi gerçeği görmüş olursunuz. Mağlubiyetleri, başarısızlıkları, zararı ziyanı da içinize bindirirsiniz.
Mısırlı cennet meleklerinin ilk sorunu yanıtladım. Nerdeyse yarım asır önceydi, dünyada yaşayan bir ‘Melekle mutlu olmuş’ ve mutluluğu yakalamıştım. Daha sonra demeyin, öyle bir soru sorulmuyor.
İkinci soru oldukça zor. Çok zor ama yine de bu zor soruyu yanıtlamak zorundayım. Şu anda gerçek cennette olduğuna inandığım, Dünyada yaşamış olan o Melek, bir defasında; “Seninle Çok Mutluyum, Beni Çok Mutlu Ediyorsun…” demişti, aynen böyle söylemişti. Bu sözlerimin yalanı yanlışı, hilesi hurdası yoktur.
Bunları yazmamın tabi ki bir nedeni var. Kulüp veya bir kurumun yöneticisi, ticaret erbabı ya da bir esnaf… Kim olursa olsun, hangi konumda bulunursa bulunsun. “T” cetvelindeki eksileri artıları iyi değerlendirmeli. Sermayeden mi yiyor, yoksa kardan mı zarar ediyor. Bunun mutlaka bilincinde olmalı. Soruları en doğru biçimde yanıtlamalı. Bu işin raconu budur. Kendimizi kandırmaya da gerek yok.
Dikkat ederseniz, futboldaki krizi ve çirkin futbolumuzu gündeme getirince bütün bunlar aklıma geldi, çağrışım yaptı. Ben de söylemeden edemedim. Oysa yaşam ve spor (futbol en başta) insanın keyifle beklediği ışıl-ışıl anların ve mevsimsel sevgilerin toplamı dersem hiç de mübalağa etmiş olmam.
Gerçekten inançlıysak, mevsimsel sevgi de olsa, onun ışığı nerede olursa olsun yüzümüze yansır. Futbolumuz mademki bizden medet umuyor. Alacakaranlıkta olsa, bir muma ihtiyaç duyuyorsa, o mumu yakıp ve de şamdana koyarak ona uzatmalıyız.
Geriye kalan yılların hesabını, hasretle beklediğiniz ışıklı günler yerine, unutmak veya hatırlamamak ya da yeni sezonu beklemek, istediğinizi alacakaranlıklarda tutmaya, umutlarınızı yanmayan, yaktırılmayan sönmüş, söndürülmüş mumlarla saymaya başlamışsanız, bilin ki ağır bir zarar-ziyan bilançosu kapıda demektir. Buna inanın!
Bu ziyan futboldaki krizin bırakacağı enkazdan daha da ağır olacaktır. Bugün başaramayan, yarın başarır ama enkaz haline gelmişse zor!
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA
