Değerli Okurlarım, bugüne kadar yüzlerce sanat ve kültür sayfam yayınlandı ve beğenildiğini de söyleyebilirim. Şu anda okuduğunuz sanat sayfam özel, hem de çok özel. Akıcı bir üslup kullanamıyorum çünkü zorlanıyorum. Bu sayfanın tanziminde bana yardımcı olan çalışma arkadaşlarıma şükranlarımı sunarım.
Bu sayfayı hazırlarken belli kişilere mersiyeler göndermek aklımdan bile geçmedi. Herkes düğün yapıp evleniyor ama herkesin babası gazeteci değil. Bu sayfanın amacı, çocuklarımla birlikte, seven ve sevgilerini evlilikle devam ettirmek isteyen gençlerimize karınca kararınca nasihatte bulunmaktır.
Gençlerimiz tahsil için evlerinden ayrılıyorlar ya, işte gidiş o gidiş. Evlerine belli dönemlerde gelirler ama yalnız gelmezler ve hissedilir şekilde misafireten dönmüş olurlar. Benim oğlumda aynı taktiği uyguladı. 8-10 arkadaşını defalarca getirirken birisi demirbaştı, hiç değişmedi. Artık anlamamak için şey olmak lazım. Bizde şey değiliz.
Bir süre sonra nabız yokladım ve işler iyi ve olumlu. Oğlum babasının karakterini iyi bildiğinden yalan söyleme lüksü yoktur, özellikle böylesine ciddi konularda yapılacak yanlışlara af da yoktur. Herkesin evladı kendine kıymetlidir ve bu nedenle de karşı tarafa güvence vermem gerekiyordu. Hem de en sağlıklı biçimde…
Kızımızın (şimdi gelinim) ailesine namusumu ortaya koyarak; “Kızınız şu andan itibaren benim namusumdur” dedim. O aşamada muhtemel endişeleri zail olmuştur diye düşünüyorum.
Sanat yazımı resimlerin biraz büyük olması için kısa tutuyorum. Uzun yolun yolcuları neymiş, nasıl olurmuş, o yollarda nasıl yürünürmüş…
Başlığın içeriğini “Gönül Köşemden” sütunlarında ayrıntılı biçimde sizlere sunacağım. Yandaki sütundan söz ediyorum. Ancak, her şeyin en iyisini arıyoruz, bulunca da şımarıyoruz ve yetinmiyoruz. Bu nedenle de dejenere oluyoruz. Mümkünse öyle olmayalım. Evlilik kurumuna ciddi yaklaşırsanız Allah da yardımcınız olur. Beklediğimiz fırsat altın tabak içinde bir kez gelir. Bunun farkında olmazsanız havanızı alırsınız.
Bu sözlerimde hile hurda, yalan yanlış yoktur. Dinleyip içinize sindirirseniz kazanırsınız. Aksi halde n’olur bilemem. Ama beni dinleyin kazanın!
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA
Gönül Köşemden
Oğlumu Evlendirdim
Değerli Okurlarım, Cenab-ı Allah bana üç erkek evlat nasip etti. Kendisine hamdüsenalar olsun. Büyüklerin mutlu günlerinde hazır bulundum. Küçük oğlum ve adaşımla, tabiri caizse beraber büyüdüğümüzden tüm gelişmelerden haberdar olup, etkili ve de yetkili oldum. Bugün, sevgililer, sevenler ya da analar babalar günü değil. Yılları geride bırakan bir beraberliğin “Gala”sındayız. Sonuna kadar devam etmesini dilerim…
Gerçekten sevenleri gördükçe, o volkanı yüreklerinde taşıyanlara saygılı olduğumuzu da belirtmek isterim. Daha önce de söylediğim gibi, yalan ve riya kokan sevgilerden, bir çıkar uğruna sevgili olanlardan söz etmek bile istemem. Genelde sevmenin, sevgili olmanın sonunda evlilik düşünülür. Birliktelik ve iyi bir ilişki de düşünülebilir. Evlilik dünyanın sonu değildir, aşkın sonu olarak da değerlendirilmemelidir.
Bazı şeyler sona ermek üzereyse, algılama gücünüzü yitirmemelisiniz. Unutmayın ki, bitmek üzere ya da sona erme eğilimi gösteren deforme olmuş ruhlar, feri alınmış, anlamsızca bakan ve bir anlam ifade etmeyen gözlerdir. Eğer sorunlar eşinizin bakışlarıyla hallediliyorsa, yaralar sarılıyor, her şey yeniden turfanda oluyorsa, yol arkadaşınız iyidir, devam edin. Yine de bu yolculukta duygular ayrı ama olumludur. Birisi kanı temizler, diğeri de besleyicidir.
Acısız, travmasız bir aşk, bir beraberlik düşünebilir misiniz? Çünkü olmaz, olmaz da onun için düşünemezsiniz. Sevmenin hatırına her şeye katlanırsınız. Sürtüşmeler, muhtemelen boyut kazanan kavgalar da olabilir. Ama yaralar yukarıda söylediğim gibi bir bakışla tedavi edilebiliyorsa, hala sorun yok demektir.
Evlilik kutsal bir kurumdur, sonuna kadar saygılı olmak gerekmektedir. İnsanların sizi sayması, sevmelerinden daha evladır. Zaten, saygının olmadığı yerlerde, sevgiden kesinlikle söz edilemez. Bunu unutmayın, iyice özümleyin. Balayına aldanmayın ya, ömrünüz de balayı gibi olsun…
Baba duası almayanlar için değilse bile, genel olarak nazardan sakının. Mutlu çiftlerin mutluluğunu kıskanan, onların zaafa uğramasını isteyen o kadar şerefsiz var ki çevremizde. O nedenle, herhangi bir toplumda fazlaca dikkat çekmeyin. Dualarım karşı gelecektir ama siz yine de tedbirli olun, dikkatli olun. Ben nazardan korkuyorum artık. Yüce Allah sizi de, herkesi de nazardan esirgesin.
Evlilik sadece yatak odası değildir. Yatağınıza küskün girmeyin. Baş başa kaldığınızda başkalarının sorunlarını gündeminize almayın. Ya kendinizden ya da yarınlarınızdan söz edin. Uzun yolun en geç yolcularısınız. El ele yürüyün. Gözünüzü kırpmayın, toplum karşısında bir duruş sergileyin.
Ufak tefek münakaşalarda, o konuyu tartışın ve daha önceki konuları gündeme getirmeyin. Başkalarını işinize karıştırmayın. Evlilik ağırlığı olan bir müessesedir. Bu ağırlık mutlu çiftlerin başındaki kelebek gibidir.
Şu üç karakteri taşıyan kişiler, bu ağırlığı kaldıramaz, çekemez ve zor anlar yaşarsınız.
A-cimriler, B-korkaklar, C-acizler. Bu mikropları taşıyanlardan mutlaka uzak durmalısınız. Kişi cimriyse, bu demektir ki, o kişi hem korkak ve hem de acizdir. Kompleks içindedirler… Karşı tarafın zaafını öğrendikten sonra, onu ezmeye çalışırlar. Bu tür insanlarla uzun yola çıkılmaz. Zira uzun yol otoban değildir. O yol dostluk ister, yürek ister, özveri ister, dost ister. Gönlünüz birbirinizle dopdolu olsun, o zaman evinizi melekler bekler, paranız bereketli olur ve ekmeğiniz çok olur.
Harama itibar etmeyin ve alış verişlerde helallik almayı unutmayın. Faydasını göreceksiniz. Cenab-ı Allah hayırlı evlatlar nasip etsin. Ömrünüz sağlıklı ve uzun, mutluluğunuz daim, ekmeğiniz çok olsun oğlum! İkinizi de muhabbetle kucaklarım çocuklar! Allah’a emanet olun. Amin!
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA
