2015 yılı çok karma karışık duygularla aramızdan ayrılmak üzere… Geçen yıl bizleri çok derin düşüncelere soktu. Siyasi şekilde de dalgalandı durdu ve sonunda Ak Parti yüzde 50’ye yakın oy alarak tek başına iktidara geldi. Diğer partilerin beklentileri gibi olmadı. Tabir yerindeyse tencere ters yüz oldu. Dış politikamız tam manasıyla ateşten gömlek sanki… Suriye ve Irak için beklentileri fazla olan sözde süper devletler, Irak ve Suriye ile oyum-oyum oynuyorlarken, bize de aba altından sopa göstermekten çekinmiyorlar. Türk devletinin daha farkında değiller. Karşılarında sanki ufak bir devlet var. Otur diye oturacak, kalk diye kalkacak…
Doğu ve Güney doğu bölgesinde içimizden sandığımız insanların devletimize ve bize karşı başkaldırışlarını nefretle izliyoruz. Türkiye’nin onların sandığı gibi ülke olmadığını son günlerde teröristlere verilen acı bilânçolarla anlasalar! Anlamak dahi istemiyorlar. Onlar Türk ve Kürt ayırımı ile kendi topraklarımızda Kürdistan kurma hayallerini fazla abartmanın ötesindeler.
Devlet otoyollarında kimlik sormak, öz yönetim adı altında kendi şehirlerimizde özerklik ilan ederek, halkı yanlış yolda bilinçlendirme ile güvenlik güçlerimize silah sıkıp, asker ve polisimizi acımadan şehit etme küstahlığında bulundular. Bilânço ağır, aldatılan gençlerin acınacak durumlarını sevgisiz şekilde seyrediyor ve onlar adına da ister istemez üzülüyoruz.
İnşallah bu hayâsız akın bu yıl içerisinde sağlıklı şekilde sonuçlanır ve 2016 yılında eskiden olduğu gibi barış ve sevgi içerisinde yaşamaya, hep birlikte kendi öz memleketimizde yaşamaya devam ederiz. Yeni yılda beklentilerimizin fazlasıyla yerine geleceğinin umudunu yaşıyorum.
Yaklaşık beş yıl içinde kaybettiklerimizin yanında kazançlı çıkabileceğimizin işaretleri gelmeye başladı. Şantiyeye dönen yurdumuzda, ekilenlerin meyvelerini toplamamız 2016 yılında olacağa benzemektedir.
İzmit körfezi üzerine yapımı devam eden köprü olağan üstü bir proje. İstanbul ve İzmir arası artık bir atımlık uzaklıkta! İstanbul için düşünülen projeler hızla devam ediyor. İskenderun’dan Antep ovasına kavuşulacak olan Hassa tüneli eli kulağında… Her ilde yapılan hava alanları bir ülkenin kalkınmasında en büyük öncelik. Teknoloji aldı başını gidiyor, her yapılan yenilikler ülkemiz insanının geleceğidir.
Geçtiğimiz gün İsdemir’in açıklaması koltuklarımızı tam manasıyla kabarttı. Dile kolay zamanında zarar eden bir tesisin 2015 sonunda 5.000.000 ton sıvı çelik elde etmesi akıllara durgunluk veren şey! Ekip ruhuna inanıyoruz dediler ve başardılar. Maşallah binlerce maşallah!
İsdemir bölgemiz ve yurdumuz adına verdiği sözü tuttu. Şunu şu şekilde yapacağız dediler ve sonunda fazlasıyla yaptılar. Tabi burada yeni yönetim ile birlikte eski görev yapan yönetimlerin de kulaklarını çınlatmak gerek. İsmail Akçakmak ilk aklıma gelen, daha sonra Uğur Yılmaz bu çorbada tuzu olanlardan. İlk mücadelenin takipçisi olan başta İsdemir Genel Müdürü Recep Özhan, yardımcıları Şafak Çapar, Burtay Koraltan, Emre Gülden, Ali Buğday’ı ve bu mübarek ateşin merkezine elini sokan her insanın önünde saygı ile eğiliyorum. Ülkemin sönmeyen ateşleri onlar!
Tüm bunların yanında yan sanayimizde hızla gelişimde… Rusya, yan sanayimize muhtaç olduğunu her defasında dillendirmesine dillendiriyor ama hala tehditkâr tutumundan vazgeçmiyor. Suriye üzerinde kendini çok büyük şekilde görüyor. Sözde Suriye, kendilerini kurtarsın diye Rusya’yı ülkesine davet etmiş. Tabi bunların yanında düşünecek çok şeyler var. Çoğu söylenmek istenenleri televizyonların açık oturumlarından dinliyor ve izliyoruz. Her konuşmanın altında yatan tek gerçek şu; Rusya Akdeniz’de varlıklarını hissettirmek istiyor. Suriye’de konuşlanması demek tüm Akdeniz’i kontrol altına alması demek!
Buna karşı diğer devletlerin ve NATO’nun bakış açıları pek iyimser değil. Rusya çok yakın takipte. Akdeniz tam manasıyla artı ve eksi gemilerle güç programında…
2016 yılının yalnız barış üzerine ama sözde barış değil “özde barış” üzerine oluşmasını tüm kalbimle diliyorum.
