Değerli okurlarım, sporda değişim güzeldir diyoruz ve o güzel duygularla yola çıktık ama şöyle bir düşündüğümüzde, ne uzak geçmişte nede dünlerde hatta bugünlerde bile sporseverleri mutlu edecek belli olaylar, yaklaşımlar bulunmamaktadır. Bu olumsuzlukların, nelerden ve nerelerden kaynaklandığı, kişiden mi, kişilerden mi kaynaklandığı açık seçik ortada olduğu gibi, görmezden gelmek de mümkün değil.
Peki, sporda (futbolda) değişim adına, bu mızıkçıların üstüne-üstüne gidilse olmaz mı? Olmaz! Dikkatleri çekilse, sertçe uyarılsa olmaz mı? Olmaz!
Neden? Nedenini bir kez daha açıklayayım. Biz, duygusal bir milletiz. Biz, neme lazımcı bir toplumuz da ondan. Bize ait olan bu özellikleri ortadan kaldırmak söz konusu değildir ama an aza indirebiliriz. Bunu yapabiliriz. Bunu yaparken de gerektiği zaman acımasız olacağımız gibi kuralcı olacağız.
Yani, sporun kurallarına dört elle sarılacağız ve de koşullar ne olursa olsun, sevgisi göz ardı etmeyeceğiz, futbol ateşini (aşkını) içimizden söküp atmayacağız. Efendim, her nimetin, bir külfeti vardır. Nimetlerinden yararlandığımız sporun, özellikle futbolun sevgisiz kalmasına izin veremeyiz. Çünkü tüm dünya insanı onunla mutlu oluyor. Birçokları ekmek paralarını maç biletlerine yatırıyorlar, bunları göz ardı edemeyiz.
Göz ardı edersek n’olur? Hani daha önceleri (birkaç kez) sizlere sunduğum gibi, ‘FUTBOL, AŞK, GARIN MI DOYURUR’ diyerek, namaz kılarken maç izleyenler var ya kesinlikle onların durumuna düşeriz. Unutmayalım, yukarıda sevmekten ve aşktan söz etmiştim. Bu kavramlarla ilgili taslak romanımdan bir paragraf sunmak istiyorum. Yarına…
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA
