Futbola Günah Diyenler (4)

0
55

Değerli okurlarım, ülkemiz 10 Şubat 1962’den bu yana, UEFA’nın 34 üyesinden biri olarak her türlü organizasyona katılmaktadır. Bunlar tamamıyla doğru ama UEFA’nın üvey evlat görüp dışladığı, öz evlat görüp bağrına bastığı ülkeler var. İstersen biraz sesini yükselt bakalım neler oluyor.

Bir de, futbolun kronolojisi var. Futbolun önemli gelişmelerini anlatan bir konum konumunda… Kısacık da olsa şöyle söyleyebiliriz. Bu önemli sporun çok uzun yıllar önce ve günümüze kadar geçirdiği kabuk değiştirmelerden söz ediyor. Zevkle okunur ve zevkle de yazılır. Fakat içerikli bir konu olduğundan üç beş güne sıkıştıramayız. Muhtemelen sezon sonu olabilir diye düşünüyorum.

Yine de kronolojiyi darıltmayalım. Yedi yüz sene saçma bir olayı ve sekiz yıl önceki önemli bir spor hadisesini birer cümleyle anlatarak konumuza dönelim. Yıl 1314 ve İngiltere Kralı II. Edvard bu spor nedeniyle kasaba ve şehirlerde hayatın tehdit edildiğini öne sürerek, futbol oynanmasını kesin olarak yasaklamıştır. Kral olduğu için yasaklar haliyle… Yıl 2004, ilk yarının ortası olmuş ama Beşiktaş hala namaglûp. Bunun hikmeti nedir? (Bunu BJK’lılar sevinsin diye yazıyorum.) Hikmeti şudur: Lig başlamıştır ve ilk dokuz müsabaka beraberlikle sonuçlanmıştır. Yenilmeyen takıma namaglûp denmez mi? Siyah-Beyazlı takımda o sezon yüksek performans gösterip yenilmiyordu, başarının sırrı buydu. Bir de Yıldırım Demirören gibi bir başkanları vardı.

İçinde bulunduğumuz dönemde, bir kuşak önceyi de hemen herkes bilir de yarım asır öncesini bilenler parmakla sayılacak kadar az. Azda olsa bilen var demektir. İstemezükler, futbol günahtır diyeler seslerini çıkaramaz hale geldiler, sindiler ama gelin görün ki bizim futbolda bir şey yok. Resmen hababam futbolu. Topu iyice havaya dikenin, herkesten alkış aldığı bir dönem! Taktik-maktik yok. Kaleciler gol atmak için çaba sarf ediyor. Burayı biraz açalım dilerseniz.

Herkesin amacı gol atmak, kaleciler hariç. Oynanan futbol değil, sanki bir kör dövüşü. Daha sonra muhtelif ülkeler, bünyelerine uyan sistemler oluşturdular ve başarılı da oldular. Sistemli olmak güzel ama bizim hem sistemimiz yol, hem de bir dünya politikamız bulunmamakta. Üçkâğıtçılığa gelince bizden önde gideni de bulunmamakta.

Ne diyor Kasımpaşalı; “…Benim her şeyden haberim olur ama paşaların apar topar tutuklanıp mahkemeye çıkarıldığından haberim yok. Paşalar tutuksuz yargılanmalı. Böyle şeylerden haberim olmuyor nedense…”

Kendine ait bir sistemin olmasında yarar var. Bu sistem ileride daha da donanımlı hale getirilebilir. Sistemde kopyacılık yapanlar varda, onu da beceremiyorlar. Sisteme göre adam olmayınca sistem çalışır mı? Yarın ki sayımızda bugüne kadar oynanmış, en azından bizim bildiğimiz sistemleri açıklamaya çalışacağım. Bazı sistemler ülkeleriyle ters düşüyor olmasına rağmen, yine o sistemi işler hale getirdiler. Bunları yarın anlatacağım.

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here