Cumhuriyet ve Demokrasi

0
80

Çoğunlukla “halkın yönetimi” olarak bilinir başlıktaki her iki kavram.. Ayrı özellikli anlamları bulunsa da, genellikle aynı değer atfedildiğinden “veya” bağlacıyla,“fark etmez, ha cumhuriyet, ha demokrasi” şeklinde birbirinin yerine kullanıldığı da olur..

Ben, neden iki kavram arasında “ve” bağlacını kullandım? Gerekçemin tek cümlede özeti şu: Cumhuriyetin anlamsal devamlılık yönüyle demokrasiyle olan bağlantısını vurgulamak..Yani? “Ya cumhuriyet, ya demokrasi” değil, “hem cumhuriyet, hem demokrasi!”

Batı dillerindeki “republic” sözcüğünün karşılığı olan bir kavramdır Cumhuriyet.. Ferit Devellioğlu, Osmanlıca Türkçe Lügat’inde halk, ahali, topluluk anlamında tanımlıyor cumhuru.. Ve hemen ardından verdiği “Cumhura muhalefet  kuvve-i hatadandır” örneğini, “halkın benimsediği davaya karşı çıkılmaz” şeklinde açıklıyor.. Cumhuriyet sözcüğündeki i(y) eki, aitlik belirtiyor.. Yani cumhuri; halka, millete ait demek oluyor..

Public: halk için, kamuya ait anlamına geliyor.. Republic sözcüğündeki ön eki, kimi dil analizcileri “res,” kimileri de “re” kabul ediyor.. Res; Latincede mal, mülk anlamına geliyor.. Dolayısıyla “res+public” de halka ait olan mülkün, memleketin yönetimi demek oluyor.. “Re” ön eki ise; devamlı yenileyerek dönüştürmek anlamına geliyor.. Mesela, reform; formu, revizyon; vizyonu, dolayısıyla “re+public” de; halka, kamuya, cumhura, topluma ait olan yönetimi devamlı yenilemek demek oluyor..

Halka ait yönetim devamlı nasıl yenileniyor? Meşruiyeti halk egemenliğinin hukukuyla oluşan meclisteki halk temsilcilerinin, seçimlerle yenilenmesiyle.. Yani, demokrasiyle..

Demokrasi, Grekçe bir sözcük.. Demos; halk, kratein; yönetim veya iktidar anlamına geliyor.. Demokrasinin, günümüzden 2500 yıl öncesi Grek kent devletlerinde oluştuğunu ve süreç içinde bu kültürden beslenerek büyüyen iki bin yıl öncesi Roma kentler birliği devletinde şeklen cumhuriyete dönüştüğünü tarihsel kayıtlardan biliyoruz.. Ki sürecin başında kölelerin yurttaşlık hakkına sahip olmadığını; yurttaşlığın patriciuslar, yani özgür efendiler için söz konusu olduğunu, eski Roma’da yurttaş sayılmayan pleblerin, yani kölelerin özgür, eşit yurttaşlık hakkına, yine cumhuriyetle sahip olduklarını da aynı kayıtlardan okuyoruz.. Ve fakat tarihten bugüne patriciusların yani burjuva beylerinin veya feodal ağaların, kamuya ait olanı kendilerinin malı mülkü gibi gördüklerini, dolayısıyla demokrasiden pek haz etmediklerini de bilmiyor değiliz..

Bununla birlikte cumhuriyetin arka alanında demokrasi kültürü olduğunu söylemek için 2500 küsur yıl öncesine gitmeye gerek yok! Çünkü,  Mustafa Kemal önderliğinde, Erzurum, Sivas Kongrelerinde, Ankara’da Meclisin açılış sürecinde, Osmanlı Mebusan Meclisinden gelen demokrasi kültürüyle beslenerek  kurulan, yeni devletin adının şeklen Cumhuriyet ilan edilişi üzerinden henüz 92 yıl geçti..

Batının ünlü tarihçilerinden Prof. Toynbee, Mustafa Kemal’in, “imkânsızı’ gerçekleştiren büyük devrimci” olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Öyle bir an düşünün ki, Batı dünyasında Rönesans, reform, bilimsel ve kültür ihtilali, Fransız İhtilali ve endüstriyel ihtilallerin hepsi bir insan hayatının içine yığılmış olsun. İşte Atatürk, bu kadar kısa süre içinde ve hiçbir ülkede uygulanamamış en ihtilalci programı gerçekleştirdi.” Yani? Önce, Batının gayrı medeni emperyalist sömürgeci değersizliğine karşı savaşarak kazanılan kurtuluş! Sonra, Batının medeni aydınlanma değerlerinin senteziyle kurulan Cumhuriyet ve Cumhuriyet devrimleriyle kazanılan ‘çağdaş uygarlık!’

Cumhuriyetimizi, Millet Meclisinin demokratik hacminde kazandığı zaferle kuran Mustafa Kemal, “Cumhuriyet demek, demokrasi sistemi ile devlet şekli demektir.. Cumhuriyeti biz kurduk, o on yaşını doldururken demokrasinin bütün icapları sırası geldikçe uygulanmaya konulmalıdır” demişti cumhuriyeti benimsemek, demokrasiyi özümsemek bağlamında 1933 yılında.. Devamında, cumhura ait olan yönetimi demokrasiyle yenilemenin önünü açan İsmet Paşa, “üzülmediğim tek yenilgimdir” demişti, seçimi kaybettiği 1950 yılında..

Cumhuriyet ve demokrasinin muhafaza edilmesi, erdemli yurttaşların bireysel ödevidir elbette.. Öte yandan, ilkesi cumhuriyet ve demokrasi, karakteri özgürlük ve bağımsızlık, mirası bilim ve akıl olan erdemli yurttaşlar yetiştirmek de eğitimin görevidir tabiatıyla.. Demokrasi özlü cumhuriyetimizin 92. yaşı kutlu olsun..

Selam ve saygılar…    ozdemirgurcan23@gmail.com

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here