Şiddetin İnsafı Yoktur (4)

0
46

Değerli okurlarım, spor ruhunun zedelendiğini görebilmek için bir derby maçını izlemeniz yeterli. Ülkemizde olduğu gibi dünyanın tüm ülkelerinde de bu böyle. Üç puanın çok ötesinde bir mücadeleye tanık olursunuz. Ancak, bazı ülkelerde öylesine boyut kazanmıştır ki, bir meydan savaşıdır, can alıp candan geçmesinin vaktidir. Derby galibiyetleri şampiyonlukla eş değer olarak kabul edilir. Ne kadar saçma değil mi?

Bu konuda kimseyi kınama lüksümüz yoktur. Ülkemizdeki hangi derby maçları yağdan kıl çeker gibi zararsız, şiddetsiz, olaysız sona eriyor? Ben, hayatım boyunca yüzün üstünde derby izledim fakat olaysızına hiç rastlamadım. Bildiğiniz gibi, bizdeki bir derby, olayların yoğunluğu itibariyle dünya üçüncüsü olduğu tescil edilmiştir. Övünülecek bir hadise değildir bu. Keşke en centilmen derby de dereceye girebilsek.

Burada, bir önemli gerçeğinde altını çizmeden geçemem. Futbol Sahaları ve Tribünler, Tiyatro salonları gibi değildir. Yani, Futbol Tiyatro İzlenir Gibi İzlenmez. Sadece, futbolun kurallarını özümlemiş olanlar daha rahat olurlar ve çalınan düdükleri bahane aramazlar. Olgun yaştakiler çevreye kötü örnek olmamak için daha da dikkatli izler. Statlarda, tribünlerde, şiddet temayüllü olanlarda yaş ve kimlik oldukça önemlidir. Kültür seviyesi normalin üzerinde olan ekranlarda şiddet, terör gündemde olan bile fazla etkileyici olmaz. Zaten tahsilli insanı insan yapmasa bile az da olsa cehaletini alır. Bu da az bir şey değildir.

Tribünlerde, yandaşlarına ve sporseverlere slogan attıran etkin üyeler (militanlar) kendileri ile grup arasındaki benzerlikleri abartıp farkları aza indirgemeleri ve buna karşılık karşı grupları tanımlarken, kişi ve grup arasındaki benzerlikleri azaltıp farkları abartmaları gibi bir olumsuzluğun varlığını vurgularlar. Bir grupta yer alan kişinin, kendisinin ait olduğu grup ile benzer, diğer gruplarda ise farklı özerliklere sahip olduğu şeklinde algıladıklarını araştırmalarımıza dayanarak söyleyebiliriz.

Tribünlerde meydana gelen şiddetin de boyutları süresi vardır. Şu aşamada, olay çıkarmaya meyilli şiddet yanlısı gençlerin yaşındayken Dolmabahçe Stadına derby maçlarına gittiğimde, kimin hangi takımdan olduğu belli olmazdı. Üzerimizde normal giysilerimiz vardı. Ne zaman belli olurdu? Taçsız Kral Metin Oktay gol attığında biz ayağa fırlardık çevremizdekiler Galatasaraylı olduğumu bilirdi. Ordinaryüs Lefter gol attığında yine ayağa fırlayanlar olurdu, biz de onların Fenerli olduklarını bilirdik.

Atılan gollerden sonra ne olurdu? Kimse kimseyi kutlamazdı ama rakip taraftara biraz yan-yan bakardık hepsi o. Tezahürat asilane ve erdem dolusu. Fener diyenlere, Cim Bom diye bağırırdık ve bu slogan daha bir ağırlıktaydı. Anadolu’dan İstanbul Dolmabahçe’ye derby için gittiğimizde çektiğimiz sıkıntıları daha önceleri anlattığımı hatırlıyorum. Tekrar etmeme gerek yok. Gerek olduğunda da seve-seve anlatırım. Biz 68 kuşak böyleydik!

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here