Değerli okurlarım, dünkü sayımızda bir hayli duygusallaştık ve sizleri de duygulandırdım eminim. Büyüklerimiz diyorlar ki; unutamayacağınız insanların, hiçbir şeyini gözünüzün önünde bulundurmayın, saklamayın, yok edin, buyuruyorlar. İsminden başka bir şeyi kalmayan bir muhteremi unutamıyorsan, bunun suçluluk duygusu olmaz. Suç olsa-olsa bizleri Yaradan’dandır. Bu kadar hassas yaratmasaydı. Unutmak için eskiler, ayak oyunları boşuna. Belki da Tanrı cezalandırıyor.
Efendim, dostlardan dem vuran okurlarım, öyle ümit ediyorum ki, dostlukla ilgili anımdan hem etkilenmiş ve hem de mutlu olmuşlardır. Bugün de, hükümetin futbol siyasetinden ve bazı çirkin gelişmelerin üzerine neden gitmediğinden, gidemeyeceğinden söz etmek istiyorum. Ancak, buna benzer bir makalemi 2004 Temmuz’unda da yayınlamıştım. Gazetemizin kuruluşunu (kruluş yıldönümü) görmezden gelecek olursak, Temmuz aylarında şike söylentileri gündem oluşturmuş ve hatta boyut kazanmıştır.
Bildiğiniz gibi, 2011’in 3 Temmuz’u… Tutuklanmalar, telefon konuşmaları, hocalara danışmalar falan. Bu işlere hocalarla birlikte imamlarda karışırsa, karışmışsa futbolun be denli etkileyici bir spor olduğunu anlayın artık. Mışlı bile olsa, duyduklarımızın, yazdıklarımızın Türkiye’deki liglerin sanıldığı kadar rahatlatıcı iç açıcı olmadığı izlenimini veriyor. Bir konuyu ya da bu konuyu açık yüreklilikle eleştirmemiz gerekirse dünyada da ülkemizde de futbolun pek öyle namuslu olduğu söylenemez. Gün geçmiyor ki şike duyulmasın, teşvik primi gündem oluşturmasın. Söylediğim gibi bu sadece bize has bir olgu değil.
Sporun bir gelir ve zenginleşme kaynağı olmasına bağlı olarak sadece futbolda değil, bisikletten, atletizme, basketboldan haltere kadar her spor dalında sporcu ahlakıyla bağdaşmayacak eylemlere tanık oluyoruz. Doping de şike gibi sporu kirleten, ahlaksızlığın bir versiyonu. Ortada dönen paraların büyüklüğü sayesinde kimsede saf, temiz sporcu ahlakı kalmamış durumda.
Herkesi ilgilendiren sporun böyle kirlenmesi elbette izleyiciler kadar bu işi organize edenleri de rahatsız ediyor. İyi ki rahatsız ediyor. Aksi halde halimiz nice olurdu? Bu nedenle bütün kirliliğe rağmen, yanlışların üzerine gittikleri izlenimi veriyor bu organizatörlerle ama yetmez! Dünyada ve özellikle Avrupa’da şikeye tevessül eden, şike yapan takımlar yanıyor, hem de cehennem narına ama Türkiye hariç. Ülkemizde şike yapmak serbest değil ama yakalansan bile bir şey olmuyor. Bu konuda, ülke genelindeki ahlak anlayışı kadar, siyasetin, politikanın ve hükümetlerin de önemli rolü bulunmaktadır.
Değerli okurlarım, şike ve teşvik primleri konularına özellikle girmedim. Arzularınızı yerine getirdim. Bu şike ve teşvik primi konularına “Özel Başlık” altında nasıl bir kimliğe sahip olduğunu sizlere sunacağım. Bunun bir paragrafını da yarınki sayımızda sunacağım.
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA
