Yurt genelinde sayıları hızla artan özel hastanelerde, “hasta takip ve tedavileri” üzerine oluşturulan çalışmalar, bizlere iyiyi ve kötüyü görebilme imkânı verdiğinden dolayı çok önemli! Kamu hastanelerinde geçmişte yaşanılan sıkıntıların çoğu iyileşse dahi yine hastaların sıkıntıları tam manasıyla iyileşmiş değil. Aynı şeyleri özel hastaneler için de söylemek mümkün.
İnsanların hastalıklarıyla ilgili sorunlar bitmek tükenmek bilmiyor. Biraz da bizlerde hata var. Hastane ziyaretlerinde sağlıklı kurallara uymak gerekirken uyulmuyor. Ufacık çocuklar her türlü mikroplara açık, ziyaret saati içinde ve dışında ebeveynlerin yanında sürülerle çocukların olması sakıncalı. Kişilerin tedavileri üzerine oluşturulan asıl hedefler insan sağlığı üzerine mikrobik hastaların ellediği ve tuttuğu her şey hastalık sebebi…
Ak Parti hükümetinin sağlık sorunları üzerine yapmış olduğu yenilikler, gerçekten bir devrim niteliğini taşımakta. Özellikle kamu hastanelerinde geçmiş yıllarda yaşadığımız sıkıntılı sağlık sorunlarını, bugün özel olsun kamuya ait olsun hiç bir sağlık kuruluşlarında pek sıkıntı yaşamıyoruz. Özel hastane statüleri gelişip saçıldıkça, kamu hastaneleri de onlarla adeta bir yarış içerisinde… Vatandaşlarımızın sağlık konularında her türlü gereksinimleri karşılanılıyor. Açıkçası vatandaşa karşı sorumluluk içerisindeler. İstenen de bu!
Yaş kemale erince bende de kısa devreler oluşmaya başladı. Ani bir rahatsızlığım nedeniyle İskenderun Devlet Hastanesinin acil servisine muayene olmak için müracaat ettim. Nüfus cüzdanı ile kayıttan geçtikten sonra tarafıma verilen evraklarla birlikte hasta odasına alındım. Yoğun hasta talebi yüzünden kalabalıklaşan acil servis reyonunda sıramı beklerken, göz ucuyla da hastaların doktorlarla ilişkilerini gözlemledim.
Gencecik doktorlar. Tıp konusunda kendilerini yetiştirmiş yeni bir kuşak. Hepsi arı gibi… Bir o hastada, bir bu hastada. Konuların çarpıklığı kafalarını karıştırdığında, telefon ile çağırdıkları uzman doktorlar bir çırpıda hastanın yanında. Sağlıksız vatandaşların dertlerine çare olma mücadelesindeler.
Oradan oraya koşuşturup duruyorlar. Bir an olsun kendi hastalığımı unutmuşken, Doktor yanımda! ‘Amcacığım senin rahatsızlığın ne?’ diye… Durumumu anlattım. Bir anda tansiyon ve şeker kontrolü, derken derin araştırma kan ve idrar tahlili…
Çok şükür korkulacak bir şey yokmuş. Bir iğne ve reçete ile beni evime gönderdiler. Her hastanın sağlık problemlerini çözmek ve kişilerin ölümle yaşam arasında oluşan, korkunç uçurumu bertaraf etmek uğruna, Hastanın geliş ve gidiş anında çektikleri olağan üstü çabalar. Kolay şey değil. İnsana değer verilen bir ortamdan ortaya çıkan bu güzel görüntüler, Biz yaştakilere bir zamanlar hikâye gibi gelirdi. Hasta olup da her hangi bir kamu hastanesine geldiğinizde yanmıştınız. İlk önce doktorların kaprisleriyle, sonra hasta bakıcılar… Derken hemşireler… Oracıkta geberir giderdiniz. Her şey doktorların alacağı bıçak parasına bağlıydı.
Şu günler gerçekten sağlıkta problemsiz günler yaşıyoruz. Ne güzel. Ülkemin hangi köşesinde yaşarsanız yaşayın, oluşan bu olumlu manzaralar karşısında gerçekten moral buluyoruz. Özel ve kamu hastaneler şu an itibariyle aynı görüntüdeler. Manzaraları hep aynı! Yaşarken olmaz denilen şeylerin oluşması, insanlara değer verilmesi gerçekten çok zevk duyulacak durumlardır.
Makalemi noktalarken, kamu ve özel hastanelerin başta baştabiplerine, oralarda görev yapan Doktor, Hemşire, Hasta bakıcı ve geri hizmet personellerini canı gönülden tebrik ediyorum. Bizleri civar il araştırma hastanelerinde artık süründürmüyorlar. Günlerce aylarca hastane bahçelerinde hastalarımızı beklemiyoruz. Var olun, sağ olun.
