İskenderun Aynı, Değişen Bizleriz!

0
62

(Arşivden Feyezan Kanalıyla İlgili Makalem)

Bu kentin sokaklarında dün nasıl yürüdüysem bu günde aynı şekilde yürüyorum. Etrafımda değişen ne olmuş diye dikkat ettiğimde gözüme viran olmuş binaların yerine çok katlı apartmanlar çarpıyor. Bunlara paralel şekilde sokak ve caddeler bayağı genişledi. Alt yapısı tarihinde gördüğüm en etkili yatırım… Yağan yağmurlar sonucu mahzende sıkışan fareler gibi değiliz artık. Bu asrın projesini sonuna kadar devam ettiren başta Abdulkadir Kocabaş ve daha sonra projenin bitiminde emek sarf eden Mete Aslan ile tüm emeği geçenlere buradan saygı sunuyorum. Şehrim geçen zamana yalnızca çehresiyle ayak uydurdu. FEYEZAN kanalında değişen ne var?..! Kurbağa, sivrisinek, koku ve çirkin görüntü yegâne dostumuz. Memleketimizin yanı yönü belediyelik oldu. İskenderun sessiz, oralar sesli…

Başkanlar kafalarına göre icraatlarında özgürler. Soran yok, araştıran yok. Komşu belediyeler nerdeyse İskenderun’a talip, buyur desen koşacaklar. Bu yüzden sıkıldıkça sıkıştırılıyoruz. Ne boyumuz ne de enimiz uzadı. Bu şehrin dünde sahibi yoktu, bugün de sahibi yok! Belen Yaylasına binlerce hektar arazi bağışlanırken, gelişmeleri şaşkın ve güçsüz şekilde öylece izleyip durmadık mı? Laf çoktu, sinir çoktu ama icraat denen şey hiç yoktu.

İskenderun, dünya coğrafyasına adını vermiş bir kent. Son otuz yıldan bu yana hızlı bir gelişimde adeta uçuyor. “İsdemir” fonksiyonu ona tavan yaptırdı. Körfezdeki gelişmeler ise tam manasıyla muhteşem. Bakü-Tiflis-Ceyhan petrolü, Irak petrolü, Petrol rafinerileri ile birlikte DÜNYA petrol borsasının tek adresi İskenderun…

Bundan böyle kentimiz daha değişik şekilde anılacak. Tüm bu olumlu yapılanmalara tezat gözüken tek şey, şehrimizin istenilen şekilde kent düzeyine ulaşamadığıdır. İskenderun Belediye başkanları kentimizde görev yaptılar, yapıyorlar. İl merkezimiz Antakya karşısında güçsüz kaldıktan sonra neye yarar…

İskenderun’un yerinde Antakya olsaydı, bu kent şimdiki gibi olur muydu? Eskiden olduğu gibi Belen kendi yerinde öylece kalırdı. Çünkü sanayileşme gösteren bir yerde oksijen aranılır. Belen ilçesi; yaylalarıyla turizm yatırımlarıyla yol kat etmeliydi…

Geçenlerde bir arkadaşım yanıma geldi sohbet ettik. “…Nuri, Allah aşkına nasıl bir şehirde yaşıyoruz bilmiyorum. İskenderun her konuda yalnız bırakılıyor. Ticaret ve Sanayi Odamız dahi İzmir’den yönetiliyor. Şehrimizde oluşan olumlu her toplantıda başkan yerine diğer kişiler odayı temsil ediyor…” serzenişine ne cevap vereceğimi bilemedim. Sustum durdum!

İskenderun’un hızla nüfusu artıyor. Bu şehre nasıl da birden bire doluştu bu insanlar?..!  Kaldırımlarında yürürken, insan seline çarpmamak için zik-zak çiziyorum. Geçmişi; Hayallerimin süsleriyle bir daha yaşamak istiyorum.

“…Sahil kordonunda dolaşıyor. Fener Caddesinde ağ yapan insanları arıyorum. Tahta iskemleye bağdaş kurup oturmayı ne kadar da özlemişim. Sabahın ilk ışıklarında yine o iskemlede oturur gibiyim. Hava bayağı bir ayaz! Elimde tavşankanı demli bir çayı yudumluyorum. Denizin balık getiren kokusu palmiyelere şamar gibi çarpıyor.  O an deniz kumunu uzanıp avuçlamak istedim. Benden korktu kaçtı. Sahilde özgürce koşmak istedim, dev kayalar gözümü korkuttu. Bir ara martıların çılgın sesleri kulaklarımı deldi. Onlara doğru oturduğum yerden baktığımda Tirada ağlarını oflayarak çeken “emmi garibi” gördüm. Ağlara saldıran çocuklara “ruh ulek..!” diye bağırıyordu… Balık meraklıları, ellerinde poşet bir oraya, bir buraya koşuşturup duruyorlardı…”

İskenderun için ben bunu yaptım, şunu yaptım demek büyük hata… Yapılanlar zaten biliniyor ve görülüyor. Önemli olan ben nerde hata yaptım demektir. Geçmişle geleceği doğru şekilde tahlil etmek için, bağırmaya, çağırmaya gerek yok. Görev süresi bir aynaya benzer. Bugün aynada gözükenler yarın yandı bitti kayboldu…!! Demek onların hepsi geçmiş hatıralar gibi zahiriymiş. Gerçek olanlar ise halen memleketimde özgürce dolaşıp durmaktır.

Evet; İSKENDERUN aynı, değişen yalnızca kuşaklar…

& & & & &

Geçmiş günlerde yazmış olduğum bu makaleyi okurken inanın çok duygulandım. Bugün bir tarihi hizmet yapılıyor İskenderun’a… İnsanlarımızın bulanarak baktığı kanal artık tarihe karışıyor. Hiç kimsenin cesaret dahi edemediği bu projeye İskenderun Belediye Başkanı Seyfi Dingil cesaretle sarıldı, bırakmadı. Konuyla ilgili Ankara-İskenderun arası adeta mekik dokudu. Başkan için ne dedikodu yaptılar. Adamı tiksindirme boyutuna kadar ulaştılar. Yılmadı, sonunda hem Feyezan Kanalını hem de TOKİ Konutlarını bölgemize kazandırma başarısını Hatay Milletvekili Orhan Karasayar ile birlikte bu işi sağladılar.

Yukarıda okuduğunuz eski makalem geçmişte yazılmış, hepsi kahır dolu. Bunun gibi nice makaleler çıkartırım arşivden ama bu iş sonunda başarıldı ya keyif doluyum. İskenderun’un yarınları daha iştah açıcı! Bugün Feyezan Kanalının ilk harcı atılacak. Harcı atacak müteahhittin arkası çok kalın… Sahilde muhteşem caminin de temeli atılacak. Gökhan Gökten’i kutlarım, çünkü bu projeyi yaparım diye kollarını sıvadı. Başkan Seyfi Dingil’i kutlarım ‘ben bu işi başaracağım’ dedi. Milletvekili Orhan Karasayar tuttum mu kopartırım dedi, koparttı. Kutlarım.

Ne diyeyim ki Allah herkesten razı olsun. Yeter ki yüzümüzü güldürecek olan bu asrın projesi amacına ulaşsın.

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here