Yaşantımız boyunca bazı değişik sürprizlerle karşılaşırız. Nedendir bilinmez, bazı İnsanların gözleri hiç doymak bilmez..! Bir alır, gözü ikincide… O da yetmez üçü, dördü derken, doyumsuzluğu devam eder.
Kendinde olmayan şeylerin sahibi olmak isteyen aç gözlü insanların sayıları, toplumda artıkça insanlığımızdan utanırız. Böyle acımasız görüntüler, üzüntülerimizi de beraberinde getirir.
Aç gözlülerin hayatta tek hedefi vardır. O da yalnızca oralarda var olabilmeleridir. Karakter denen duygulardan yoksun bu zavallılar, her yerde ve her taşın altında karşımıza çıkar. Hayvanlar âleminde göremeyeceğimiz kadar gaddar duygulara sahip bu kişiler, yanınıza sırnaştığında artık çok geç kaldınız demektir.
İnsanlara güvenmek olgusu çok zor bir tutumdur. İnsanın hayatı boyunca güven duymak istediği kişilerle karşılaşmak istediğinde çok düşünmeli ve hissi hareketlerden kaçınmalıdır. Yoksa saf duygularla yanaştığınız kişi bir anda sizi şaşırtabilir.
Bu Dünya’da kime güveneceğimi, güveneceğimizi bilmiyorum. Adalet dağıtımına yardımcı olan bir Avukat, şeytani fikirlerini kendince değerlendirmede ustalaşmış. Hiç yoktan bir konuyu kendi maddi menfaatine dönüştürmesi olağan dışı…
Bazı eş dostlardan duyduğum kadarıyla söylenenler beni şaşırtmaya yetti. Makale yazdığımdan, içini bana döktü. Ona inanmamı söyledi. Bahsettiği şeyler öyle yenilir yutulur şeyler değil! Şereften namustan nasibini almayan bu kişi ne yazık ilerlemiş yaşına rağmen, halen görevdeymiş dediğinde şaşırdım ama bu gibiler hep böyle… Yeni garibanları avlamak için sağda solda dolanıp dururlar. İşin garip tarafı; kendini bölgede şerefli diye tanıtmış. Birçok sivil toplum kuruluşlarında görev alarak kendini nötrleştiren bu zatı muhterem için söyleyecek çok sözlerim var ama şimdilik daha erken…
İlk önce onun bu maskesini düşürüp kim olduğunu öğreneceğim. Elbet ondan sonra her hareketini hassas şekilde takip edeceğim. O kişinin (!) şu an makalemi okuduğunu biliyorum. Vatandaşın canını yakan bu kişi eninde sonunda kamuoyuna anlatılacak. İsmi belki bu makalemden sonra açıklanacak. Şu an elimde isim ve belge olmadan açıklayamıyorum. İsmini çok istedim vermedi “biraz sabır” dedi.
Her meslekte türlü karakterlere sahip bu gibi insanların ortaya çıkması aslında çok doğal! Maalesef insanlıktan nasip almayan bu gibi kişileri her an değişik medya kuruluşlarından üzülerek takip ediyoruz. Bizler ne çekiyorsak elimizden belimizden ve dilimizden çekiyoruz. Yolda yürürken çok değişik insanlarla göz göze geliyoruz. Bilemediğimiz insanların iç dünyaları çok değişik. Elma-Armut değiller ki onları koklayalım onlar için bir karar verelim. Bazen hiç ummadığınız bir kişi sizi şaşırtabilir ve ona karşı bir anda yakınlık duyabilirsiniz. Onunla dostluğunuzu ilerletip gerçek kişiliğini gördüğünüzde ya o kişiden tiksinir veya o kişi ile ileriki yıllarda gerçek dostluklar kurabilirsiniz.
Kişi hangi meslek sahibi olursa olsun, ekmek yediği makama ihanet etmemeli. Zengin kişilerin kolları altına sığınmamalı. Çok şeyler duydum şu yaşa kadar, öyle insanlarla karşılaştım ki bazılarının iyi insanlarla birlikte toplumda yaşamasını kesinlikle düşünemiyorum. Ufacık çocuğa tecavüz edip onu öldüren kanı bozuk kişiler… Karısını sokak ortasında acımasızca öldüren, Sekreteriyle yaşamaya başladığı duygusal ilişkilerini kalkan yapan… Kendini iki veya üç kişilikli gören kişilik bozukluğuna sahip insanlar… Ne yazık ki toplumumuzda hepten var. Ve var olmaya da devam edecekler..
Bazen üst düzey toplantılarda, sosyal etkinliklerde, cenaze ve benzeri toplantılarda; O gibi insanları karşımda gördüğümde bir tuhaf olurum. Oradaki toplumdan utanmasam, oracıkta onları içimden aşağılamak bozmak gelir.
İnsanlıktan nasibini almayan bu yüzsüzlerle karşılaşıldığında, sabırlı olmak gerekir. Bir gün; onları tıpkı balık gibi kancaya takıp su yüzeyine çıkarttığınız da onlardan kurtulmanın sevincini yaşarsınız. Anlatımlarla kafamı allak bullak eden bu şahsiyeti devranı şimdi bende merak etmeye başladım. Bekleyelim bakalım, bir yerden her halde dumanı ile birlikte kokusu çıkar.
