Nasılsınız Bu Sabah?

0
65

Günaydın sevgili okuyucularım nasılsınız bu sabah? Ne  zaman, bol ödüllü gazeteci sevgili arkadaşım Akın Bodur’la  karşılaştığımızda “nasılsın” diye sorsam “Türkiye gibi” yanıtını alırım. Akın’ı tanıyan herkes de bunu bilir. Ancak bendeniz bu yanıtı her aldığımda ilk duyduğum zamandaki gibi hayret eder düşünürüm.  Yani Türkiye sevgili ülkemiz o kadar  güzel, o kadar harika ve o kadar karışık ki son yıllarda insan kendini kaybeder!

-Sanki kendimizdeymişiz gibi- Yani bir ahtapot büyütmüşüz FETÖ ahtapotu ülkeyi kıskıvrak sarmış, ondan kurtulamıyoruz, zararlarını, zehrini her saniye kusuyor üzerimize. Daha dün sırf bu canavar yüzünden ve tabi ki ihmal yüzünden Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nde 4 öğretim üyesi hayatını kaybetti. Türkiye’nin en kadim ve gelişmiş şehrinde bu olayların olması doğrusu düşündürücü, üzücü ve lanete şayan ve düşünün ki bu insanlar önceden de tehdit edilmiş, iftiraya uğramış. Ve katil “pişman değilim” diyor. Yani hepimiz sanki  bir karabasanda yaşıyoruz. Ne olur uyansak ve bütün bu yaşananlar yaşanmamış olsa.

Ve şehit haberleri yüreğimizde kanamayan yer bırakmadı. Yine şehitlerimiz var. Hakkâri’de el yapımı bombanın patlaması sonucu 2 askerimiz şehit olmuş bir askerimiz ağır yaralı. Yani bu  öyle alışılacak bir şey mi? Allah rahmet eylesin, nur içinde uyusunlar diyoruz ama aslında ne diyeceğimizi bilmiyoruz, yetersiz kalıyor sözcüklerimiz, bu acıyı anlatmak için yaralı Mehmetçiğimize acil şifalar diliyoruz. Vatan sağ olsun Allah sabır versin tabi sabır hepimize birden yağsın dilerim gökten çünkü yaşananlar sabır zorluyor artık. Gaziosmanpaşa’daki Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesinde de dün yangın çıktı. Sanki “ben eksik kalmayım” der gibi. Ve canım İskenderun’da bazen güzel şeyler oluyor ama yine magandalar insanın sevincini kursağında bırakabiliyor.

İskenderunspor’un başarısı  hepimizin gururu oldu. Ancak atılan sloganlar bize yakışmadı. Neden bu düş gibi başarıya böyle ucuz bir leke düşürüyorsunuz kardeşim. Biz hak etmiyor muyuz öyle geniş-geniş sevinmeyi? Tabi ki  İskenderun sporu canı yürekten kutluyorum. Ve bu başarılar  bizi  karabasandan uyandırıyor, güzel bir şey yaşıyoruz ve yeniden karabasanın çamurunda boğuşuyoruz. Demek karabasanların da iyi yanları varmış eninde sonunda “uyanmak gibi”

Bu yüzden “Nasılsın” diye sorulduğunda her şeye rağmen “İyiyim” demek o anda kendini iyi algılamak yönünden olumlu bendenizce. İnsan kendini her an kötü hissedemez çünkü ortam her an kötü olsa da.

Ancak şimdilerde kötüyüz ve içimiz acıyor. 4 genç insanın, zorluklarla büyütülmüş, ne düşler kurmuşlar geleceğe dair, böyle bir hasta ruhlu yaratık tarafından katledilmeleri kabul edebilecek bir şey mi?

Ve sevgili okuyucularım aslında iyi olmak zor değil insan hırsından, kıskançlığından, hasedinden bir kurtulabilse. Ancak tabi bunu yapması zor ve biz bu insanların dünyasında daha çok tırmık tırmık yüreklere ve karabasanlarla yaşamaya devam ederiz. Yine de umut ederiz en karanlık gecelerin sonunda güneş yeniden  doğacak  diye…

Ve sevgili  okuyucularım eskiden bize bir çürük elma bütün sandığı çürütür derlerdi. Kötü arkadaşlıklar kurmayalım, kötüye bulaşmayalım diye. Yani elma elmaları çürütür, doğru insan insanı da çürütebilir. Ancak kişisel hırslarından kurtulan bir insan yanına birkaç insanı da çekerek selamete erdirebilir. Transandantal Meditasyon belki işe yarayabilir ne dersiniz?

İşe kendimizdeki eksiklikleri ve fazlalıkları öğrenmekle başlayabiliriz. Kıskanç mıyız çok, hırslı mıyız, pinti miyiz  gıybet yapmaktan hoşlanıyor muyuz? Ve daha birçok kişisel  çıkmazımız mı var. Belki onları bu yöntemle kendimizden uzaklaştırabiliriz ve belki başkalarına da yararlı olabiliriz. Denemeye değmez mi? Bir öğretmen eşliğinde olmalı diyorlar. Yani bir kez öğreniyorsunuz sonra kendiniz uyguluyorsunuz. Valla zor değil. Belki zoru başarınca karabasanlarımıza daha iyi yönden bakabiliriz.

