Değerli okurlarım, bunca yıldır sporla ilgili yazıyorum ya, geriye baktığımda bir arpa boyu yol aldığımı görüyorum. Sağlıklı yaşam ve sağlıklı düşünmek de önemli bir olgudur. Çarpık yaşam ve düşünce yanına yaklaşılmayacak şeytani konumlardır. Bunlar toplumların gündemine girdiğinde ahlaksızlık boyut kazanır. Güzelliklerden söz edilmesi mümkün değildir. Suiistimaller, riyakarlıklar, yağdanlıklar çevremizde kol gezer.
Peki, insanların ipini çeken riyakarlık, kişiliksizlik, yağcılık, riyakarlık nereye kadar devam eder? Bunun panzehiri nedir? Bu sağlıksız düşünceler, olumsuz yaklaşımlar, toplumları batağa götüren haller aniden son bulmaz. Çok ilginçtir ki, toplum karşısında bu yağdanlık, istismarcı dediğimiz kesim güçlüdür de. Sırtlarını öyle yerlere dayamışlardır ki; halk kesimini korkuturlar.
Gerek sporda ve gerekse günlük yaşamımızda sağlıklı düşünmek için eğitim şart. Eğitimle birlikte insanları usanmadan bıkmadan bilinçlendirmek de şayanı tavsiyedir.
Son yıllarda ülkemizde yaşanan rezillikleri gündeme getirmek istemiyorum. Tecavüz olsun ya da olmasın ölümle sonlanan çok müessif hadiseler. Dünyanın her yanında böyle hadiselerin olması konuyu hafifletmez.
Şu aşamada, konumuz spor olduğuna göre, ilkesiz ve kalitesiz yöneticilerin olaylardan ders alarak kendilerine çeki düzen verdiklerinde ve de ellerini taşın altına koyduklarında havalara giren sporcularda ekmek yedikleri ve hatta lüks yaşam sürdükleri spora gereken ihtimamı göstereceklerinden şüphemiz yoktur.
Bu güzellikler, olumlu yaklaşımlar tribünlere de yansıyacaktır. Cefakâr ve vefakâr sporseverler de kulüplerine, değer verdikleri renklerine, yani dil kondisyonları, şifai icraatlarını en düşük seviyede tutarlarla yavan ve kısır olan futbolumuz adına en büyük adımı atmış ve en önemli icraatı yapmış olurlar.
Bunun için Fair-Play ilkelerine uymak şart! Kazanmak için oyna, hakça oyna, kurallara uy, kendine, rakibine, sporseverlere, hakemlere saygılı ol, yenilgiyi vakar ile karşıla, futbolun menfaatlerini ileri götür, ırkçılık, şiddet, uyuşturucu, bunlardan uzak dur, futbola ihanet edenlerin karşısında ol, futbolun saygınlığını savunanların yanında ol, şike, doping, teşvik primi çirkinliklerine alet olma.
Bu saydıklarım Fair-Play’ın olmazsa olmazlarıdır. Tribünlerin neden boş ya da tamamen dolmadığı sanırım anlaşılmıştır. Yaranın nerede olduğu belli ve bu yara kangren olmadan çaresine bakmalı. Ne dersiniz?
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA
