Stadyum ve Fanatikler (1)

0
29

Değerli okurlarım, okurlarıma yine edebi bir paragrafla hitap etmek istiyorum. Duygu ve düşüncelerde aynı frekansta oluşumuz beni ziyadesiyle mutlu ediyor. Konuşma dili ile yazı dili arasındaki ayrılığın göze battığı yerde ulusal kültür gelişemez. Önceleri ve şimdi de bu iki dil arasında vardı. O kadar ki, hala aramızda düşündüğünü konuşur gibi yazmaya çabalayanları ayıplayan, doğruları dürüstçe yazanları hürriyetlerini engelleyen bir mekanizma bulunmaktadır.

Gelişmeler sanki yalanmış gibi, gelenek ve göreneklerimize ters düşüyormuş gibi ya da bir örgütün reklâmı yapılıyormuşçasına susturmak için güç kullanmak yanlış olur. Düşünme, okuma, yazma hürriyeti (!) olduğuna göre, bunlar yazıla-yazıla, okuna-okuna gerçekler ortaya çıkacaktır. Ve de çıkıyor da…

İyi ki mektup döneminde değiliz. Bildiğiniz gibi; bizden uzakta olanlarla kağıt üzerinde yaptığımız konuşmadır. Başlangıçta salt bir iletişim aracıyken sonradan anlatım türleri içinde özgün bir yer kazanmıştır. Telefonlaşmakla mektuplaşmak arasında uzun bir mesafe var. Hele gençlik yıllarındaki, bizim kuşak bunu çok iyi bilir. Duygularını ellerin titreyerek yazarsın falan.

Bilimsel yönüne bakalım… Mektup, yazarların evrenine ışık tutan, o evreni tüm doğallıyla yansıtan bir araç olmuştur. Çünkü kişiden kişiye yazılan mektuplarda, mektuplaşanlar alabildiğine doğal, içtenlikle bir tutum içinde bulurlar kendilerini. Her türlü dış baskıdan uzaktırlar, içlerinden geldiği gibi, düşündükleri gibi yazarlar. Bilirler ki yazdıklarını başkaları değil, O okuyacaktır. Klasik olmak diyeceğim ama açıklamadan olmaz…

Klasik, üzerinden çok zaman geçtiği halde değerinden bir şey yitirmeyen eser ya da sanatçıdır. Bir esere klasik denilmesi için, o eserin kendi türü içinde orijinal olması şarttır. Bir yazar “Yeryüzünde söylenmedik söz, üzerinde yazı yazılmadık konu yoktur. Asıl hüner o sözleri başkalarından kendi kişiliğini ortaya koyarak farklı biçimde söylemek, yazmaktır” diyor.

Klasikler hiç değişmez. İnsanların gözüne, gönlüne, benliğine mesajlar verir. Bu söylediklerim sözde de, giyimde de geçerlidir ve bakış açılarında da geçerlidir. Çünkü hiç sırıtmazlar.

Futbolda da klasikleşmiş şu aşamada değişmesi mümkün görünmeyen öncelikli konular bulunmaktadır. Bunları saymaya gerek yok, herkesin çok iyi bildiği güncel konular. Yine de söylemekte yarar var. Futbolun kuralları, futbolcular, hakemler, taraftarlar, tribünler. Bu saydıklarım futbolun olmazsa olmazıdır. Fakat değişiklikler olsa da orijinalliği bozulmaz. Tribünlerin kapasitesi azalır ya da çoğalabilir ama yine ismi tribündür.

Futbolun kurallarında göze batan değişiklik gözlenmemiştir. Bazı düzenlemeler bu ayak oyununu lehine olmuştur. Aynı zamanda kural değişiklikleri bu sporun daha da güzelleşmesine vesile olmuştur. Fanatiklere gelince; şiddet söz konusu olduğunda o kişiler fişlenir, statlara alınmaz. Onların yerine başkaları gelir. Yani fanatik, fanatiktir. Aslına bakarsanız onlarsız da olmuyor.

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here