Değerli okurlarım, “Spor Ruhu Yüceltir” diyoruz ya. Bunu hiç aklımızdan çıkarmayacağız. Onunla dost olup da, dost kaldığımız sürece, bize neler verdiğini, sağlığımıza sağlık kattığını gözlerimizle göreceğiz. Bu makalelerle amacımız şudur; Ben ve Gazetem (İskenderun Gazetesi) olarak; şehrimiz gençlerini, elimizden geldiğince spora yaklaştırmak, onların tasvip edilmeyen yerlere gitmelerini engellemektir. Bu konuya da başka bir makalemde ayrıntılı olarak gireceğim.
Dünkü sayımızda, Kardelen Sitesi’nin gençlerinin ziyaretime geldiklerini söylemiştim, hatırlayacaksınız. Her şey çocuklarımız, gençlerimiz için… Onların iyiliği için, elimizden gelenin en iyisini yapmak için bütün gücümüzü sarf edeceğiz. Onlarla sohbet ederken, sigara içmemeye özen gösteriyorum. Çocuklara, gençlere sigaranın kötülüklerinden ısrarla söz ederken, gözlerine baka-baka sigara içmem yakışık kalmayacağı gibi, sözlerimizde etkili olacağımızı hiç sanmıyorum.
Efendim, çocuklarımız, gençlerimiz söz konusu olunca, akan sular durur. Bizler onlarla varız, bizler gittiğimizde onlar kalacaklar. O nedenle, çocuklarımıza, gençlerimize iyi örnek olmak, hareketlerimize iyi örnek olmak, hareketlerimize dikkat edip kontrol altında tutmak en asli görevimiz olmalıdır.
Yeni nesil gerçekten bilinçli, ileri görüşlü ve ayı zamanda spora da eğitime de değer veriyorlar. Ziyaretime gelen gençlerden bir tanesi karate sporunun içinde ve aynı zamanda kahverengi kuşakta olduğunu söylüyor. Amacı siyah kemeri takabilmek, sporda temayüz etmek istiyor. Olur inşallah…
Bu makalemin büyük bölümünü, gençlerimizle olan sohbetimin bende bıraktığı izlenim oluşturacaktır. Aslına bakarsanız, gözlemlerimle, konuşmalarımla alt yapımı sağlamlaştırıyorum. Halkla ve gençlerle iç içe olmak, bir gazeteciye çok şeyler kazandırıyor, samimi olarak belirtmek isterim… Sporda branş ayrımı yapmak pek doğru olmasa bile, karate yapan o çocuğun ısrarıyla, birazcık karate sporundan söz edeceğim.
Şu anda hayata atılmış olan iki oğlum çocukken karate okuluna yazdırmıştım. Bu çalışmaları yakından izlediğim için bazı ön bilgilerim de olmuştu. Örneğin, bu Uzakdoğu sporu, bokstan daha da sert ve de acımasız. Boksta ayakla, yani tekme hadisesi yoktur. Sadece elle yani yumrukla rakibinizi yenmeye çalışırsınız. Boksta en geçerli galibiyetin “Nakavt” olduğunu söylememe gerek var mı?
Evet, Uzakdoğu’dan gelen bu sporda (Karate) el var, ayak var, rakibi yere düşürünce bırakmamak var. Hepsi var da, tüm bu var olanların ayrıntısına mecburen yarın gireceğiz. Konuyu bölmek istemiyorum da ondan…
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA
