CHP İskenderun İlçe Başkanı Mansuroğlu; “Adalet Yolunda Gerekirse Canımızı Bile Vereceğiz”
Hatay genelinden 25, İskenderun’dan 5 otobüsle mitinge katılım sağlandı. Miting dönüşü otobüste muhabirimize kısa bir değerlendirmede bulunan CHP İskenderun İlçe Başkanı Yusuf Mansuroğlu, İskenderun’dan 230 kişiyle mitinge katılım sağladıklarını ifade etti. Umduklarından daha fazla katılım sağlandığını kaydeden Mansuroğlu; “İskenderun olarak 230 kişi 5 otobüs katılım gösterdik. Bundan 25 gün önce genel başkanımız onurlu bir yürüyüş, bir hareket başlattı. Türkiye’de bugünkü iktidarın yok ettiği adaleti aramak için yola düştü ve biz istediğimiz sonucu aldık diye düşünüyorum. Diğer siyasi partilerden, Sivil Toplum örgütlerinden bu işe destek verenleri hepimiz gördük. Genel başkanımızın başlatmış olduğu bu harekete Maltepe mitingine umduğumuzdan daha fazla kişi destek verdi. Türkiye’nin böyle bir eyleme gerçekten ihtiyacı vardı. Şu anda dünyada en fazla tutuklu gazeteci sayısı olan ülke biziz. Bu başlı başına ülkemizin bir ayıbı” şeklinde konuştu.
Miting dönüşü yolda haber aldıkları Serinyol’daki çatışmada şehit olan polislere de rahmet dileyen Mansuroğlu; “Bu iktidar geldiğinde, ülkemize çok çeşitli vaatlerde bulundu. Terörün biteceği, huzurun, adaletin sağlanacağı yönünde teminatlar verdi. Sayın cumhurbaşkanı bunları açık şekilde ifade etti ama görüyorsunuz Hatay’ımızda bile dün hain bir saldırı sonucu 2 tane emniyet mensubu şehit olmuştur. Kendilerine rahmet diliyorum, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Ülkemizin başı sağ olsun. Sadece referandumdan bugüne kadar altmışın üstünde emniyet görevlimiz ve askerlerimiz, pırıl pırıl gençlerimizi kaybettik. Ülkemizin kalbi kan ağlıyor. Birilerinin bir şey yapması gerekiyordu. Genel başkanımız bu konuda üzerine düşeni fazlasıyla yaptı. Bu yaşta bu performansla kendisini takdir ediyorum” dedi.
Kılıçdaroğlu’nun yürüyüş nedenlerinden biride gazeteciler olduğunu ancak kaleminden yağ damlayan gazetecileri ayrı tutmak gerektiğini kaydeden Mansuroğlu; “Türkiye’deki basının durumu da ortada. Değerli gazetecileri, gerçekleri gören basını tenzih ediyorum ama kaleminden yağ damlayanları tenzih etmiyorum. Bir gazetecinin görevi haber değeri olan bir olayı gerçek anlamda haber yapmaktır. Ama bugün Türkiye’de olağanüstü şartlarda yaşıyoruz, insanların düşünce özgürlüğü yok, ifade özgürlüğü yok, bir kişinin ağzından çıkan tek cümle ile kanun hakkında kararname ile hayatına neredeyse son verecek duruma geliyor. Cezaevinde hayatını kaybeden onlarca insanı ibretle takip ettik. Hasta insanların ilaçlarını almalarına engel oldular. O insanların öldükten sonra itibarları iade edildi, suçsuz oldukları anlaşıldı.
Böyle tuhaf bir ülkede yaşıyoruz. İnşallah genel başkanımızın başlatıp Maltepe’de sona erdirdiği bu adalet yürüyüşlerinden sonra Türkiye’de yaşayan her ferdin sorumluluk almasını istiyorum. İleriye dönük düşürürsek, kendi çocuklarımıza öyle bir ülke bırakmalıyız ki, düşüncelerini özgürce söyleyebildikleri, özgürce nefes alabildikleri, korkusuzca gezebildikleri, siyaset yapabilecekleri, düşüncelerini söyleyebilecekleri bir ülke bırakmak gibi bir görevimiz var. Bunun için genel başkanımız sağlığını tehlikeye atarak böyle bir hareket yaptı, bizim üzerimize düşen de gerekirse canımızı bile vereceğiz bu yolda” şeklinde değerlendirmelerde bulundu. (Haber: Helga TERBİYELİ)
