Ünsal; “TÜİK Rakamları Gerçeği Yansıtmıyor! Ek Bütçe-Ek Zam İstiyoruz!”

0
72

Eğitim-Sen İskenderun Şube Başkanı Ülkenin Gerçek Gündemini Masaya Yatırdı…

Eğitim-Sen İskenderun Şube Başkanı Mustafa Ünsal, TÜİK rakamlarının gerçeği yansıtmadığını, kamu emekçileri olarak Ek Bütçe-Ek Zam istediklerini kaydetti.

Konuyla ilgili detaylı bir açıklama yapan Ünsal, TÜİK verilerine artık itibar edenin kalmadığına işaret ederek; “Haziran ayına ilişkin resmi enflasyon verileri açıklandı. Tüm dünyayı saran pandemi süreci ile artan hayat pahalılığı, TÜİK enflasyon rakamlarına yine yansımadı.

Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Haziran ayı enflasyon verilerine göre enflasyonda aylık %1,13,  altı aylık  %5,75, yıllık %12,62 artış gerçekleşmiştir. TÜİK, pandemi sürecinde başta gıda fiyatlarında olmak üzere yaşanan astronomik artışları yine görmezden gelmiştir. Üstelik TÜİK’e göre Haziran ayında gıda enflasyonu %1,60 düşmüştür!

Oysa milyonlarca insan, sokakta, pazarda, mutfakta karşılaştığı hayat pahalılığı ile TÜİK enflasyon verileri arasında uçurum olduğunu, TÜİK’in pandemi sürecinde yaşanan işsizliği bile nasıl düşük gösterdiğini görmektedir.

Enflasyon hesabında dar gelirlilerin, emekçilerin gelirlerinin %65’ini harcadığı gıda ve konut (kira, elektrik, su, doğalgaz vb) giderlerini yarı yarıya düşük tutma başta olmak üzere, rakamlara oynandığını tüm vatandaşlar görmektedir. Kısacası TÜİK verilerine artık itibar eden kalmamıştır” dedi.

Maaşlarının, TÜİK Enflasyonunu temel alan mutabakatlarla eritildiğine de dikkat çeken Ünsal; “Herkesin bildiği üzere, maaşların enflasyon oranında artırılması demek normal şartlarda sıfır zam demektir. TÜİK tarafından açıklanan resmi enflasyonun yaşanan gerçek hayat pahalılığını yansıtmadığını herkes bilmektedir. Buna rağmen milyonlarca kamu emekçisinin, işçinin, asgari ücretlinin, emeklinin maaş-ücret artışında kimsenin inanmadığı bu veriler temel alınmaktadır. Dolayısıyla maaşlarımız yaşanan hayat pahalılığı karşısında erimeye devam etmektedir.

Ortalama Maaşla Alınan Çeyrek Altın Sayısı 8 Yılda 5,5 Adet Azaldı

Öyle ki aşağıda vereceğim birkaç kalemdeki rakamlar kamu emekçilerinin sadece son sekiz sene de ücretlerinin nasıl eridiğini göstermektedir:

15 Temmuz 2012 tarihinde ortalama kamu emekçisi maaşı ile 1.081 dolar alınabilirken 30 Haziran 2020 tarihi itibari ile ortalama kamu emekçisi maaşı ile ancak 616 dolar alınabilmektedir. 15 Temmuz 2012 tarihi itibari ile ortalama kamu emekçisi maaşı ile 12,16 adet çeyrek altın alınabilirken 30 Haziran 2020 tarihi itibari ile bu sayı 5,5 adet daha azalarak 6,54 adede düşmüştür. Söz konusu dönemde çeyrek altın fiyatında %303 artış yaşanırken ortalama kamu emekçisi maaşında yaşanan artış %117’de kalmıştır.

İki basit veri bile kamu emekçilerinin maaşlarının yaşanan hayat pahalılığı karşısında ciddi biçimde eridiğini ortaya koymaktadır. Bu koşullarda maaşlarında %4 “toplu sözleşme” artışı ve buna ek olarak %1,75 enflasyon farkı yansıtılan kamu emekçilerine “sefalete devam” denilmektedir.

Herkesin Yaşam Şartları İyice Ağırlaştırmıştır

Öte yandan elbette ki geliri eriyen, yoksulluğu artanlar sadece kamu emekçileri değildir. Pandemi ile hayat pahalılığı ve işsizlikle dar gelirlilerin, ücretli kesimlerin zaten çok zor olan yaşam şartları iyice ağırlaştırmıştır. Pandemi gerekçesi ile açılan ekonomi paketleri ile sermayeye-patronlara ‘kalkan’ olurken emekçi kesimler görmezden gelinmiştir.