Ve sevgili okuyucularım insan kendini değiştirebilirse dünyayı da  da değiştirebilir diye düşünüyorum  ve şimdi sağlıkla, sevgiyle kalalım ayrımsız gayrımsız  hep birlikte. Yase

Düzeltme; Önceki gün Transandantal Meditasyon adlı yazımda üstadın ismini “Mahoriski” diye yazmışım.. Doğrusu ‘Maharishi’ olacak ve bu çalışmalar günde iki kere minumum 20’şer dakika Mantra  eşliğinde yapılmalıymış.

Günün Şiiri

Akşam Yine Toplandı Derinde

Canan gülüyor eski yerinde

Canan ki gündüzleri gelmez

Akşam görünür havuz üzerinde,

Mehtab, kemer taze belinde

Üstünde sema, gizli bir örtü

Yıldızlar, onun gülüdür elinde

Ahmet Haşim

Bu Zindan, Bu Kırgın, Bu Can Pazarı

Gördüler

Yedi cihan,

İn, cin Kaf dağının ardındakiler,

Kıtlık da kıran da olsa

Gördüler analar neler doğurur

Aman aman hey…

 

Dünyalar vardır elvan,

Bir su damlasında, bir kıl ucunda,

Meyvalar vardır, meyvalar,

Ağacı, omcası yok,

Sana vurgun, sana dost.

Beride Kabil’in murdar baltası

Ve kan değirmenleri,

Kader kahpesi.

Beride borazancıları o puşt ölümün,

Hazır ırzını vermeğe

Yiğitler vuruldukça.

Timsah kısmı çünkü yavrusunu yer

Akarsu duruldukça.

Cadı, yalan hamurunu dağ – dağ yoğurur

Aman aman hey

 

Bu zindan, bu kırgın, bu can pazarı,

Macera değil.

Yaşamak, sade “yaşamak”

Yosun, solucan harcıdır.

Öyle açar ki murat.

Susuz, güneşsiz de kalsa, koparılsa da

Şavkı, bulut güllerinden daha bir suna,

Daha bir burcu – burcudur.

 

Bu zindan, bu kırgın, bu can pazarı

Macera değil

Sardığım toprağımın altın sabrıdır.

O sert, erkek hüznüdür lahza başında

Cıgara değil.

Ve sevgilim uykusunda bağrır

Aman aman hey…

 

Meltemin bir tadı, ustura ağzı

Biri, kız memesi, tılsım,

Yağmurun bir damlası süzülmüş küfür,

Bir damlası, aşk.

Senin uykuların hayın,

Düşlerin kardeş.

Duyar mısın, anlayıp sızlar mısın ki?

Gece, samanyollarında rüzgar çıkıncayadek,

Mısralarım kardeş – kardeş çağırır

Aman Aman hey…

 

Serabın bir sonu vardır,

Ufkun, sıradağın sonu.

Uçarın, kaçarın bir sonu vardır

Senin sonun yok.

Mandaların, kavakların pazarı olur,

Senin pazarın olamaz.

Sensiz nar çatlamaz, bebek gııı demez.

Beni böyle şair, dizane etmez,

Kızımın çatal göğsü.

Senin yüzün suyu hürmetinedir

Buğdalara, cevizlere yürüyen

Kara toprağın ak südü…

 

Bir bilsen kimlere tasa, kedersin,

Anlar mısın, şaşırıp ağlar mısın ki?

Bir bilsen kardeşlerim ne can çocuklar

Ve bilsen nasıl vurur beni bu duvar.

Akşam – akşam, kara sevdam ağrır

Aman, aman hey…

Ahmed ARİF

Günün Fıkrası

Karı koca 100 km hızla gidiyorlarmış. Arabayı adam kullanıyormuş ve karısı birden “Hayatım” demiş… “Seninle 15 yıl boyunca güzel bir beraberlik yaşadık. Ama ben artık boşanmak istiyorum.” Adam sesini çıkarmamış ama hızı 110 ‘a çıkarmış. Karısı “Neden diye soracağını biliyorum.. Bunu nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum ama arkadaşın Joe ile birlikte birkaç aydır beraber oluyoruz… Ve üzgünüm ama o senden daha iyi..” Adam yine ses çıkarmadan hızı 120’ye çıkarmış. Kadın devam etmiş..”Evi ben istiyorum” Artık 130’la gidiyorlarmış… Kadın “Ayrıca…” demiş.. “Bütün çeklerini, kredi kartlarını, arabayı da istiyorum..” Ve adam hızı 140’a çıkarmış.. Hala sesini çıkarmadan.. Kadın sormuş: “Hiçbir şey söylemeyecek misin? Sen hiçbir şey istemiyor musun?” Adam 160’ a çıkmış ve cevaplamış: “Hayır.. Ben ihtiyacım olan her şeye sahibim..” Karısı şaşırmış.. “Öyle mi? Nedir o??” Ve araba karşıdaki duvara saatte 160 kilometre hızla çarpmadan önce adam cevap vermiş: “Airbag bende! …”

Günün Sözü

Yalnızlık, insanın çevresinde insan olmaması demek değildir. İnsan kendisinin önemsediği şeyleri başkalarına ulaştıramadığı ya da başkalarının olanaksız bulduğu bazı görüşlere sahip olduğu zaman kendisini yalnız hisseder.

Carl Gustav Jung

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here