Ramazan ayının ilk iftarı öncesi gerçek hukuk değil hukuka uydurulmaya çalışan kararlar genel gündeme düştü. Yüksek Seçim Kurulu (YSK) 31 Mart 2019 yerel seçimlerinin sadece İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) bölümünün yenilenmesi kararını aldı. 23 Haziran 2019 Pazar günü de, yeni seçimin tarihi olarak belirlendi.
Kararın hukuk adına izah edilecek bir yönü yok. Öyle bir hal yokta madem sandık başkanları hukuka uygun kişiler değildi o halde bir zarf içinde konan ilçe belediye başkanları, il ve ilçe belediye başkanları ile muhtarların seçimi neden yenilenmiyor? Bir zarf içine dört oy pusulası koy içlerinden sadece biri geçersiz sayılsın. Artı sandık başkanları kanunsuz denilen yerlerde Büyükşehir seçimi anlamında her sandıkta AK Parti seçmenin sayısal üstünlüğü olsun.
Dedim ya 6 Mayıs 2019 akşamı gerçek hukuka değil hukuk adı altında hukukun hamuru gibi şekilden şekle, uyumsuz kalıplara sokulma hadisesine şahit olduk. Aklımız, hakkımız, hukukumuz ve seçmen iradesi görmezden gelindi. Vicdanlar yaralandı. Hak, hukuk, adalet duygusu çok ciddi hasar gördü… YSK kendi koyduğu kuralları görmezden geldi, kendi kurallarını ezdi geçti. Diyelim ki sandık başkanları kanuna uygun kişiler değildi. Peki, neden itiraz süresi içinde bu isimlere itiraz edilmedi? Ve neden bu isimler sadece İBB seçiminde kanunsuz oluyor da diğer üç dalda nasıl yasal hale geliyorlar?!
*Seçmen ve Seyirci ile İnatlaşılmaz!
İnanın yazarken bile acı gülümsüyorum. Peki, 23 Haziran 2019 Pazar günü ne olacak? Sandıktan açık ara Ekrem İmamoğlu çıkacaktır. İstanbul halkı kararını verdi. Bir hafta sonraki olası seçim anketlerine bakın. İmamoğlu açık ara önde olacak. Ak Parti içindeki vicdan sahipleri bile Ekrem İmamoğlu’na oyunu verecektir. Sanatçısı, aydını, yazarı, sandalcısı, dönercisi, davulcusu, çalgıcısı, hocası, işçisi, iş dünyası, sporcusu, seyircisi Ekrem İmamoğlu diyecektir. Kalan üç haftada stadyumlar sadece Ekrem İmamoğlu diye inleyecektir. Bunun için kimsenin kimseye bir şey demesine gerek yoktur.
Vicdanlar konuşacak ve vicdanların sesi hem stadyumları hem meydanları hem de sandıkları inletecektir. Bundan kaçış ve kurtuluş yoktur. Seyirci ve seçmen ile inatlaşılmaz! İnatlaşırsanız bunun bedelini sportif ve siyasal manada çok ağır ödersiniz. Mesele artık CHP meselesi olmaktan çıkmış, İstanbul halkının, hakkını yeniden alma mücadelesine dönüşmüştür. Ve bu hak ne yapılırsa yapılsın 23 Haziran 2019 akşamı alınmış olacaktır…
*Ak Parti Milletvekili Bile Karara Tepkili
Ak Parti içinde bile vicdanları sızlatan bu karara tepki verenler var. Bunlar biri de Ak Parti Milletvekili Mustafa Yeneroğlu’dur. AKP’li Yeneroğlu, hukuk vurgusu yaparak Twitter hesabından “Büyük hukukçu Ebu Hanife’nin ‘mihraptan ve minberden hukukun sesini kısarsanız, Hz. Allah da sizin nefesinizi, iflâhınızı kısar’ ikazı her okuduğumuzda sarsılmamızı sağlıyorsa, hayırlı sahurlar dilerim. Aksi takdirde tuttuğumuz oruç bizi kurtarmayabilir” demiştir… Buradan da anlaşılacağı üzere Ak Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Yener, 23 Haziran 2019 seçimlerinde, sandık kabininde vicdanıyla baş başa kaldığında, eğer İstanbul’da ikamet ediyorsa oyunu bu kez Ekrem İmamoğlu’na verecektir. Bunu bilmek için kahin ya da alim olmaya gerek var mıdır?….
*Rahmetli Süleyman Demirel’in Fıkrası
Son olarak hukukun aslı değil uydurulmaya çalışan hukukla ilgili bir alıntıyla ilgili bitirmek istiyorum. Buyurun beraber okuyalım…
“Demirel´e ülkenin durumu hakkındaki düşüncelerini sormuşlar. ‘Bakın size bunu bir fıkrayla anlatayım’ demiş ve girmiş söze:
Osmanlı Döneminde yolsuzlukları ile ünlü Karakuşi adında bir kadı varmış. Kadı bir gün önünden geçtiği fırından gelen güzel kokuya yönelmiş; vitrinde nar gibi kızarmış, sahibini bekleyen nefis bir ördek var… Karakuşi kadı, fırıncıya: ‘Ben bunu aldım´ demiş.
Kadıya itiraz edilir mi? Fırıncı hemen ördeği paket yapıp vermiş.
Az sonra asil sahibi gelip ördeğini sorduğunda fırıncı boynunu büküp: ‘Uçtu…´ deyince iş kavgaya dönüşmüş.
Kavga sırasında fırıncı, araya giren bir gayrimüslim müşterinin gözünü çıkarınca korkup kaçmaya başlamış… Gayrimüslim de peşinde kovalıyor…
Bir duvardan atlarken, bilmeden duvarın öteki tarafındaki hamile bir kadının üstüne düşmüş. Kadın, çocuğunu düşürdüğü için, kocası da fırıncının peşine düşmüş. Can havliyle kaçan fırıncının çarpıp devirdiği Yahudi bir vatandaş da kızıp peşlerine takılmış… Sonunda duruma müdahale eden zaptiyeler hepsini yakalayarak Karakuşi Kadı´nın karşısına çıkarmışlar. Kadı sırayla sormuş…
Ördeğin sahibi, ´Bu adam ördeğimi hiç etti´ diye şikâyet etmiş.
Karakuşi Kadı, fırıncıya sormuş: ‘Ne yaptın bu adamın ördeğini?´
Fırıncı, ‘Uçtu’ demiş.
Kadı, kara kaplı defterini açmış:
‘Ördeğin karşısında (tayyar) yazılı… Tayyar ´uçar´ anlamına gelir. O halde ördeğin uçması suç değil´ diyerek fırıncıyı kurtarmış.
Gözü çıkan gayrimüslim vatandaşa sormuş. Onun şikâyetine de kara kaplı defterden bir madde bulmuş: ‘Her kim, gayrimüslimin iki gözünü çıkara, o Müslim’in tek gözü çıkarıla…´
Davacı: ‘Benim tek gözüm çıktı. Şimdi ne olacak?´ diye sorunca Karakuşi Kadı, ‘Şimdiii…´ demiş, ‘Fırıncı senin öbür gözünü de çıkaracak, Biz de onun tek gözünü çıkaracağız. ´Tabii gayrimüslim şikâyetinden vazgeçmiş, fırıncı bu davadan da beraat etmiş.
Çocuğunu düşüren kadının kocasına da karakuşi kadı: ‘Tamam´ demiş, ‘Karını vereceksin, bu adam yerine yeni çocuk koyacak.´ Bunun üzerine adam da şikâyetini anında geri almış. Fırıncı bu davadan da kurtulmuş. Kadı dönmüş Yahudi´ye: ‘Senin şikâyetin nedir bre?´ Yahudi bir süre düşündükten sonra ellerini açmış, ‘Ne diyeyim kadı efendi…´ demiş, ‘adaletinle bin yaşa sen, e mi?’ “
*Umutsuzluğa Yer Yok…
Hiç bir miras doğruluk kadar zengin değildir. Üstünlerin hukuku değil hukukun üstünlüğü esas olmalıdır. Hukukun üstünlüğünü el birliğiyle yeniden tesis edeceğiz. Çünkü hukuk herkese lazım bir değerdir. Bugün hukuku çiğneyenler bile yarın hukuktan medet umar hale geleceklerdir. Umutsuzluğa yer yok. Millet iradesi İstanbul’da bir kez daha tecelli edecektir. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir ve hep öyle kalacaktır. 23 Haziran 2019 Halk İradesinin yeniden Tescili Günü’nüz, bugünden kutlu olsun…
