Değerli okurlarım, kim düşündü, nasıl düşünüldü bilinmiyor ama hükümetimiz bir “Akil İnsanlar” gurubu oluşturmuştu. Yani, genel olarak herkesin tanıdığı bu insanlar, belli bir süre için ülkemizin en akil insanları olarak düşünülecek, görevleri bittikten sonra tekrar eski hallerine döneceklerdi. Doğal olarak, bu akil insanların belli bir görevleri olacaktı, rakam belli değil ama bu akil işi “ücretsiz” olmadı sanırım!
Vatandaşa neler söyleyecekler, neler konuşacaklar?… Bir insan ne kadar “Akil” olursa olsun, bir yerden talimat almadan vatandaşa ne söyleyeceğini nereden bilsin. Uzaktan da olsa, birileri “En akil insan” onları kendi doğrultusunda bilinçlendirmeli. Doğaldır tabii… Konuşmaların şu konularda yoğunlaştığını biliyoruz ama neden tepki çekiyorlardı anlamış değilim. Demek ki fazlaca kraldan daha kralcılardı. “Analar ağlamasın, Akan kan dursun, Barış gelsin!” Bunları düşünmek tabi ki çok güzel! Kim kan aksun ister, hangimiz analar ağlasın deriz…
Bir futbol müsabakasında işler iyi giderken, en etkili oyuncunun oyundan alması ne kadar mantıklı ise bu akil insanlar konusu da inanın bana aynen öyle geliyor.
Son maçlara doğru kümede kalma savaşı veren takımlarımızda umut, umutsuzluk ve kaygı hâkim olacaktır. Bunun önüne geçmek de mümkün değildir. Anlatmak istediğim, bu müsabakaların, istatistiği, anketi veya değerlendirilmesi olmaz. Her şey doksan dakika içinde belli olur.
“Silahlar sussun, akan kanlar dursun, analar ağlamasın, barış gelsin” diyoruz ya sizce yeterli mi? Tabii ki yeterli değil! Böyle olumsuzluğu kim ister ki? Burada açığa çıkmamış, aydınlatılmamış ya da sindire-sindire anlatılmamış hususlar var.
Yani, bir alt lige düşecek takımlarımızda yaşanan bir kaygı var. Kaygı da desek, endişe de desek, ne dersek diyelim, bunun mutlaka giderilmesi, insanlarımızın gerçeği bilmesi şart. Önce adam gibi adam olmalıyız.
“Akil İnsan” olmak, öyle kolay bir hadise değildir. Durup dururken ya da atamayla akil insan zaten olunmaz. Hele yönlendirmeyle hiç olunmaz. Okulu da yoktur. Yukarıdakiler değil, akil insanları halk tanır. Bu unvan da onlara halk tarafından verilmiştir, altın madalyondur.
Özerk olarak tanıdığımız ve bildiğimiz bir federasyona “atamayla” birisini getirip oturtursan, o kişi de kendisi gibi akilleri etrafına toplarsa, Türk futbolunun durumu Arap saçına döner. İçinden çıkılamaz hale gelir.
Uzun zaman “futbolumuz” için şikeden söz ettik durduk. Sözde failler yakalandı, deliller toplandı, suçlular cezalandırıldı. Adalet yerini buldu (!) sporseverler de rahatladı. Adalete güvendi ve delikanlı TFF’ye teşekkür etti.
Yarın devam edeceğiz…
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA
