Değerli okurlarım, 10 Kasım 1938, 09.05… Bu tarih Cumhuriyetimizin kurucusu, İnkilapların yaratıcısı, Düşmanlarımızın korkulu rüyası, Türk’ün ATASI, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün bizleri öksüz bıraktığı andır. Tarifi anlatılamaz en acı günüdür Türk Ulusu’nun…
10 Kasım’da Anıtkabir’i dolduranın sayısını bilemeyeceğim Türk İnsanı, hala O’nun için gözyaşı döküyorsa bunun bir nedeni olmalı. Ata’sını yâd etmek için Anıtkabire, Dolmabahçe’ye gidenler büyük çoğunluk ama içlerinde yaşlılar da olsa bile, Dünyaya yeni gelmişlerdi, fakat aynı havayı teneffüs etmişlerdi. Atatürk aslında, sadece Türk Ulusu’na değil, tüm insanlığa armağandır. Cenab-ı Allah’ın. 77 yıl önce Hak’ın rahmetine kavuşmuştur. RUHU ŞAD OLSUN…
Atamızı yüce bir dağa benzetebiliriz. Bizler O’nun, o yüce dağın eteklerinde yaşayanlarız. Bu nedenle de O’nu layıkıyla takdir edemeyebiliriz, büyüklüğünü gereği kadar ölçemeyebiliriz. O’nu tanıyabilmek için uzaktan bakmak gerekiyor. O zaman O’nun azametini kavrayabiliriz. Bilerek ve isteyerek O’na hakaret edenlere, o namertlere lanet olsun.
Evet, 10 Kasım Ata’mızın cenneti mekân ettiği gündür. Ne mutlu bizlere ki, en zor günümüzde bizlere öyle bir kurtarıcı göndermiş. 10 Kasım’lar var ya bütün Türk insanının doğum günüdür, Milli bir Bayramdır. 19 Mayıs’lardır, 23 Nisan’lardır.
Düşünebiliyor musunuz? Aradan geçen 77 yıla rağmen, ismini bildiği, ama kendisini görmediği bu büyük kurtarıcının imzasını vücudunun muhtelif yerlerine kazıtan milyonlarca Türk insanının Ata’sına olan sevgisini yazı ile anlatabilmemiz mümkün değil.
Neden biliyor musunuz? Bizlere mal-mülk, servet verilmemiş.. İnsanca yaşam sunulmuş ve Cumhuriyet hediye edilmiş. Ne mutlu bizlere! Allah’a hamd-ü senalar olsun.
Aradan geçen 77 yıl sonra bile, O’nun gözyaşı dökenler, kulaklarına imzalı küpeler takanlar (Bayanlar için söylüyorum) “Kemal Atatürk” ismini vücutlarına dövme yaptıranlar… Arada bu denli sevilen başka bir Devlet adamı var mıdır şu yalancı Dünyada…
Bu ülke kolayına kazanılıp, Cumhuriyet kolayına ilan edilmedi. Çok can verildi, çok can alındı. Zaten, Cumhuriyet dediğimiz, Korkak babalar tarafından kaybedilir, Yürekli evlatlar tarafından geri alınır. Sakın ola ki, yanlış şeyler düşünülmesin. Duyurulur. Ata’mız Daima Payidar Kalacaktır.
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA
Gönül Köşemden
Ata’mız Daima Payidar Kalacaktır
Değerli okurlarım, Millet olarak ahde vefamız biraz zayıftır, unutkanız, tembel oluşumuzu söylemeye de gerek görmüyorum. Altını çizerek söylemem gerekirse; en zor günlerimiz de kendimize gelebiliyoruz. Yani belli konuda inkârcı değiliz. Cumhuriyet Bayramını örnek gösterebilirim. Ülkemizin dört bir yanından Anıt Kabir’e akın eden milyonlarca Türk genci ellerindeki Türk Bayrakları ve Atatürk posteriyle saygı duruşunda bulunmaktadır. Yani marjinal gurup değillerdir. Gerçi onları hoş karşılamayan belli bir kesim var ya, hadi neyse…
Millet olma özelliğini korumak kolay bir hadise değildir. Buna rağmen zorlandığımızda kendimize geliyor ve dirsek temasına geçiyoruz. Bunu her zaman yapabilmeli ve de unutkan olmamalıyız. Aslında, söylenecek ve yazılacak çok şeyler var.
Öncelikle, ülkemizde Atatürk edebiyatı hepimizin bildiği henüz tam ve tertipçi eserler safhasına ulaşmamıştır. Ulu Önder gelmiş, destanını yazmış ve tarihe intikal etmiştir. Fakat Atatürk Devri Tarihi Bile Yazılmamıştır… Ulu Önder Atatürk sadece Türk Ulusu’na değil, tüm insanlığa bir armağandır. O bizim Ata’mız ve de yüce bir dağ. O’nu görebilenler, yakın olduklarından başlarını kaldırıp bakmıyorlarmış demek ki. Fakat O’nu uzaktan göreler, izleyenler, O’nda ki insanlığı, dehayı, azameti görüyorlarmış demek ki…
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk tarihi bir şahsiyettir şüphesiz. Ata’mızın tarihin akışında şüphesiz çok önemli bir rolü vardır ve de içinden çıktığı bu toplumun (Türk Toplumunun) kaderine damga vuracak ve çağının olaylarına yön verecek kadar güçlü ve aynı zamanda etkili bir rol, bu nedenle Milletin kaderine olan müdahalesi şüphe götürmez.
Kadınlarımıza seçme ve seçilme hakkını tanıyan ve onları ikinci sınıf insanları olmaktan kurtaran kimdir diye kimse sormasın. ATA’MIZDIR…
Ata’mız Kadınlarımız İçin Neler Söylüyor?
“…Kadınlarımız asıl mücadele alanı, biçim ve kılıktan başarılı olmaktan çok, ışık ile erdemle süslemek ve donatmaktır. Ben saygı değer kadınlarımızın, Avrupa kadınlarının gerisinde kalmayacak, aksine pek çok yönden onları geçecek ışık ve kültürle donanmak isteyeceklerine yürekten inanıyorum…”
Bu ifadelerle Milletine ve Türk kadınına nedenli değer verdiği anlaşılmıyor mu? Tabi ki anlaşılıyor, mutlaka anlaşılıyor. Biz O’nu Nasıl Seviyoruz? İki Türbanlı çıkıyor ve “Biz Humeyni’yi seviyoruz” diyorlar. Kasımpaşalının birisi yüzü bile kızarmadan; “İki Ayyaşın yaptığı Anayasa, iki Ayyaşın kazandığı savaş…” diyor.
Ben de diyorum ki: Helal olsun onlara balıkla rakı içiyorlar. Sizin gibi ot yemiyorlar. Çünkü onlar inek değillerdi. Bizde öyle! Onlara şunları da hatırlatmak istiyorum. Ata’mız başarısız olsaydı maazallah. Babanızı bilir miydiniz? Zavallılar! Yüce Atatürk Daima Payidar Kalacaktır.
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA
Günün Nabzı
O’nu Görememenin Acısı
Efendim, O’nu görememek tabi ki büyük bir eksiklik, handikaptır, O’nu görenler, savaşanlardır. Hepsini de rahmetle anıyorum. Zaten Ulu Önder diyor ki; “Beni görememeniz fazla önemli değil. Cumhuriyeti koruyun ilkelerimden şaşmayın…”
Bize daha ne diyebilir ki? Şunu da söylemiş: “Ben size her karış toprağı şehit kanıyla sulanmış bir vatan bıraktım. Daha sonra da Cumhuriyet’i hediye ettim. Türk Gençliği O’na daima sahip çıkmalıdır…”
Son gelişmeler için üzülme Atam. Bu Millet bir şey bilmez gibi görünür ama sonunda çok iyi yaklaşımlarda bulunur. Hiç merak etme. Makberin nurla dolsun, rahat uyu ATAM…
Günün Sözü
Ata’yı Sevmek, Milli İbadettir!
Öcal’dan İnciler
Ata’mız Aslan Sütü Yudumlardı!