Çözüm, dünyanın pek çok ülkesinde olduğu gibi devam eden olağanüstü koşullardan en çok etkilenen kesimleri koruyucu sosyal devlet politikalarının hızlı bir şekilde hayata geçirilmesidir. Bunun da yolu 2020 yılı bütçesinin revize edilerek dar gelirli, yoksul, ücretli kesimlerin yurttaşlık haklarını koruyacak,  gelirlerinin insanca bir yaşam seviyesine yükseltilmesini sağlayacak ek bir bütçe yapılmasından geçmektedir” şeklinde konuştu.

Temel Bir Yurttaşlık Geliri Sağlansın…

Eğitim-Sen İskenderun Şube Başkanı Mustafa Ünsal, gerçek bir normalleşme için yapılması gerekenleri de sıralayarak; “Kamu hizmetlerinin piyasalaştırılmasına ve özelleştirme soygununa son verilmesini, Bütçe hakkımızın önündeki engellerin kaldırılmasını, Ülke kaynaklarının kullanılmasında herkese ücretsiz, nitelikli, ulaşılabilir,  bir kamu hizmeti sağlanmasına öncelik verilmesini, Başta salgın koşullarından en çok etkilenen kadınlara olmak üzere, herkese yaşanabilir bir ücret düzeyinin altında olmamak üzere “temel bir yurttaşlık geliri” sağlanmasını,

Bütçede toplumsal cinsiyet eşitliğinin temel alınmasını, Ücretli kesimler olarak bizlerin omuzlarına yıkılan vergi adaletsizliği yükünün hafifletilmesi için; gelir vergisi adaletsizliğine son verilmesini -tüketimden alınan dolaylı vergilerin düşürülmesini-kar, faiz ve servet gelirlerine tanınan ayrıcalıkların kaldırılmasını-asgari ücretin vergi dışı bırakılmasını,

Toplumun en zengin %1’lik kısmının Milli Gelirin %54’üne el koyduğu, geri kalan %99’un payına ise Milli Gelirin sadece %46’sının düştüğü adaletsiz tabloya son verilmesi için belli bir servet düzeyinin üzerindeki zenginlerden servet vergisi alınmasını,

Geçsek de geçmesek de, hizmet alsak da almasak da otoyolların, köprülerin, şehir hastanelerinin müteahhitlerine parası bizim cebimizden çıkan hazine garantilerine son verilmesini,

Yoksulluk Sınırı Altında Geliri Olanların Giderleri Hazineden Karşılanın

Temel tüketim maddelerine son bir yıl içinde yapılan zamların geri alınmasını, söz konusu maddelerden alınan KDV’nin sıfırlanmasını, Yoksulluk sınırı altında geliri olan hanelerin elektrik, doğalgaz, su, internet giderlerinin pandemi tehdidi ortadan kalkıncaya kadar Hazineden karşılanmasını, Yaşanan hayat pahalılığı karşısında çoktan hükmünü yitirmiş olan 2020-2021 yıllarını kapsayan ‘toplu sözleşme’nin iptal edilmesini,

Başta ILO sözleşmeleri olmak üzere uluslararası sözleşmelerle, evrensel sendikal hak ve özgürlüklerle uyumlu, grev hakkı ile tamamlanmış gerçek bir toplu pazarlık sistemine geçilmesini, Yaşamaya devam ettiğimiz mali kayıpların maaşlarımıza yapılacak ek artışlarla telafi edilmesini, maaşlarımızda yapılacak artışlarda yaşanan gerçek hayat pahalılığının-yoksulluk sınırında yaşanan artış oranının temel alınmasını,

İş güvencemizi ortadan kaldırmayı hedefleyen her türlü güvencesiz istihdam uygulamasına son verilmesini, herkese güvenceli iş ve güvenli gelecek sağlanmasını, Kıdem tazminatı fonu, zorunlu Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) ve Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi (TES) dayatmalarından vazgeçilmesini, yıllardır tahrip edilen kamusal sosyal güvenlik ve emeklilik sistemimizin güçlendirilmesini, Yukarıda sıraladığımız tüm bu talepleri içeren ‘Ek Bütçe’nin hiç vakit kaybetmeksizin hazırlanarak hayata geçirilmesini istiyoruz” diye konuştu. (Haber: İlyas Edip TERBİYELİ)

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here